Telefonda dııt sesini dinledim. Gitmelimiydim. Yoksa onu unutmalı ve hayalimi mi gerçekleştirmeliydim.
***************
- Demir-
Yanında uyumamaktan nefret ediyorum, zaman boşa gidiyor sanki, saniyeler boşa gidiyor.
Ayakkabı bağcığın, bilekliğin, ne biliyim senin her daim yanında olan bir eşyan olmak istiyorum. Bana söz ver beni bırakma, sevmiyor olsan bile bırakma, gitme sakın yanımdan. Yatarken bana arkanı döndüğünde bile özlüyorum seni. Yokluğunda kafayı yerim ben, her zerreni özlüyorum varya hem de köpek gibi özlüyorum. Özür dilerim. Çok özür dilerim.
Sarhoş kafa bunları söylüyordum. Keşke o kadar bağırmasaydım diye içimden kendime sövüyorum. En son hatırladığım şey kafama diktiğim viski bardağım. Sonra bir ara Emre nin sesini duydum. Sonra da Pelinin sesini. Sesini o kadar özlemişim ki doyamıyorum. Zaten sonra herşey bok gibiydi. Kafamda filler sevişiyordu sanki. Tek güzel şey vardı. O da yanımdaydı. Yanı başımda. Kolunu yastığıma dayamış uyuyordu. Çok yorgun görünüyordu. Gözlerinin altı şişmişti. Gözlerinin altını, elmacık kemiğini okşadım. Ona dokunurken içim gidiyordu. Hem ona dokunmak için can atıyorum ama aynı zamanda da dokunmaya kıyamıyorum. Gözlerini yavaş yavaş açtı. Kafasını kaldırdı ve bana gülümsedi. Sonra aklına gelmiş gibi birden yıkıldı. Yüzündeki gülümseme kaybolmaya başladı. Bende gülümsemesiyle birlikte yok oluyordum. Bir mesafeli durmaya başladı. Dayanamıyordum. Onun bana böyle mesafeli davranmasına dayanamıyordum. Etimden et kopuyordu sanki. Karşımda ki koltuğa oturmuş kucağındaki ellerine bakıyordu. Ne yapacağını düşünüyordu.
- Şey. Ben gitsem iyi olur.
İyimi olur hayır hiç iyi olmaz. Hemde benim için. Şuan sadece o güzel rahatlatıcı kokusunu içime çekip uyumak istiyorum. O an sadece bunu istiyordum.
- Bir Gece Önce Pelin -
Ben yatakta oturmuş karşıya bakarak düşünüyordum. Daha birkaç saat önce onu kaybettiğimi düşünüyordum. Artık sabahları sırtını öperek seni uyandırmayacak, kahvaltıda sırf ben seviyorum diye yumurtayı çok pişirmeyecek, televizyon izlerken seni seyreden biri olmayacak, anahtar sesine sevinip kapıya koştuğun birisi, sen acıkmadan yemek yemeyen birisi olmayacak diyordum kendime. Ama şimdi bir umudum vardı. Ben onsuz mutsuzdum. Ve mutlu olmadan hayalimi gerçekleştirsem ne fayda. Kalktım ve eve gitmek için yola çıktım. Arabamı eski evimden almıştım. Arabamı kullanmayı çok özlemişim. Daha doğrusu hız yapmayı. 10 dakika sonra eve gelmiştim. Emre olduğunu tahmin ettiğim çocuk kapıda sigara içiyordu. Adam akıllı konuşmadan
- Yukarıdamı ?
- Evet sızdı.
- İyimi.
- Evet iyi sadece sarhoş olmuş. Gittiğimde sızıp kalmıştı.
- Tamam.
dedim ve yukarı çıktım. Odaya girdiğimde uyuyordu. Hemen yanına yattım. Kokusunu içime çektim. Ama sonra kafama dank etti ve tıpış tıpış yataktan kalkıp yandaki pufa oturdum. Bir şeyler sayıklamaya başladı.
- Seni çok seviyorum.... Ne olur beni bırakma... Çok özür dilerim sevgilim... Çok... Özür.... Dilerim...
Ah be Demir ben seni nasıl bırakırım ki. Dayanamam sensiz hayata. Ölürüm daha iyi be sevgilim. Ama keşke bana karşı çıkmasaydın.
Bazen sadece senin yanında olmak bile huzur verirken, ben şimdi sensiz naparım. Bana huzur veren senin kokun, beni saran kolların, benim için çarptığını bildiğim kocaman kalbin, sen, varınla yoğunla sadece sen. Sen gidersen ben yok olurum, ölürüm. Lütfen bana yardım et aşkım. Çünkü seni seviyorum. Uyandığımda bana bakan gözlerin olmayacaksa uyanmamak en iyisi. Şimdi anlıyorum ki benim hayalim senmişsin. Çok güzel başladık. Sonumuz kötü olmasın sevgilim. Lütfen aşkım. Vazgeçiyorum. Benim hayalim sensin. Tek vazgeçilmezim. Herşeyim.
- Sabah Pelin -
Uyandığımda yanağımı okşuyordu. Elini hissetmeyi o kadar özlemişim ki. Ama o an ya benimle barışmazsa diye geçirdim aklımdan. Aptal gibi gelin güvey olmak istemiyordum. Ya beni istemezse. Kalkıp karşısındaki koltuğa oturdum. Ellerimin içi terlemişti. Söylemek zorundayım. Yapmalıyım. Beni istemiyorsa bunu şu an burada söylemesi gerekiyordu.
- Şey ben gitsem iyi olur. Ne olur gitmeme izin verme. Yalvarırım.
Bana öyle bakıyordu ki. Anlatamam. Aşk dolu. Özlemiş gibi. Beni özlemiş gibi. Sadece gözlerimizin içine baktık. Sonra yalvarır gibi konuşmaya başladı.
- Hayır. Gitme. Bırakma beni. Lütfen aşkım !
Son kelimeleri söylerken sesi iyice kısılmıştı. Daha fazla durmadım koşarak yanına gittim ve kucağına oturdum. Bana o kadar sıkı sarılıyordu ki dünyada kalan son şeymişim gibi. Onunmuşum gibi. Onun kadınıymışım gibi. Öylece oturduk. Yanağımı onun kalbine yasladım. Bana ait olan kalbini dinledim. O da saçlarımı kokluyordu. İşte o an ona daha da çok aşık oldum. Ben onun kalbinde kayboldum.
*********************
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Kelime Aşk
RomanceAşkı sokakta buldular ama en değerli şeyleri oldu. İlk görüşte aşık olan iki kalp iki beden iki ruh. Aşkın kokusunu içinize çekin. İşte o zaman kaybetme korkusunu anlarsınız.