Merhaba arkadaşlar bir bilim kurgu kitabı ile karşınızdayım. Zaman makinelerinin olduğu bir gelecekte bizim baş karakterimizin kalbi atmıyor. Yanlış duymadınız kalbi bildiğiniz çalışmıyor.
Ayrıca bu kitap bazı soruları kendinize sormanızı sağlayacak.
Zaman yolculuğu olsaydı nasıl olurdu? Paradoks nedir?
Katı bir yönetimde hayat nasıl?Cevaplar için sonraki bölümlere gidelim.😂
Size kısa bir tanıtım yapayım ve başlayalım.
***
Zaman yolculuğunun mümkün olduğu bir gelecek düşünün. Nükleer savaşın yıkımından sonra yaraları iyileştirmek için kullanılmış olan.
Nükleer savaştan sonra insanlık solmuş, bütün umutları uçmuştu. Bilimin gelişmesi yüzünden yıkıcıydı savaş. Kayıplar bu yüzden fazlaydı. Herkesin silahları güçlüydü. Kazanan yoktu, kaybedilen ise sadece insanlıktı. Savaştan sonra dediler bu yüzden. "Bilim güç değildir." Ama son bir kez daha bilimin gücüne başvurmuşlardı. İnsanlığı kurtarabilmek için 2116' da zaman makinelerini icat etmişlerdi.
Nükleer savaşın getirdiği yıkım birçok insanın ölümüne, diğer çoğunluğun ise hastalık kapmasına neden olmuştu. Tedavileri bulunamayan, tehlikeli virüsleri taşıyan bu insanlar hem geçmişi kurtarmak hem de gelecekte tedavisi bulunmuş olması umuduyla geleceğe yollanmışlardı.
2545' de gözlerini açan Alara. Alara'ya kalbinin atmadığını söyleyen Kevin ve ekibi ile sır perdesini aralamaya çalışıyorken buldu kendini. Peki bilimsel olarak hayatta olması imkansız olan bu kızın hikayesi neydi? Vücudunda hastalık belirtisi yoktu. Peki o zaman neden 26. yüzyıla gelmişti? Geçmiş ve gelecek arasındaki ince çizgide kalan Alara geçmişini hatırlayabilecek miydi? Bir yandan da geleceğe uyum sağlayabilecek miydi?
Umarım beğenirsiniz.
Tanıtım videosunu izlemeyi unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Gelecek Arasında
Science FictionAma bazen de aydınlık karanlığa, karanlık da aydınlığa dönüşebiliyor 2106 Geçmişteki savaşta kazanan yoktu, kaybedilen ise sadece insanlıktı. Nükleer savaşın getirdiği yıkım birçok insanın ölümüne, diğer çoğunluğun ise hastalık kapmasına neden olmu...