"Neden ayrı arabalara ayrıldık?" Diyen Taehyung'a çantamı karavandaki koltuğa koyarak döndüm.
"Öyle gerekti"dedim kısa ve net bir şekilde inanmasını umarak .
" Nereye gittiler ?" Diye tekrardan soran Taehyung'a sorunun son olmasını dileyerek cevap verdim.
"Güvenli yere, ailelerin yanındalar Taehyung" kafasını sallayıp camdan dışarı baktı. Güneş hala doğmamıştı ve onlar bizi takip edemesin diye biz erkenden yola çıkmıştık. Çünkü hemen harekete geçeceklerini bildiğimden bir adım önde olmak istedim. Min Gyu sayesinde planım desteklenecekti, bana güvenmese bile.
Yanıma gelip oturdu ve ellerini birleştirdi.
"Biz nereye gidiyoruz?" Derin bir nefes aldım. Yanılmıştım, az önceki son soru değildi.
"Taehyung Allah aşkına susar mısın? Gidince göreceksin lütfen"dedim sonlara doğru kızmamaya çalışarak sesimi kısalttım.
Ağzını tam açacaktı ki işaret parmağımı gösterdim. Bunu görmesiyle hemen vazgeçip arkasına yaslandı. Ben de derin nefes alıp yerimden kalktım. Şuan arabayı süren Min Gyu'nun yanına gidip konuşmam gereken şeyler vardı.
Yanındaki koltuğa yerleştiğimde bir süre bana baktıktan sonra tekrar gözlerini yola çevirdi.
"Ev tamam mı ?" Min Gyu'ya yönelttiğim soruya bir süre cevap alamayınca gözlerimi ona çevirdim. İç çekip kafasını sallamakla yetindi. Bunu yapmak zorunda değildi ve şuan ki durumundan oldukça rahatsızdı.
"Bunu neden yapıyorsun?" dediğim anda ani cevap vermesi şaşırtmıştı.
"Neyi?"
"Yardım ediyorsun?"bir süre yine sessiz kalmıştı. Ben neden yardım ettiğini tahmin edebiliyordum. Aslında bu bir yardım değildi. Onun işi de buydu. Korumak.O yüzden sadece şuanlık katlanıyordu.Ve bu soruma karşılık hiçbir cevap gelmemişti.
Eminim şuan içinden bu iş bitse ve bu kız ortadan hemen yok olsa diyordur. Eminim , çünkü bu sabah bunu ima etmek istemişti. Hatta aslında direk söylemişti. Haklıydı da, gitmeliydim.
~
"Buraya neden geldik?" Diyen Taehyung'a bakmaktan ve cevap vermekten bıkmıştım artık.
" Öyle gerekti" benim yerime Min Gyu cevap verdiği için kısa bir minnettarlık yaşadım.
"Na-"
"Taehyung lütfen bir gün boyunca yol geldik. Şuan sadece odalara dağılıp dinlensek olmaz mı? Seninde dinlenmen gerekiyor"dediğimde açtığı ağzını kapatmıştı. Derin nefes alıp valizini alarak odasına seri bir şekilde çıktı.
"Ona söylemeyeceksin!" Kararlıkla çıkan sesi derin iç çekmeme sebep olmuştu. Bende valizimi alıp odama geçmeden önce söylediğim son şey..."Merak etme, hiçbir şeyden haberi olmayacak ve bu iş bitince ben de olmayacağım"... olmuştu.
~
"Bu mis kokuyu kim yarattı acaba?" Kapta hazırladığım karışımı tabağa aktarıp masaya koyup mutfağa giren Taehyung'u gülümseyerek karşıladım. "Günaydın""Günaydın" kendine bir sandalye çekip oturackken dediğim şeyle arkasını dönüp gitmesi bir oldu.
"Elini yüzünü yıkadın mı?"
Onun bu hareketi beni güldürmüştü tabi bu gülmem içeriye giren Min Gyu sayesinde kısa kesilmişti. Onun sert suratı ölü bir adamı tekrar öldürürdü. Sanırım koruma olmak için doğmuş,korkunç bir yüze sahip insan onun yanındaki insana bile yaklaşmaya korkar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sᴀᴠᴇ Mᴇ / I·ᴍ Fɪɴᴇ • KTH ✔
Fanfiction"#2-killer" "Sana bir görev vereceğim" dedi ellerini masasının üzerinde birleştirip gözlerini bana dikerken. "Senden isteyeceğim şeyde çok dikkatli ve atak olmalısın"heyecanla ne diyeceğini beklerken duyduğum şey beni şaşırtmışı.. "Kim Taehyung'u öl...