Güya kısa hikaye olacaktı. 15 bölüm falan sürer dedim, berbat hesaplama yaptım. :P Şunu "Hayran Kurgu" yapalım.
Sıralı beyaz yatakların olduğu koca bölümde bir pencere yanındaki yatakta Obito yatıyordu, beyaz yorgan karnına kadar örtüktü, yapılı gövdesi ve sırtı bandajlarla kaplıydı, sırtının altında birkaç yastık yerleştirilmiş, başı ve sırtı yatağın başına dayalıydı.
"Dinlenmeye ihtiyacınız var." At kuyruklu gümüş kısa saçlı gözlüklü bir adam yanı başındaydı. "İyileşmeniz zaman alacak. Geçmiş olsun." Sonra oradan çıktı, biraz sonra da Hinata geldi.
"İyi misin?" Hinata yanı başına geldi, üstü kurumuştu neredeyse.
"Bilmiyorum." Obito mırıldandı, solgun bakışlarla baktı. "Onlar nerede?"
"Dairelerine götürdüm." Ellerini karnında birleştirip parmaklarını yavaşça birbirine geçiriyordu. Birkaç saniye sessizlik oldu, Hinata'nın aklında bazı sorular vardı.
"Sağ ol." Obito mırıldanıp sessizliği bozdu. Minnettardı, sayesinde ailesi hayattaydı.
"Önemli değil." Hinata hafifçe gülümseyip cevapladıktan sonra rahatlamaya çalışıp tereddütle konuya girdi. "Neden 'Hain' olarak damgalandın?"
"..." Obito birkaç saniye gözlerine baktı, öğrenince ne düşüneceğini bilmiyordu. Sıkkın bir nefes verip anlatmaya karar verdi. "Toplantı salonuna çağrıldım, sonra Naruto birden beni tutukladı. Bahçeye götürdüler, bazı kanıtlar ileri sürdüler." Hinata ise endişeyle dinliyordu, gitgide hain olduğunu söylüyordu.
"Sahte belgeler hazırladığım doğru." Obito sıkkınlıkla ve endişeyle devam etti, şu anda ailesinin en iyi desteği Hinata'ydı, onu da karşısına almak istemiyordu. Bakışlarını düşürdü. "Ve gizli buluşmalarım."
"Kimle buluştun?" Hinata merakla sordu, sorguluyor gibi görünmek istemiyordu ama cevaplanması lazımdı.
Obito tam bir şey diyecekken kapı açıldı...
***
Naruto önce Obito'nun peşinden gitmeye karar verdi, Hinata'nın yüzüğü ve tacı elindeydi. Obito'nun nerede olacağını tahmin etti; Yaraları iyileştirildikten sonra dinlenmek için hastane bölümünde olacaktı.
Tahmin ettiği gibi, dinlenme salonuna geldiğinde kapalı tahta kapıların önünde Hinata'nın muhafızı vardı, siyah miğfer ve zırh içindeydi, bir elinde kalkan diğerinde mızrak vardı. Kapının kenarında duruyordu ve kıpırdamıyordu.
Ta ki Naruto kapıların önüne gelene kadar.
Kraliçenin muhafızı Naruto'nun önüne geçti ve kapılara dokunmasını engelledi. Naruto'nun yüzü ifadesiz olsa da şaşırmıştı, muhafızın biri ona karşı duruyordu. İkisi de birbirine bakıyordu, yanaklarındaki kırmızı azı diş şeklindeki dövmeleri gördü. Kahverengi saçlı adam ağzını kıpırdatmadı, siyah gözleri dostane bakmıyordu, kaşları biraz çatıktı.
"Hinata mı emretti?" Naruto durgunlukla istemsizce kendini mırıldanırken buldu. Cevabı zaten biliyordu, bu sefer hiçbir hamlede bulunmadı, ne bir çekilme emri, ne de bir uyarı. Öylece baktı.
"Evet." Muhafız uyarır şekilde cevapladı.
"Sadece Obito'yla konuşmak istiyorum." Naruto devam etti, "Eğer şüpheli bir şey yaparsam, beni öldürmekte serbestsin." İçeri girmekte kararlıydı, sözleri ise doğruydu.
"..." Muhafız tereddütlüydü, bir an Naruto'nun eline baktı ve kraliçenin tacını gördü. Sonra tekrar Naruto'ya bakıp kenara çekildi ve girmesine izin verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kralla Bir Gece [NaruHina]
FanfictionZalim bir kral, batıya doğru bir sefere hazırlanıyor. Ve bunun için her şeyi feda edebilecek kadar soğukkanlı. Hatta sefer masraflarını karşılamak için, ülkesinde etrafa dağılmış olan bir halkı, paralarını almak için katledecek kadar acımasız. Sürgü...