•19•

450 53 0
                                    

 Evin olduğu yerde birkaç tur atıp yakın yerleri gezip Taehyung'u gözlerimle aramış bir yandan da telefon ile ona ulaşmaya çalışıyordum . Telefonu kapalı değildi, çalıyordu lakin açmıyordu. Büyük ihtimalle sessizdeydi, yoksa bilerek açmayacak biri değildi. Veya öyleyse gerçekten yalnız kalmak istiyor olmalıydı. Ama bize haber vermeden bu şekilde uzaklaşması hiç olacak şey değildi üstelik patron tarafından kurban olarak seçildiyse...

   Dönüp dolaşıp tekrar aynı yere geldiğimde artık ayaklarım durmuştu.Yaklaşık 2 saattir Taehyung'u arıyordum. Yoktu. Onu bulamadığım her saniye korkumu körüklüyordu. Aslında korkun onu bulamadığımdan değildi, koskoca adamdı.Asıl korkum o şuan bir kurbandı.Ve onu öldürmek için her anı kollayan adamlar vardı. Emindim. Şuan sadece ben varım diye harekete geçmiyorlardı ama onu yalnız görseler benden önce yapacaklarından emindim. Bu yüzden onu bulmam gerekirdi. Onun ölmemesi gerekiyordu, en azından şimdilik.Ben her şeyi öğrenene kadar. 

  Telefonumdan yükselen bildirim sesi yerimden sıçramamı sağlarken gelen mesajın Taehyung'tan olma umudu ile beni sevindirmişti. Hızlı bir şekilde ekranı açıp baktığımda derin bir nefes aldım.

Taehyung:Yoona?

Yoona:Neredesin sen! Her yerde seni aradım. Kaç saattir arayıpta seni bulamıyorum farkında mısın? Çabuk bana nerede ve nasıl olduğunu söyle.

Taehyung:Hey!Sakin ol.

Yoona:Bana sakin ol deyip zaman kaybettirme çabuk söyle yerini!!

Taehyung:Sahildeyim. Aslında senden yanıma gelmeni isteyecektim ama sen benim yanıma gelmek için aramaya başlamışsın bile.

Yoona:Dalga geçme!Geliyorum,bir yere kıpırdama!

Taehyung:Emredersiniz ! Bir daha asla sensiz bir yere gitmeyeceğim.

Yoona:Sana dalga geçmeyi kes dedim!

Taehyung:Ben ciddi anlamda demiştim.

Mesajı okuduğum anda göğüs kafesime batan iğneler acı çekmem gerekiyorken beni heyecanlandırmıştı. Kulaklarımda hissettiğim baskı, kalp atışlarımı hissetmemi sağlıyordu. Etraf sessiz olsa kalbimin sesini duyabilecek kıvamdaydım. Bunun nedeni ise sadece bir mesajdı. Üstelik çok saçma. Böyle bir şeye neden heyecanlandım ki. Neydi bu duygu böyle?

  Daha fazla vakit kaybetmeyip bana beklettiği yere ilerlemeye başlarken çocuklara onu bulduğumu telefondan haber vermeyi unutmadım. Oldukça rahatlamış ve sevinmişlerdi. Birlikte eve döneceğimizi söyleyip telefonu kapatmıştım.

  Ayaklarım kuma değdiğinde gözlerim geceyi aydınlatan büyük ayın ışığı ile deniz kenarında uzanarak oturan Taehyung ile buluştu. Gözlerimin onu bulma sevinci ile dudaklarımın yukarıya kıvrıldığını hissettim. Şuan beynim bedenimi kontrol etmeyi bırakmış ve tamamiyle kendimden habersiz bir şekilde serbestlerdi. Bu yüzden gülümsediğimin daha sonra farkına varmıştım.

   "Hoşgeldin"yanına vardığımın farkına varmış olmalı ki konuşmuştu.

   "Hoşbuldum diyebilir miyim bilmiyorum?" dediğimde kafasını bana çevirdiğinde neden böyle dediğimi merak ettiğini anladım.

   "Neden?" Gözlerimle ayak ucunda duran boş bira tenekelerini gösterdim. Gözlerimin neyi gösterdiğini görünce suçlu bir çocuk gibi dudağını ısırıp bakışlarını benden kaçırdı ve yavaşça kafasını yere eğdi.Suan tam kızmam gerekirken böyle yapması bütün devremi altüst etmişti.

