Uzun bir aradan sonra, tekrar buradayız. :3 Önceki bölümün medyasında Naruto'nun yeni zırhını paylaşmıştım, tekrar tekrar tasvir etmek istemiyorum.
8 Ay Sonra...
Başkent Konoha kalabalıktı, öğle vakitleriydi, parçalı bulutlu güneşlik bir öğlen vaktinde bütün halk evlerinden dışarı çıkmış, kraliyet yolunda geçit kurmuştu. Herkes heyecanlıydı, muzaffer kurtarıcı krallarını ve ordusunu karşılamak için toplanmışlardı. On binlerce kişi, krala geçit veriyordu.
Neredeyse üç ay batıda savaşırken, ülkenin doğusunda ansızın ortaya çıkan işgalci bir ulusu püskürtmek için kral, batıdaki savaşı bitirirken ordusunun büyük bir kısmını alıp doğuya gitmişti, işgal altındaki doğu şehirlerini geri almak ve düşmanı tamamen yenmek için başkente bile uğramadan ve durmadan yol almıştı.
Önemli olan sonuçtu. Gitti, ve kazandı. Ortada tehdit kalmadı, en azından yıllar boyu sürecek.
Ordu bölükler halinde şehre giriş yaptığında bütün halk onları sevinçle karşıladı. Alaylar uzun saray yolunda yürüyüş yaparken onları karşılayanlar, yollarına ve üzerilerine doğru çiçek yaprakları atıyordu kutlamak için. Herkes coşku içinde bağırıp onları selamlıyordu.
Alayların en önünde, iki bembeyaz atın çektiği altın desenler ve savaş kabartmalarıyla süslü kraliyet at arabasının üzerinde Naruto vardı, mavi pelerinli yeni zırhını giyiyordu, başında ise defne tacı. İhtişamı bütün şehirden taşarken kral, insanlarının görkemli geçidine hayranlığını gizleyemedi, tabii ki hemen davranıp içten bir mutlulukla halkına elini sallayıp durdu. İnsanlar ise namağlup krallarını coşkuyla karşılamaya devam ediyordu.
İhtişamlı geçit yolculuğu, tepelik bir kayalıkta bulunan büyük Ateş Sarayını şehre bağlayan köprüye doğru bitti, askerler bugünlük kutlama için serbest bırakıldı, kral da kendi adamlarıyla saraya girdi.
Sarayın neredeyse tamamı onu karşıladı. Bir kişi hariç.
"Naruto." Obito her zamanki kıyafetini giyiyordu. "Eve hoş geldin." Diğerleri geride, sarayın bina girişinde duruyordu, Naruto sarayın büyük kapılarından bahçeye girer girmez at arabasından atlayıp adamları ile önlerine gelmişti ve miğferini çıkarıp sol koluyla tutuyordu. "Zaferlerin her yerde duyulup ülkeyi çalkaladı." Bir saniye duraksayıp düşündü Obito, hafifçe gülümseyerek konuşuyordu. "Tabii olumlu anlamda."
"Sağ olun." Naruto naibin arkasındaki binanın önündeki topluluğa baktı, balkonlardaki insanlara da baktı, ama onu göremedi. "Kraliçe nerede?"
Neredeyse bir yılı aralıksız savaşlarla geçmişti, evinden ve ondan ayrı kalmıştı. Neden onu karşılamaya gelmedi? Zaferlerine sevinmedi mi? Onu özlemedi mi?
"O..." Obito önce gözlerini bir saniye kapatıp düşündü, sonra derin bir nefes verip gözlerini açtı. "Kendin görsen daha iyi olur."
"Ona bir şey mi oldu?" Naruto endişelendi.
"Evet." Obito cevapladı ve arkasını döndü. "Benimle gel." Sonra ikisi de sarayın büyük yapısına girdi.
"Kötü bir şey mi oldu?" Naruto ciddiyetle sordu, Obito birkaç adım daha attı ve duraksayıp ona döndü.
"Bu sana bağlı." Naruto'yu meraklı şekilde bırakıp tekrar yürümeye başladı. Hinata'ya bir şey olmuştu, ancak kötü veya iyi bir şey olması, nasıl ona bağlı olabilirdi?
"Hinata akşamdan beridir biraz..." Obito uygun bir terim aradı. "Meşguldü." Dairelerinin kapısına geldiler ve Obito durup ona döndü. "Güneş doğana kadar sürdü. Şimdi gayet iyi, dinlenmesi lazım." Sonra da Naruto'nun omzuna hafifçe vurup oradan ayrıldı ve kralı, kraliçenin muhafızı ile yalnız bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kralla Bir Gece [NaruHina]
Hayran KurguZalim bir kral, batıya doğru bir sefere hazırlanıyor. Ve bunun için her şeyi feda edebilecek kadar soğukkanlı. Hatta sefer masraflarını karşılamak için, ülkesinde etrafa dağılmış olan bir halkı, paralarını almak için katledecek kadar acımasız. Sürgü...