Prens aniden kalktı, arkasında gülmekte olan Antonia'ya doğru koşmaya başladı. Ancak Fabian ondan önce davranmış ve yakasından tutmuştu Antonia'nın "Ne yaptın ona söyle? Ne YAPTIN?" prens yetişmişti. "Ne istedin ondan? Lanet olası Cadı kadın. Antonia söyle.." prens kadını sarsıyordu ancak Antonia gülmekten vazgeçmiyordu. "Biliyor musunuz? Hahah Çok basit oldu bu iş.." Antonia kahkaha atıyordu. Fabian karşısında bir zamanlar her şeyini vereceği, öylesine sevdiği kadını gördüğüne şaşıyordu. Bu onun sevdiği Antonia olamazdı. Duydularıyla çelişen ve hâlâ onu unutamamış Fabian'a prens sesleniyor ama o duymuyordu. "Fabian bir şeyler yap. O kadını yok et.. Berilla'yı kurtar. Fabian."
Cosıp ise hala ne olduğuna inanamıyordu. Koşarak Berilla'nın yanına gitti, oturdu. "Berilla. Aç gözlerini. Tatlım." Cosıp, Berilla'yı uyandırmaya çalışıyor, prens ise hâlâ o kadını hırpalıyordu. Cosıp arkasını dönerek "FABİAN" diye bağırdı. Fabian kendine gelmiş karşısında kadına bakıyordu. "Ah sevgili Fabian. Beni öldürmeni istiyorlar ama sen beni seviyorsun bebeğim." diyerek Fabian ile dalga geçiyordu Antonia. "Fabian bir şey yap. Sana emrediyorum." Prensin sesi Fabian'nın kulaklarında çınladı. Krallığını bitiren, Berilla'ya zarar veren bu kadın, sevdiği kadın ona ne yapmalıydı. " Fabian ne bekliyorsun. Bir şey yap kız ölecek." bu sefer Cosıp bağırmıştı."Efendim ben.." Fabian geri döndü. Gidecekti her şeyi öylece bırakıp. Bir kere krallığı tehlikeye atmıştı, bu seferde prensi, Cosıp'ı ve Berilla'yı tehlikeye atıyordu.
"Bir daha aynı şeylerin yaşanmasına izin vermeyeceğim." Fabian bunları derken geri döndü ve ellerinden çıkan alevleri Antonia'nın üzerine saldı. "Sen artık yoksun. Olmayacaksın!" Fabian bunları söylerken Antonia kahkaha atmaya devam ediyordu. "Geri geleceğim Sevgili Fabian"
Ve işte yok olmuştu. O kadın,krallığın yok olmasına, bütün bunların yaşanmasına sebep olan Antonia bitmişti."Berilla.. Berilla uyan." Cosıp Berilla'yı çağırıyordu ama o hareketsiz öylece yatıyordu. Prens ve Fabian da koşarak Berilla'nın yanına geldi. "Berilla." Fabian Berilla'nın başucuna oturmuş elleriyle saçlarını okşuyor ve "Berilla" diye mırıldanıyordu. Prens ise önünde yatan sevdiği kıza öylece bakıyordu. Prensin aklına rüyası gelmişti. Rüyası gerçek mi olmuştu? Tersine mi dönmüştü? Cebinden üzerinde şekiller olan kağıdı çıkarttı. Berilla'nın omuzunda aynısı bulunan işaretin üzerine elini koydu. Eğildi. "Berilla." diye kulağına fısıldadı. "Seni Seviyorum." prens bunları söyledi ve Berilla'ya doğru üfledi, sonra geri çekildi. Bir umuttu. Rüyada bu şekilde uyanmıştı belki diye prens bunu denemişti.
Prens Peter ayağa kalktı ve gitmek için döndü. Arkasından "Peter" diye seslenilmesi sonucu durdu. Bu Berilla'nın sesiydi. Arkasını döndüğünde Berilla'nın kalkmakta olduğunu gördü. Gözleri parlıyordu Berilla'nın her zamanki gibi. "Ah Cosıp. Sen ağladın mı?" bunu söylerken Cosıp'a sarılmıştı Berilla. Daha sonra ayağa kalktı. Büyücünün elini tutarak teşekkür etti. Prens ona öylece bakıyordu. Berilla da öylece prense bakıyordu. Hızla prense sarıldı Berilla. Prens tüm korkularını bu sarılma ile kenara bırakmıştı. Kollarında ona sıkıca sarılan kızın saçlarını öptü. Daha sonra yavaşça ayrıldı kızdan gözlerinin içine bakarak. İkisi de birbirlerine böyle masum bakışlar atarken Cosıp'ın seslenmesi üzerine ona döndüler. "Gitmemiz gerek. Krallığa dönmeli ve yarım kalan işi tamamlamalıyız." diyordu Cosıp yanında Fabian ile yola koyulurken.Hepsi neşesi yerinde kaleye doğru ilerliyor, bir yandan da Fabian'dan bilgiler öğreniyorlardı. Prens bir ara aklına gelen günlük meselesi ile Fabian'a döndü. "Fabian, krallığın yok oluşu hakkında bilgin var mıydı?" Fabian biraz yüzünü düşürerek prense baktı. "Evet, efendim. Babanıza fazla gücün krallığımızı yıkacağını söylemiştim. Ve birde Antonia'nın etkisiyle." Fabian, Antonia'nın adıyla biraz durakladı. "Bize yardım edeceğini düşündüm. En azından yüreğinde biraz sevgim kalmıştır diye. Ancak onun gözü krallığımızdaymış. Fark ettiğimde her şey çok geç olmuştu." Fabian sesini alçaltarak "Üzgünüm efendim." dedi. "Üzgün olmana gerek yok Fabian. Bizi şimdi sen kurtaracaksın." bunu Cosıp söylemişti. Yüzünde büyüyen gülümsemesi ile Fabian'a bakıyordu."Cosıp haklı Fabian. Krallığımı ve ailemi geri istiyorum. " prens gözlerinden saçılan ışık ile bakıyordu. Evet ailesi ve krallığı... Yıllar sonra geri gelecek olan her şey onları bekliyordu.
