"Is everyone ready ?"

563 27 0
                                    

"Herkes hazır mı ?" önümdeki kapıyı açmadan önce bunu üçüncü kez daha söyledim. Küçük bir limuzin kapının önündeydi, emindim ki Harry gidecek hoş bir yer planlamıştı. Herkes soruma kafa salladı ve arabaya yürüdü, ben ve Harry başlarındaydık.

"Sizi birilerinin etrafta gezdirdiğine inanamıyorum!" Cassidy bağırdı. Biliyorum kaba olmak istememişti, ama ben yine de alınmıştı.

"İlk sen gidebilirsin." dedi Harry Cassidy ile aileme.

Cassidy ilk bindi, bana hangi yerde oturacağımı seçmemi söyledi çünkü kendisi cam kenarında oturmaktan nefret ederdi.

Kaba olmak istemem ama ben de onun Harry'nin yanına oturmasına izin vermemiştim, bu yüzden arabanın çalışmasını biraz erteledim ve taşınmak için "çok geçti.". Ne kadar ayıp.

Harry'nin parmağındaki yüzüklerle oynarken, araba yolculuğunun ne kadar garip olduğunu görmez geldim.

"Ee, şimdiye kadar Londra'yı beğendiniz mi?" Harry sordu, büyükçe sırıtıyordu. Çok tatlıydı, ay.

"Tüm gördüğümüz şey sadece senin evin." babam hızlıca Harry'nin çenesini kapattı. Aşağı doğru iniyorduk.

"Senin evin nerede Arianna ?" annem sordu. Biliyorum herkes Harry ile yaşadığımı tahmin edebilmişti, o da benden duymak istiyordu çünkü buraya taşınmadan önce ona yalan söylemiştim.

Harry'nin gülüşü çatılan kaşlara döndü.

"Aslında, ben Harry ile birlikte yaşıyorum." İç çektim.

Cassidy nefesi kesilince normalmiş gibi numara yaptı ve bu gerçekten de işe yaramıştı çünkü sorulacak daha fazla soru gelmedi.

"Arianna!" Bir adamın bana bağırdığını duydum. Babam ya da Harry değildi.

Şoför.

Arkada görünürdeki aynaya bakınca beni Catherine istediği için Modest binasına giderken götüren adamı gördüm.

Siktir, adı neydi ki ?

"Hey..." adını söylediğini hiç hatırlamıyordum. "Sen."

Kıkırdadı, hayır anlamında kafasını salladı.

"Marcus."

"Aa evet doğru." Şimdi bunu biliyordum. "Nasıl-"

"Birbirinizi tanıyor musunuz ?" Cassidy duyamadığım bir şeyler eklerken Harry yarıda kesti. Muhtemelen daha fazla duymak istemediğindendir.

"Evet, birazcık." diye cevapladım, nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. Ah, biz ayrıldıktan sonra beni bedava arabasına bindirdi çünkü sen beni dışarı atmıştın, ve sonra o da beni Catherine'ın binasına götürdü, geri gelirken de yine onu bulmuştum. 

"Nasıl ?" diye baskı yaptı.

"Önceden onu götürmüştüm." dedi Marcus, her şeyi toparlayarak.

"Evet." 

Harry kafasını salladı, gerçi hala yüzüne bakıyordu. 

"Adın ne demiştin ?" Cassidy elbette Marcus'a sordu.

"Ah, Marcus." Onunla sohbet etmeye çalışıyordu, ve Harry ile konuşmaya çalışmadığı için biraz rahatlamıştım.

Radyo bir sebepten dolayı kapalıydı, buraya kadar on dakika boyunca hepimiz Cassidy'nin şoföre normal konulardan kendisiyle ilgili sorular sormasını dinlemiştik. "Yalnız mısın" diye sorarken ona yanaşmaya başlamıştı, ve adam da evet diye cevaplamadan önce radyonun sesini çok yüksek bir sesle açtı.

Hired For Styles (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin