Kaybolan Krallık

Krallık Laneti

Berilla, yüzüğü çıkartıp baş ucundaki çekmeceye- günlüğünün arasına-koydu. Bugün olanları tek tek yazdı günlüğüne. Daha sonra yatağına girdi olanların hayal olmasını umarak.

***Ne yazık ki öyle değildi. Berilla güzel, dürüst ve oldukça zeki bir kızdı. Her şeye merhamet duyar, sever ve sayardı. Sevgi. Dünyayı kurtarabilecek olan tek güç. Diğer hiç biri bir işe yarayamayacaktı. Silah, güç, büyüklük... Hiç biri sevginin önüne geçemezdi. İşte bu yüzden lanet, onu, Berilla'yı buldu. Akıllı olması bir yana her şeyi sevgisiyle sarması laneti çözebilecek gücüydü. Sevgi, lanetin pan zehiriydi.***

Berilla, sabah güneşinin yüzünü okşaması ile uyandı. İçinden"Ne kadar güzel bir gün. Yorucu bir rüya sonrası böyle uyanmak harika."dedi.
Aşağı inip yüzünü yıkadı ve ailesine günaydın diyerek sofraya geçti. Kahvaltısını güzelce yaptı. O gün yapılacak çok iş vardı. Ailede paylaşım yapılması gerekiyordu. Annesi Berilla ile bahçedeki işleri yapacak. Babası odunları pazarda satmak için hazırlayacak. Kebir de tavukları yemleyecekti. Berilla "Ne çok iş var. Umarım bugün ormana gidebilme şansım olur. Yeni açan çiçek var mı bakarım" diye aklından geçirirken aklına yüzük geldi. Dur bir dakika!! Rüya mıydı yoksa gerçekten dün yüzüğü bulmuş muydu? Berilla emin olamadı ve odasına koştu. Günlüğüne bakacak iken "Umarım sadece rüyadır" diye söyleniyordu. Keşke rüya olsa. Yüzük iki sayfanın arasında yıldız gibi parlıyordu. O kadar parlaktı ki günışığı ile Berilla'nın gözünü alıyordu.
Berilla, bir maceraya atılacağı için sevinmeli miydi, yoksa tehlikeli olacağı için korkmalı mıydı??
Berilla cesurdu ancak ne yapacağını bilemiyordu. O sıra annesi çağırdı. Artık gitmesi ve bahçe işlerine yardım etmesi gerekiyordu. Eğer işi çabucak biterse annesinden izin alarak ormana gider ve Cosıp ile konuşabilirdi. Annesine doğru koştu.

(Devamının gelmesi için oylama yapabilirsiniz. Lütfen yanlışlarım için uyarın)