Bugün, BTS büyük bir turne için yola çıkıyorlar. İlk durakları Japonya. Gözümü açtığımda televizyonun sesi odama kadar geliyordu. Çığlık atan fanlar, tonlaca fotoğrafın çekildiği fotoğraf makinelerinden çıkan sesler ve haberi sunan muhabirin konuşması.. Yan odaya gittim ve çocukların Japonya'ya gitmek çoktan havalimanına gittiklerini ve tabii yalnız olmadıklarını gördüm.
-Iseul-ah. Telefonuna bak. Dakikalardır bildirim geliyor.
Tv'ye öylesine odaklanmışım ki fark etmemişim. Jimin mesaj atmıştı.
'Nasılsın?'
'Havaalanına girerken iyi görünüyor muydum?ㅋㅋ'
'Beni özledin mi, ben şimdiden seni tekrar görmek için fazla aceleciyim!'
'Cevap vermeyecek misin :( '
'Belki de uyuyorsundur *-* Uyandığın zaman, şunu unutma, tüm turne boyunca burnumun dibinde olduğunu hayal edeceğim.'
Jimin iyiydi ve beni düşünüyordu. Belli ki her şey yolunda. Peki.. Ben neden böyle huzursuz hissediyorum?
*****
Bts'in Japonya'ya varışlarının ikinci günü. Hatta bu gece oradaki konserlerini verecekler. Jimin ile meşgul olduğundan seyrek konuşuyoruz ama bu kısa zaman diliminde bile bana sevgisini yeterince veriyor. İçimdeki huzursuzluk ise hala benimle.. Şu aralar tek dileğim kötü olan hiçbir şeyin olmaması.
Japonya ile aramızda saat farkı olmadığından, bir japon fan twitter üzerinden canlı yayın açtı ve konseri izleyebildim, sanki onlarlaymışım hissi verdi. Ama nedense çocuklardan çok fanlara baktım. Gözlerimi sahnenin yanındaki fanlardan alamıyordum ve sanki her an bir yerden kötü niyetli birisi çıkacakmış gibi tetikteydim. Neyse ki konser sorunsuz tamamlandı ve onların mutlu gözleriyle sahneden indiğini görebildim.
Aradan geçen birkaç dakika sonra Jimin'den yorgun olduğu, bu gece erken uyuyup onu affetmem ve beni çok sevdiğiyle alakalı bir mesaj aldım. Ardından bende ona iyi geceler mesajı gönderdim. Sanırım boşuna kuruntu yapıyorum?
Ertesi gün twitter konserlerinden çok Jimin'den bahsediyordu. Jimin ve ihanetinden.
Olay öylesine büyüktü ki.. Bunun hakkında Tweet atmayan tek kişinin bile olduğu düşünmüyorum. 'İhanet' derkenki karsıtlarını anlayamadım çünkü o zaman gözüme ilişen şeyler sadece Jimin'e olan nefret yorumlarıydı. Tag'da daha fazla dolaşmaya başlayınca nefret yorumları alan tek kişinin Jimin olmadığını gördüm. Olayları anlamaya çalışırken odama SooYun daldı. Endişeli gözükse de bir şey olmamış, bilmiyormuş gibi davranmaya çalıştı.
-Demek uyandın. Bende sens uyandıracaktım, kahvaltı hazır hadi gel.
-SooYun bunlar ne? Bir şeyler biliyorsun değil mi?
-Önce kahvaltı yapmamız gerek.
-Hayır bu büyük bir meseleye benziyor.
-Öyle olduğu için önce yemek yemen gerekiyor.
Ciddi göründüğü için telefonumu kapattım ve gidip yemek yedim. Ardından anlatmaya başladı.
-Bir saseang Jimin'in kakaotalk* hesabını hacklemiş ve seninle olan tüm yazışmalarını internete vermiş. Şuan oppacı kesim tarafından birçok nefret ve ölüm mesajları alıyorsun. Senin telefonunun numarası da onlarda olduğundan sen uyanmadan telefonunu uçak moduna aldım. Neyse ki yüzünü bilmiyorlar. Gidip yeni bir numara almamız gerekiyor.
❥━━━━━━━━━❀━━━━━━━━━
*kore'nin whatsapp 'ı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fernweh // pjm.
FanfictionTek dileğim sendin Park Jimin. Şimdi ise yanında nefes alabildiğim kişisin. Kader denilen şey ne kadar tuhaf, öyle değil mi? İmkansızlıklar bir anda yok oluveriyor.. ↬Fernweh; Almancada daha önce gidilmeyen bir yere duyulan özlem anlamını taşır. ━━━...