•25•

456 43 17
                                    

  "Yoona?" kapının ardından yükselen ses aynada son kez bakmama sebep olmuştu.

  "Tamam hazırım" dedikten sonra kapşıonumu düzeltip kapımı açtım. Karşımda aynı o da benim gibi siyah ve bol şeyler tercih edip maskesini çenesine yerleştirmişti.

  Beni baştan aşağı süzüp gülümsedi. Daha sonra kafasıyla kapıyı işaret etti. "Gidelim artık" kafamla onayladıktan sonra salondan ilerleyip dış kapıya ulaşmıştık ki karşımdaki aynadan arkamdaki Min Gyu'nun sert bakışlarını görmüştüm. Bu beni hem korkutmuş hem de yutkunmama sebep olmuştu. Bir hayalet gibi başıma musallat olmuş gibi bir hali vardı.Ah cidden inan bende bu işin çabuk bitip gitmek istiyorum aslında gitmek istemiyordum ama yapabileceğim başka bir seçeneğim yoktu ve yaratamazdım da. 

   Dışarı çıktığımız anda kapşonlarımızı kafamıza geçirdik.  Aynı anda yaptığımız için birbirimize bakarak gülümsemiştik. Adımlarımız da aynı olduğundan uyum içerisindeydik. Bir de beden lerimiz birleşse tam olacaktı sanki. 

    Gözümün önünde beliren uzun ve ince parmaklara sahip olan Taehyung'un eli duraksamama sebep olmuştu. O da durup bana baktığında gözlerimi onunkiyle birleştirip ne yapmaya çalıştığını kısaca sormuş oldum. 

   "Elimi tut" dediğinde yine yutkunmuştum.

   "Neden?"gülümsedi. Sol tarafım hızlanınca bunun nedenini sorgulamak için zamanım bile olmamıştı. Çünkü şuan ellerimin arasında onun sıcak elleri yer almıştı. 

  "İkimizde siyaha bürünmüş dünyadan ayrı bir varlık gibi gözüktüğümüz için dikkat çekebiliriz.Ayrı olmamız da daha çok bakmalarına sebep olacağı için el ele olmak daha mantıklı geldi" cidden mantıklı mıydı yoksa bu bir bahane miydi? Peki bunun bana bahane olduğunu düşündürecek mantık neydi?Ah Taehyung, bütün devremi alt üst etmeyi bir saniyede nasıl başarıyorsun hiçbir fikrim yok ama bundan rahatsız olmuş gibi bir halim yoktu. En çok ta buna şaşırıyordum ya zaten. 

  "Et" dedi bir anda.Kafamı kaldırıp Taehyung'a baktıktan sonra onun küçük bir lokantaya doğru baktığını gördüm.Birden bire kafasını bana çevirdiğinde ne kadar yakında olduğumuzu fark ettiğimde boğazımı tazeleyip bir adım geriledim.

   "Et yiyelim" gülümsedim ve başımla onayladığımda içeri geçip cam kenarına oturmak isteyecekken onu durdurdum.Soru dolu gözlerini sessizce cevapladım.

   "İdolsün, cam kenarında daha çok dikkat çekersin" dediğimde anlayıp hızlıca başını salladı ve dikkat çekilmeyecek bir köşe bulup oraya yerleşmemizi sağladı. Maskesini indirmeden masaya garson çağırıp yemeklerimizi söylemişti.

  Ben ise gözlerimle etrafı tarıyordum, fazla dikkat çekmemeye çalışıyordım ama gözlerim ile tarama şeklim beni ele vereceğinden süphelenmiştim.Birinin bizi tanımasından korkuyordum.İki taraflı, birinci taraf Taehyun'unn  hayranlarıydı, diğer taraf ise patron tarafıydı. Onlara yakalanmaktansa hayranlara yakalanmayı tercih ederdim.

    Masamıza gelen yemek hemen dikkatimi dağıtmıştı çünkü Taehyung sayesinde akşama kadar oyun oynadığımız için kahvaltı ile duruyordum. Onun da benim gibi aç kaldığının farkındaydım. Hemen çubukları elime almış ve çoktan bir eti ağzına atmıştı bile. İştahlı yemesi beni yemeğe hareketlendirdi.

   "Neden geldik buraya?"ağzımdaki lokmam son çiğnediğim şekilde kaldı. Gözlerim ellerimde sabitlenince ne cevap vereceğime yoğunlaşmıştım.

" Geçenlerde Tokyo'yu özlediğini söylemiştin. Henüz tatiliniz devam ediyorken bunu değerlendirmek istedim. Kötü mü yaptım?"dediğimde gözlerini büyültmüş ve yemek yemek için çenesine indirdiği maskesinden dolayı gülümsediğini görebilmiştim.

