"Nereye?" diyerek kolunu tuttu Veronica'nın.
"Şu bahsettikleri bara."
"Hastaneye dönelim." dedi Kevin. "Lütfen."
"Brian hayatta, ölüm tehlikesi yok. Gitmeliyim Kevin onu böyle görmeye dayanamam." Gözlerindeki yaşları sildi. "Lütfen Kevin, en azından sessizce araştıralım."
"Sessizce." diye tekrarladı. "İsterseniz geri dönebilirsiniz."dedi ve arkasını döndü Kevin. "Biz devam edeceğiz." Her birinin yüzüne tek tek baktı. Ama en uzun Gwen ve Tom'un yüzlerine baktı. En çok onların devam etmesi için anlam bulamıyordu.
Hiç kimseden tereddüt veya ses çıkmayınca tekrardan yüzünü Veronica'ya çevirdi. "Hızlıca girip çıkacağız. Tamam mı?"
"Tamam." dedi Veronica biraz rahatlayarak. Eğer Brian'a bir şey olsaydı bu kadar sakinleşebileceğini sanmıyordu.
Bu sırada adam yavaşça kendine gelmişti. Veronica'yı gördüğünde çığlık attı.
"Günaydın gün ışığım." dedi Veronica. Bu adamın sadece daha çok korkmasına neden olmuştu.
"LostSea Bar?" dedi Kevin. "Anlat."
"Güüüzel bir yer." diye kekeledi adam.
"Bugün hiç sabrım yok." dedi Kevin ve çantasından çıkardığı şırıngayı adamın boynuna vurdu. "Tanıştırayım ızdırap ilacı. Doğruları söylemezsen acı çekersin. Başla."
"O yasaklanmadı mı?" diye sordu sessizce Gwen.
"Bekle." dedi Mike. "Bunu izlemek keyifli olacak."
"Dur dur." dedi korkuyla adam. "Bir kadın varmış herkes onu arıyor. Ara ara o bara uğradığını ve insanların dileklerini gerçekleştirdiğini söylüyorlar."
"Dilek mi?"
"Ayrıca aradığınız bütün cevapsız sorularınızı onda bulabilirmişsiniz."
"Başka?" dedi Kevin.
"Yemen ederim başka bir şey bilmiyorum lütfen vücudumdan çıkarın bu sıvıyı." diye bağırdı adam.
"24 saat." dedi Kevin. "24 saat boyunca kimseye yalan söyleme. Etkisi kendiliğinden geçecek." Bunu söyler söylemez adam koşarak uzaklaştı.
"Neden ona vurduğun şeyin ızdırap ilacı olmadığını söylemedin." dedi Mike.
"Eğer ızdırap ilacını tekrar kullanmaya başladığımızı düşünürlerse daha çok korkarlar." dedi Kevin. "Korkan insanlar hata yapar."
"İlginçmiş." dedi Tom. "Bunu yapmaya hakkın var mı?" Gözlerini kırpmadan ona bakan Kevin'a baktı. "Sadece şaka yapıyorum."
"Komik değil." dedi Mike onu dürterek.
"Aslında mantıklı." diye ekledi Gwen. "Biraz korkunun zararı dokunmaz."
"Hiç değilse aramızda birileri mantıklı düşünebiliyor." dedi Mike Tom'un kulağına fısıldarken.
"Ben." dedi Kevin. "Arkanızdan geleceğim. Başta biraz dışarıyı gözetleyeceğim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Gelecek Arasında
Ciencia FicciónAma bazen de aydınlık karanlığa, karanlık da aydınlığa dönüşebiliyor 2106 Geçmişteki savaşta kazanan yoktu, kaybedilen ise sadece insanlıktı. Nükleer savaşın getirdiği yıkım birçok insanın ölümüne, diğer çoğunluğun ise hastalık kapmasına neden olmu...