Ben apartmana girene kadar bekledi. Apartmanın dış kapısını açtığımda geriye dönüp ona el salladım, o da bana çok daha sıcak bir el sallama ile geri döndü. O kadar huzur ve mutluluk doluydum ki patlayacağımı düşünmeden edemiyordum.
Eve geldiğimde SooYun uyumamış hala beni bekliyordu. Kapıyı açtığım an bir şeyin tüm hızıyla üzerime doğru koştuğunu gördüm ki daha bir saniye geçmeden kendimi yerde buldum. Üstüme çıkan SooYun bir el hareketi ile kapıyı kapattı, ayağı kalkıp beni oturma odamıza sürükledi. En sevdiği program başladığından hem beni dinleyecek, hem programı izleyecekmiş.
Anlattığımda onunda gözleri doldu. Belki yarım saate yakın sarıldık ki bu arada SooYun'un televizyonu izlediğinden eminim. Ben tuhaf tuhaf şekillere girerken o tüm ağırlığını bana vermiş, bana sarılıyormuş gibi yapıp programını izliyor, ikimizi de aynı anda götürüyordu. Yine de ona sarılıyor olmak için istifimi bozmadım, taa ki belimden kocaman "kıt!" sesi gelene kadar. Benim bir şey dememe kalmadan SooYun üstümden kalktı.
**Temmuz **
Bugün SooYun'un doğum günü! Aynı kanepede uzanmış olsak bile doğum gününü tatlı bir mesaj ile kutlayıp daha sonra asıl hediyesini versem de bir de birkaç arkadaşımız ile kutlamak istedik. Sabahleyin arkadaşlarımızın -sadce JiHyun'un;) - kiraladığı bir kafeye gittik. Tabii SooYun bundan habersiz oldığundan, süprizi görünce oldukça sevindi. Şu aralar SooYun ve JiHyun arasında aşk kokuları sezmeye başladım, her ne kadar ben ve diğerleri ikisini sıkıştırsakta ikisi de nuh diyor peygamber demiyor mübarek! Sürekli yalanlayıp duruyorlar ama SooYun'u tanıyorum, JiHyun'un da var zaten hallerinde bir gariplik.
Parti akşamüstü bitti. JiHyun, SooYun ile bir yerlerde oturup bir şeyler içmek istediğini söyledi, bizimki de hiç geri durur mu? Beraber gittiler. Bende eve döndüm. Eve dönünce, kapının girişinde pembe bir zarfın içinde, aynı ton pembe bir kağıdın üzerinde biraz daha koyu bir pembe ile yazılmış "seni özledim" notunu buldum. Dizilerdeki gibi..
Bu mektubu okuyunca aklımdan tek bir kişi geçti, Jimin.. Ama neden böyle bir şey yapsın ki? Hem, beni özleyebilecek iki kişi var; biri annem diğeri SooYun. Annem olamayacağına göre, SooYun bana şaka yapıyordu? Muhtemelen.. Ama bu sefer ona kanmam!
Elimdeki kağıdı, kapının yanındaki çöp kutusuna fırlatırken içinden minik bir kağıt daha çıktı. Bu kağıt küçük bir kartpostal gibiydi. Üstünde "aynı parkta, aynı saatte" yazıyordu. SooYun-ah.. Bu sefer seni iyice pataklayacağım!
SooYun ile bir aydan fazladır bir eşek şakası savaşındaydık. Bana bütün bir ay boyunca çeşitli pislik şakalar yapıp durdu. İş dalgaya gelince onu durduramıyorsunuz. Ama bu sefer ileri gitti. Onu elime bir geçirirsem bitti! Elimdeki kağıdı çantama çıkıştırarak en vahşi halimle parka gittim. Parka varınca, o anki sinirle "SooYun-ah! SooYun-ah! Çık ortaya seni aptal!" diye bağırmaya başladım. Arkamdan bir ses;
—Aptal SooYun yok ama şapşal beni kabul eder misin?
Sesini tanıdım, arkama dönemedim.
—Uzun zaman oldu.. Koskoca 4 ay.. Sanki 4 asır gibi değil miydi sence de?
Bunları söylerken arkamdan bana doğru yaklaşıyordu. Tüm öfkem uçtu, hareket edemiyordum.
Önüme bir kurbağa gibi atıldı.
Gözlerimin içine bakarak;
—Iseul-shi, neden bu kadar gerginsin? Kalp atışların buradan duyuluyor.
Aramızda sadece bir karış vardı.
━━━━━━━❀━━━━━━━
Selam millet!
6 gündür yb atmıyordum;( Ama geçerli sebeplerim var!
1) Çok yoğunum, derslerim yetişmiyor.
2) Kendimi iyi hissetmiyorum. Herkesin zorlu dönemleri olur değil mi?
Anlayışınız için minnettarım♡~
Öhöm, o zaman, önemli konulara gelelim! Kitapta beğenmediğiniz bir yön var mı? Ya da şöyle olsa daha iyi olur gibisinden? Yorum bırakırsanız çokça sevineceğim (*0*)
Kendinize iyi bakın,, ु༄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fernweh // pjm.
FanfictionTek dileğim sendin Park Jimin. Şimdi ise yanında nefes alabildiğim kişisin. Kader denilen şey ne kadar tuhaf, öyle değil mi? İmkansızlıklar bir anda yok oluveriyor.. ↬Fernweh; Almancada daha önce gidilmeyen bir yere duyulan özlem anlamını taşır. ━━━...