   Derin bir nefes alıp kendimi onun yanına yerleştirdim. Gözlerimi bira kutularından çekip denize kitledim. Görüntüsünü kenara bırak sesi bile insanı huzura kavuştururdu. Tabiki tek başıma olsaydım çoktan sese kapılmış gitmiştim. Bunu engelleyende sebepsizce yaptığı her hareketten kalbimi hızlandıran Taehyung'tu. Nedenini cidden bilmiyorum. Bu duyguya koyabileceğim herhangi bir isim tanımıyorum. Bu yaşıma kadar üzüntü ve umutsuzluktan başka duygu tanımamıştım. Şimdiki hissettiğim iyi miydi kötü müyüdü bilemiyordum. Ben sadece onun yanında böyle oluyorsam , o da benim gibi hissediyor mudur?

  "Neden?" Diye bu sefer ben sormuştum. Beklemediği bir şeyi demiş olacağım ki bana dönmüştü. Sessiz kalınca açık bir şekilde sorumu dile getirdim.

  "Sabahleyin markete uğramak için evden çıkıyorsun ve birkaç bira alıp buraya geliyorsun. Telefonlara cevap vermediğinden dolayı yalnız kalmak istediğini biliyorum ama..."nefesimi tazelemek için duraksayıp bende ona döndüm. "Neden?"

   Önüne döndü ve gözlerini ayın yarısını içine alan ufuğa baktı. Sadece bakmadı, dalmıştı. Kafasının içinde neler düşündüğünü bilmiyordum ama birsürü cümlesini bulamamış kelimeler olduğunu biliyordum. Belkide bu uzun sessizliği o kelimeleri nasıl birleştireceğine yoğunlaşmasıydı.

  
"Anlat"dedim içinde ne varsa ortaya dökmesini dileyerek. Kafasını ne iki yana salladı ne de bir ses çıkardı. Yüzüne baktığımda gözlerinin parlaklığı dikkatimi çekmişti. Bu kadar parlak olmasının sebebi sadece ayın yansıması değildi. Gözlerinin dolmasıydı.

   Bunu fark edince her yerime aynı anda iğne saplanmış gibi oldu ama en çok kalbime batanlar acıtmıştı canımı.

   O ne kadar kalbimi hızlandırsa da şuan  canım  yanmıştı. Onu daha fazla böyle görmek kalbime iyi geleceğini sanmıyordum.

    Elimi kaldırıp yavaşça omzuna koydum. Derin bir nefes almasının ardından onun rahatlaması için baş parmağımla omzunu okşadım.

  "Rahatlamanı istiyorum Taehyung. İçinde biriktirdiğin ne varsa serbest bırak. O zaman kabullenmiş olursun bütün dertlerini." Kafasını hızlıca iki yana sallayınca daha da endişelendim. Durumunun iyi olmadığını biliyordum ve şuanki durumunun dünkü konuyla alakalı olduğundan emindim.
  
   " Kabullenemem Yoona." Sesinin titrediğini duyduğumda kaşlarım buna karşın çatıldı. " Kabullenemesen bile en azından benimle paylaş. Senin için çözüm yaratabilirim. Veya iyi hissetmeni sağlayabilirim" yine aynı şekil kafasını salladı.

   "Bunun çözümü yok Yoona. Buna yapabileceğim veya başka birinin yapabileceği hiçbir şeyi yok. Bu değiştirilemez! "Diye bağırdığında yerimde duramıyıp  yanına daha çok yaklaştım ve bir hışımla kollarımı ona doladım. Bu hareketime ikimizin de şaşırdığını biliyordum ama bunu yapmalıyım diye düşünmüştüm. " İyi hissetmeni sağlayabilirim" dedim onun aksine kısık bir sesle. "Sen yanımda olunca bazen iyi yanımdasın diyorum. Sana demek istediğim var ama yapamıyorum. Çünkü bu bana geçmişimi hatırlattırıyor ve ben bundan kaçmak istiyorum. Böyle bir olayın tekrarlanmasını istemiyorum. " Ellerimi onun rahatlaması amaçlı sırtında gezdirdim.

   " Sana söz veriyorum Taehyung. Geçmişini bir daha yaşamayacaksın. Çünkü ben seni koruyacağım.Bu yüzden anlat ve senin için herşeyi yapayım"

  Uzun bir sessizliğin ardından belimde hissettiğim soğuk elleri beni irkitsede kıpırdamamıştım. Bana saran kollarının ardından bende ona kollarımı sıkıca sarmıştım.

" Söz verdin" gülümsedim  ve alnımı omzuna dayadım.

  "Evet , söz verdim. Seni herşeyden koruyup kollayacağım. Kabusundan bile."...

Sᴀᴠᴇ Mᴇ / I·ᴍ Fɪɴᴇ • KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin