Krallık

37 3 0
                                    

Evde biraz oyalanıp hemen ormana çıktı Berilla. Tabi ki yanına Cosıp'ı da alarak.

Bir önceki gün gittikleri yeri buldular, köprüyü. Köprü pek sağlam durmuyordu. Önce Cosıp, peşine Berilla takılarak yavaş yavaş yürüdüler. Ve işte... Karşılarında duruyordu bir zamanların en güçlü sarayı.

Etrafı sis ve çalılar ile bezenmiş bu saray, Cosıp'ın gülümsemesine yayıldı. Evet. Oradaydı. Eskiden gücünün üstüne güç olmayan Krallık, tam karşısındaydı. Gözünden bir damla yaş yavaşça süzüldü ve ayakkabısına düştü. Cosıp, ağlamamak için zor tuttuğu kıpkırmızı olmuş gözlerini Berilla'ya çevirdi. "Bak. İşte burası."
Berilla hâlâ şoktaydı. Bir efsane olduğuna inandığı bu hikâyenin başlangıcı, krallığın ta kendisi, karşısındaydı. Cosıp'ın sözlerini kafasıyla onayladı.

Korkarak ve yavaşça içeriye süzüldüler. Bir şeyler bulabilmek ümidindeydiler. Burayı bulduktan sonra emindiler sonrası gelecekti.

Cosıp, eliyle kapıyı gösterdi. "Hadi gel içeriye bakalım" dedi eliyle kapıyı gösterirken. Berilla içeriye girdiği an da sanki vücuduna yayılan elektrik dalgaları ile titredi. Neden böyle olduğunu bilmiyordu. Belki de korkuyordu. Hiç bir şey demeden Cosıp'ın peşine takıldı. İçeride kocaman aynalar, eski zamandan kalma şamdanlar, bin bir güzellik ile donatılan vazolar... Hepsi Krallığın gücünü gösteriyordu sanki. Merdivenlerden yavaş yavaş çıktılar. Yukarıda bulunan odalara baktılar. Cosıp bir yandan büyüyü çözebilecek ipucu arıyor bir yandan da sarayda biri var mı diye bakınıyordu.

Sarayda biri mutlaka olmalıydı diye düşündü Cosıp. Çünkü gizli gizli büyücüyü dinlerken bazı şeyler duymuştu. Bunlardan biri zaten yüzüğü bulan kişinin büyüyü bozacak olmasıydı. Diğer duyduğu bilgide pek emin olamıyordu. Çünkü bunu pek iyi duyamamış ve büyücü tarafından yüzük içinde uykuya mahkum bırakılmıştı. Bunları aklından geçirirken sarayda dönüp dolaşıyordu. Mahzenlere iniyor, ambara bakıyordu. Berilla da peşindeydi. "Biri olmalı." dedi Cosıp bir an endişe ile. Berilla donmuş gibi bakıyordu. "Biri olmalı. Duyduğum bilgiye pek emin olamıyorum ama olacağına inanıyorum." Cosıp bunları sanki yalvarırcasına söylemişti. Berilla 'biri' lafını tekrarladı. Cosıp ona dönüp "Ancak o kişinin yardımı ile bunu başarabiliriz. Sen de ki sevgi, ben de ki bilgi ve o kişinin gücü ile. Bunu büyücüden duymuştum. Yani böyle bir şeyler mırıldanıyordı. Olmalı biri olmalı" bu son sözcükleri söylerken öyle bir içten söyledi ki Berilla da "O zaman onu bulmalıyız" diye karşılık verdi.

Her yeri tek tek arıyorlardı. Berilla bir ara bir oda gördü. Çok güzel bir kapısı vardı ve sanki ışık saçıyordu. Cosıp'a göstererek buranın kimin odası olduğunu sordu. Cosıp bir an gözlerinde beliren bir tebessüm ile  "Prensin." dedi dikkatlice kapıyı iterken. Evet bu oda prensindi. Krallığın tek veliahdı olan prensin.

Kaybolan KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin