Demir Emre yi gönderip salona yanıma geldi. Bense koltukta yayılmış televizyon izliyordum. Yüzünde geniş bir gülümseme vardı. Allahım bu tilki gene neyin peşinde.
*******************
Kahvaltı boyunca yüzünde ki sırıtış silinmemişti. Kahvaltı masasını beraber topladıktan sonra yukarı çıktık. Kafasında bir fikir olduğuna kalıbımı basarım. Giyinme odasına sürükledi beni. Ben hala saf saf ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordum. Benim kıyafetlerimin olduğu tarafa geçti. Kıyafetlerimin tamamını getirtmiştim. İlk raftan siyah bir pantolon aldı sonra gözünü kısıp pantolona baktı. Karar değiştirip yan raftan gene siyah bir tayt aldı. Yanları kalın bir şerit şeklinde deriydi. Ben o taytı ne zaman aldığımı hatırlamaya çalışırken en alt raftan siyah bir atlet aldı. Sonra fazla açık olacak diye askıdan siyah bir deri mont aldı. Eğildi ve en aşağıdan da siyah topuklu botlarımı aldı. Bağcıkları ne deriydi. Yani taytın kenarlarına uydurdu. Bana doğru baktı ve sırıta sırıta iç çamaşırlarının olduğu çekmecelere doğru gitti. Ne ?!! İç çamaşırları mı. Ben itiraz edemeden çekmeceden leopar desenli bir sütyen çıkardı. Yemin ederim bir daha böyle sütyenler almayacağım bu çocuk yüzünden. Yüzüm kızardı hemen. Sanki daha önce üstünde görmedi. O gün giyerken utanmıyordun ama. Ne yapabilirim ki yani. Dikkatimi tekrar ona verdim o da o sırada siyah bir külot çıkardı. Taytın içinde izini belli etmiycek olanlardan. Bu çocuk böyle bir olasılığı nerden biliyor ki. Al sana kıskanma sebebi. Neyse yanıma geldi ve elindekileri bana uzattı.
- İstersen ben giydirebilirim tatlım.
- Gerek yok aşkım. 6 yaşımdan beri kendim giyinebiliyorum. Sağol.
Ona pis pis baktım. Giydirebilirdi aslında hiç sıkıntı olmazdı. Ne diyorum ben ya. Topuklarımın üstünde dönüp odadan çıktım. Söylemedim ama bu adamın zevki gayet iyi. Spor şeyler seçmesine rağmen seksi olmuştum. Evet taytla seksi olan bir insanım. Latin poposu olunca insanda. Giyindim ve tekrar yanına gittim. Orda yoktu odaya banyoya gittim ama orda da yoktu. Nerde bu allahın yakışıklı belası. Tam arkamı döndüm. Ama tam döndüm. O ne lan öyle. Bir erkeğin böyle olması haksızlık. Benim nerdeyse aynımdı. Tayt dışında tabii. Deri montun içine siyah bir tişört giymişti birde. Kapıya yaşlanmıştı. O da bana bakıyordu. Yanıma geldi ve elini belime koydu. Topuklu ayakkabılarla tam burnuna geliyordum. Eğildi ve burnunu burnuma sürttü. Sonra yavaşça dudaklarıma yaklaştı. İlk başta yavaş yavaş öptü ama sonra sertçe emmeye başladı. Nefesimiz tükenene kadar öpüştük. Kafasını kaldırıp alnımdan öptü. Oldum olası alnımdan öpülmeyi sevmezdim. Ama bunu Demir yapınca kendimi güvende hissettiriyordu. Elimden tuttu ve aşağı inmeye başladık. Bana doğru baktı. Baktı derken baştan aşağı süzdü. Gözlerini kısarak kendi kendine konuşmaya başladı.
- Ben rahat olsun, göze batmasın diye tayt giydiriyorum ama yok hatun gene göze batıyor gene batıyor. Sokağa çıkarmayacağım artık o olacak.
- Allah vermiş ben ne yapayım be aşkım.
Son kelimeyi söylememle beraber beni tuttu ve kucağına aldı. Yani bacaklarım beline dolanmış onunda elleri popomu destekliyordu. Ve adamda tık yok beni merdivenden indiriyordu. Gözlerimiz aynı hizadaydı. En alt kata inmiştik. Depo gibi bir yerdi. Sonra beni kucağından indirdi ve elimi tuttu. Kapının kenarındaki bir panele şifre girdi. Sonra kapıyı itti ve biz içeriye adımımızı atar atmaz ışıklar bir bir yanmaya başladı. Burası bir garajdı. En az otuz bölmeye ayrılmıştı. Duvarın bir kenarı jantlar ve tekerleklerle doluydu. Elimden tutup beni çekiştirmeye başladı. Arabalar. Bir sürü araba vardı. Sıkıntı çok arabasının olması değil bu kadar özenle yerleştirilmiş olmalarıydı. Arabalara şaşırmamıştım çünkü benimde 38 tane arabam vardı. Yani saydığım panellere göre 40 panel vardı ama 7 tanesi boştu. Ona baktım. Benim vereceğim tepkiyi bekliyordu. Omuz silktim. Onun hemen yan tarafındaki araba dikkatimi çekmişti. Bu arabayı hatırlıyordum. Yarışta beni yoldan çıkartıp üçüncü olmama neden olan arabaydı bu. Gri bir Mercedes SLS. Ona döndüm ve şaşkınlıkla konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Kelime Aşk
Lãng mạnAşkı sokakta buldular ama en değerli şeyleri oldu. İlk görüşte aşık olan iki kalp iki beden iki ruh. Aşkın kokusunu içinize çekin. İşte o zaman kaybetme korkusunu anlarsınız.