Ne cevap verebilirdim ki? Seni öldürmek isteyenler var onlardan saklanmak için buraya geldik mi diyecektim. Hadi ama...

  "Böyle düşünmen hoşuma gitti" gitmemeliydi Taehyung çünkü bunu şuan uydurdum. Kendimi kandırmış gibi kötü hissediyorum ki cidden kandırmıştım. Onu öldürmek için kiralanan katil kısmını artık kenara bırakıp onu cidden korumaya başladığımdan bu kandırma sayılmazdı sanki? Sayılır mıydı? Ah bilemiyorum...

   "Hadi bugünün cezalarını uygulamaya başlayalım"

   İçeceğimden bir yudum alıp derin bir nefesle arkama yaslanarak ona baktım.

   "İlk önce sen itiraf et" dedim kendimi sona bırakmak istemediğimi dile getirerek.
 
    "Hayır!" Deyince kaşlarımı çattım. "Neden?" Güldü ve biraz yakınlaşıp gülerek söyledi. "Çünkü ilk yenilen sensin" gözlerimi devirmek istemiştim ama karşımda canlı sevimliliğine karşı koyamamıştım. Cidden çocuğun bile bu kadar sevimli bir yüzlü olamazdı!

   Ağzımı açıp bir cümle kuracakken beni susturan şey telefonumun sesiydi. Kaşlarımı çattım. Çünkü numaramı Min Sung'tan başka kimse bilmiyordu ve onun verdiği telefondu. Min Sung'un mesaj atabilecegini düşünmememin sebebi ben isteyene kadar benimle iletişime geçmeyeceğine dair bir söz vermesiydi.

   "Bakmayacak mısın?"Taehyung gözleri ile masadaki telefonumu gösterince derin bir nefes alarak başımla onayladım ve titreyen elimi sabit tutmaya çalışarak elime aldım ve gelen mesaja Min Sung'dam geldiğine bile razı olacak şekilde baktım.

Bilinmeyen:Kaçıp kurtulabileceğini mı sandın küçük hanım?

Siktir! Numarasını bilmesemde kimden geldiğini gayet iyi bir şekilde anlamıştım. O değil de , numaramı Min Sung'tan bulmuş olmalı ki işte bu da kötü bir durumdu.

Bilinmeyen:Yakalanmayacağını sanman büyük bir aptallık olmuş. Hele ki bizim gibilerden kaçmak, mümkün değil güzelim. Bizi hiç mi tanımadın?

"Yoona?"endişeli bir ses duymamla gözlerimi birkaç saniyeliğine ona diktim. "İyi misin?" Gülümsemeye çalışıp bir sorun olmadığını söyledim ve tekrar mesaj sesi ile irkildim.

Bilinmeyen: Min Sung kolay bir lokmaydı. Sizde öyle olacaksınız.

Tabiki de düşündüğüm başıma gelmişti. Min Sung ile görüştüğümü anlamış olmalılar ki telefonu bulmak zor olmamıştır. Yalnız beni endişelendiren şey şuan bizim bulunmamız değildi. Bize yardım ettiği öğrenilen Min Sung'un durumuydu.


Yoona:Min Sung'u rahat bırakın!

Bilinmeyen: Tabi ki de rahat bırakacağız. Tabi sizi yakalayıp öldürdükten sonra.

Yoona:Bizi asla yakalayamayacaksınız. Beni gördüğünüz yerde ölümünüz olacak!

Bilinmeyen: Oyun mu istiyorsun güzelim? O zaman başlasın.

Yoona:Başlasın!

Bilinmeyen:Ah ama haber vermeden de tadı çıkmazki?

Yoona:Neyden söz ediyorsun sen?

B

ilinmeyen:Camdan karşı apartmandaki çatıdan selam yolluyorum güzelim.

Noktasına kadar okuduğum cümleyi idrak edince sakin olmaya çalışarak yavaşça dediği yöne doğru baktım. Çatıdaki silüeti görünce elindeki cisime baktım. Adam el salladığında yavaşça önüme döndüm ve belli etmeden Taehyung'a konuştum.

  "Gitmeliyiz"

  "Ne anlamadım?" Dediğinde yeniden mesaj geldi. Hızla baktım.

Bilinmeyen:Sevdiceğin ile zamanın doldu güzelim.Cehenneme gidin! 🔫☠

"TAEHYUNG KOŞ!!!"

Sᴀᴠᴇ Mᴇ / I·ᴍ Fɪɴᴇ • KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin