Naruto'nun dediği gibi, bir aylık yolculuğun ardından muhafız grubu ve at arabası sonunda Hoshiokka'ya ulaştılar, daha doğrusu ülkenin ve Konoha'nın arasında yer alan büyük çöle. Güneşlik bir gün, şu anda konvoyun durduğu yer ıssız bir kesimdi, hiçbir bina veya başka bir yerleşim yoktu. Bitki örtüsü ortaydı, topraklar yarıdan biraz daha az kurak görünümlüydü. Ilıktı hava, ve esintili. At arabasının önünde ve arkasında atlı muhafızlar ikişerli sıra halinde dizilip ilerliyordu, arabanın yanları boştu, kral ve kraliçe açık kapı ve pervazdan dışarıyı izliyordu, bir de kraliçenin kucağındaki oğullarını.
Naruto at arabasından indi, savaş zırhını giyiyordu, miğferi hariç, mavi pelerin ve beyaz üst beden zırhının altına sıcak olacağı için bir şey giymemişti, sadece karnının altından bağladığı bacaklarının yarısına uzanan ince bir gri peştamal vardı. Zırhının karın altı tarafından başlayıp kalça altında biten beyaz kayışlar vardı, gövdesinde bronz bir aslan yüzü kabartması, bronz savaşçı bileklikleri ve baldırlarının yarısına ulaşan bağcıklarıyla deri sandaletler giyiyordu. Beline sardığı ince deri kemerde kılıcı kınında asılıydı. Uzun yolculuk boyunca sakalı ve bıyığı biraz daha uzamıştı ama çok kısaydı hâlâ. İlginç şekilde onlar da sarıydı, saçları gibi. Önce manzaraya iki saniye göz attı, mavi gözleri etrafı kayıtsızca izlerken içinden yaşanılan olayları düşünmeden edemedi. Kara düşünceleri aklından çıkarıp arabaya döndü ve içeriye yaklaşıp elini uzattı. Arabanın içindeki beyaz giyinen diğer kişi elini tutup dikkatle arabadan indi, diğer eliyle bir aylık oğlunu taşıyordu.
Hinata elini tutup dikkatli adımlarla indi, mavi saçları önden arkaya doğru iki taraftan örgü yapılmıştı, zarif ve küçük bir gümüş taç giymişti, tacın üstünden başına mat beyaz bir tül duvak geçirmişti, yüzünü kapatmıyordu, omuzlarına kadardı. Üstünde ayaklarına kadar olan ve kolları kısa ve geniş olan beyaz bir elbise vardı, dümdüz ve biraz basitti, sırtı veya başka bir yeri de açık değildi, kapalıydı. Son olarak beyaz sandaletler giyiyordu. (Gelinlik usulü olan duvak değil.)
"Neden buraya geldik?" Hinata endişeli şekilde sordu, önce etrafına sonra da Naruto'ya baktı, yüz ifadesini görünce daha da tedirgin oldu. Mavi gözleri ileriye bakıyordu ifadesiz bir yüzle, dudakları kapalıydı ve kıpırdamıyordu, sarı saçları ise çöl rüzgârıyla dalgalanıyordu. Çocuklarını arabada en güvenilir muhafızlardan biri olan Kakashi ile bıraktığı için biraz rahattı.
"Hinata." Naruto durgunlukla ismini verince bir şey olduğunu anladı. "Biraz yürüyelim." Sonunda yüzüne bakıp elini tuttu, hamlelerinde gizli bir tereddüt olduğunu anlamıştı. Ne kadar endişeli olsa da Hinata başını sallayıp elini tuttu, ikisi de sıcak kumların üstünde ileri doğru yürümeye başladı. Yolda olmadıkları için yoğun ve sıcak kumların üstünde yürümek biraz zordu, ama bir şey olmadan yürüdüler. Biraz uzaklaştıklarında kum tepeliklerinin arasında duran geniş bir çukura geldiler, konvoy biraz uzakta kalmıştı ancak halen rahatça görünüyorlardı.
Geldikleri yerde durdular, kumlara saplanmış bir tahtanın yakınında.
"Naruto?" Hinata iyice tedirgin oldu. "Sorun ne?" Naruto duraksadı, birkaç saniye sonra yüzüne bakınca Hinata, ifadesiz bir yüz görse de sıkı dudaklar ve hafif çatık kaşlı gözler gördü, kendini tutuyordu anlaşılan. Neden?
"Sorun yok." Naruto derin bir nefes aldı. "Seninle biraz konuşalım." Bu sefer bütün vücuduyla ona döndü. "Yola çıkmadan önce ailenle konuşmuştuk. Asuma ve ben biraz erkek erkeğe konuşma kararı almıştık hatırlarsan, sen ve Kurenai de bizi yalnız bırakmıştınız, Mirai ve Ryuto'yu da alıp başka odaya geçmiştiniz."
"Evet..." Hinata çok iyi hatırlıyordu. Naruto'nun öz kızları gibi gördükleri Hinata'yı anavatanına götürmesini takdir etmişlerdi. Sadece bu değil; birlikte güzel ve mutlu aile kurdukları, nice savaşlar kazandığı, sürgünde olan halklarına yeniden evlerinin kapısını açtığı için ve daha pek çok şey için ona minnetlerini sunmuşlardı. Hatta karşısında tam eğiliyorlardı ki, Naruto onları durdurmuştu, eğilen kişi o olmuştu, onlar olmasaydı Hinata da olmazdı, dolayısıyla Naruto da bugün bu kadar erdemli olmazdı, hatta Danzo ve Sarus başarılı olurdu, kısacası hiç kimse burada olamazdı. Ve kızları ile birlikte olmasına izin verdikleri için onlara minnetini sunmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kralla Bir Gece [NaruHina]
FanfictionZalim bir kral, batıya doğru bir sefere hazırlanıyor. Ve bunun için her şeyi feda edebilecek kadar soğukkanlı. Hatta sefer masraflarını karşılamak için, ülkesinde etrafa dağılmış olan bir halkı, paralarını almak için katledecek kadar acımasız. Sürgü...