"Işıklar?." soru sorarcasına Berilla, Fabian'nın yüzüne bakıyordu. "Neden soluk?." Cosıp aklına bir şey gelmiş gibi sıçrayarak "Sen gittikten sonra böyle olmuştu Berilla."
"Ama geldim." Berilla Cosıp'a bakarak içinde bulunan çaresizlik ile söylemişti. Prens ise sadece bakıyordu."Fabian ne yapacağız?" Fabian elini başına koymuş düşünüyordu. Sessizce mırıldanıyor, diğer elini hareket ettiriyordu. "Aslında tek hakkı var herkesin. Antonia'nın sihiri bu.. Onun büyülerine karşı benimkiler pek güçlü gelemiyor. Ancak bu nasıl bir güç ise Berilla'nın etkisi ile o yaptığınız şeyi tekrar ederseniz sanırım ışıklar geri gelecek." Fabian son cümlede prense bakmıştı. Berilla'yı tekrar öpmesi gerektiğini söylüyordu. Berilla kızardı. Olanları tekrar yaşamak istemiyordu. "Ouv... Şey Berilla." prens Berilla'ya bakıyordu. Yanaklarını göstererek sessizce "Kızardın" dedi. Gülümseyerek Berilla'ya bakıyordu. Berilla'nın ellerini tuttu prens. "Bunu sadece krallığım için değil gerçekten hissettiğim için yapıyorum." dedi prens Berilla'ya doğru eğilirken. Ve evet.. Yine bir ışık parladı, kaleye doğru dönerek geldi. Eskimiş, tarihe gömülmeye yüz tutmuş kale ışıklar içinde yeniden doğuyordu. Prens, Berilla'dan ayrılarak alnını Berilla'nın alnına yasladı. "Sanırım bu sefer gerçekten oldu." dedi prens Berilla'ya göz kırparak.Kale üzerinde biriken kara bulutlara karşı gelerek eski renklerine kavuşmaktaydı. Üzerinde bulunan siyah bulutlar uzaklaşıyordu. Krallık kurtuluyordu.
Prens bir adım öne doğru atıldı. Krallığına hasretle baktı. Koşarak içeri girdi. Herkes ışıklar saçarak yeniden doğuyordu. Fabian ve Cosıp da içeri girdi. Dostlarına ailelerine kavuşuyorlardı.
Prens tek tek odalara giriyor ailesini arıyordu. Bütün odalara bakmıştı. Biri hariç. Kraliyet salonuna gelmişti. Karşısında duran koca kapıya bakıyordu. Yavaşça eliyle itti. Önünde ayakta el ele tutuşmuş kral ve kraliçe duruyordu. Anne ve babası. Yıllar sonra onları karşısında görme sevinci ile koştu prens.Arkasında Fabian ve Cosıp gözleri dolmuş bir şekilde onları izliyordu. Prens ise içindeki sevinçle dolmuştu. 'Onun sayesinde. Berilla'nın sayesinde' diye geçiriyordu içinden. Ailesinden ayrıldı Berilla'yı göstermek ve ona teşekkür etmek için. Arkasını döndü. Cosıp Fabian orada koca tebessüm ile onlara bakıyorlardı. "Berilla? Cosıp, Berilla nerede?" prens endişeli gözler ile onlara bakıyordu. "Efendim sizinle değil miydi?" Cosıp da endişelenmişti. Kral ve kraliçe ise şaşkınlık ile bakıyorlardı. "Berilla kim? Peter neler oluyor?" prens annesine döndü. "Merak etmeyin ben hemen geleceğim." prens koşmaya başladı. Peşinde Cosıp da vardı. Fabian ile prensin peşindeydiler. Fabian Cosıp'a dönerek "Umarım düşündüğüm şey değildir." dedi. "Umarım düşündüğün şey değildir Fabian." dedi Cosıp da.
Prens koşuyordu. Krallığını kurtarmıştı ancak sevdiği kızı tekrar kaybetme korkusu içindeydi. Berilla'yı kaybedemezdi.
Kapıdan dışarı çıktığında öylece kaldı. Geri sendeledi. Cosıp ve Fabian da çaresizce prense bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Krallık
AdventureOrmanın içerisinde güçlü bir krallık zaman içinde sihirle yok olur. Ormanda ailesi ile yaşayan genç kız prens ile krallığı kurtarmak zorunda kalır. Genç kız ile prens krallığı kurtarabilecek mi? Prens ailesine kavuşabilecek mi??