SooYun Jimin'e mesaj atmam için beni zorlasa da ilk önce onun anlatması gereken şeyler vardı.
—Hiçbir şey olmadı, bir kafeye oturduk ve arkadaşça sohbet ettik. Bana ne dedi biliyor musun? 'Yanlış anlama, seninle özel olarak bir şeyler içmek istemem tamamen ağabeyimin suçu. Sen sürekli Iseul ile birlikte olduğundan ağabeyimin, onların baş başa kalabilecekleri bir ana ihtiyacı vardı. Benden de böyle bir şey rica etti. Kafe kiralamamın nedeni ise benimle oturmaya gelmeni sağlamaktı, böylelikle bana minnet duyardın ve benimle gelirdin. Yanımda gergin ol istemiyorum, merak etme bende sana kardeş gözüyle bakıyorum. Lütfen, bu küçük oyunu bozmayalım olur mu? '
JiHyun'un tüm dediklerini ezberlemiş olan SooYun'a baktım. Ben şoktan şoka girerken SooYun'da en ufak bir his yoktu. Hiç hayal kırıklığına uğramış gibi bir hali de yoktu. Devam etti;
—Bakma bana öyle. O an acı çekmediğimi fark edince aynı zamanda bir onun benim için heves gibi bir şey olduğunu da fark ettim. Yani sorun yok ben idol oppalarımla iyiyim ㅋㅋ. Hadi, sıra sende~
—Her şeyi anlattım ki..
—Saf mısın? Onu demiyorum, mesaj atsanaaa!
—Haa.. O şey.. Sanırım bir süre daha mesaj atmam. Hazır hissetmiyorum..
—Öpüşmüşsünüz neyini hazır hissetmiyorsun?!
Yanaklarım kızardı. Önce başımı istemsizce yere eğdim sonra bir hışımla kaldırarak;
—Hiçte bile! Öpüşmedik biz! Sadece dudaklarımız birazcık değdi.. Ama çok az, bu öpüşmek sayılmaz!
—Tamam tamam sakin ol ㅋㅋㅋ. Onu aramalısın, aramanı istiyor. Düşün! O bir idol, bir sürü fanı ve işi var. Çok yoğunlar, ne kadar çalıştıklarını ve emek sarfettiklerini biliyorsun. Bunca yoğunluk arasından seni unutmamış, hatta belki unutamamış. Muhtemelen şuan seni düşünüyor. Neden ona bir iyilik yapmıyorsun? Hadi en azından bir mesaj at!
Kekeleyerek 'peki' diyebildim.
Beş dakika kadar sonra;
** Mesajlaşma; **
—Merhaba Jimin. Ben Iseul..
—Oh, bu kadar erken beklemiyordum. Nasılsın?
—Hayır hayır, öncelikle teşekkür etmeliyim. Teşekkür ederim, bana geri döndün. Buna ihtiyacım vardı.—Sorun değil, iyi olman dileğim.
—Yine de, sen benden her zaman daha iyi ol, tamam mı?
—Öhöm, şimdi nasılsın?—ㅋㅋㅋ. Ben iyiyim, ya sen? Evine vardın mı?
—Evet. Ama neredeyse kendi evime giderken kayboluyordum! ㅋㅋㅋ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fernweh // pjm.
FanficTek dileğim sendin Park Jimin. Şimdi ise yanında nefes alabildiğim kişisin. Kader denilen şey ne kadar tuhaf, öyle değil mi? İmkansızlıklar bir anda yok oluveriyor.. ↬Fernweh; Almancada daha önce gidilmeyen bir yere duyulan özlem anlamını taşır. ━━━...