Bazen hayatın öyle bir ana gelir ki,'asla yapmam'dediğin şeyi mutlaka yapmış olursun. Hatta kendini yapıyor olarak bulabilirsin kendini.Ve benim bu hayata söylediğin 'asla yapmam'dediğim şeylerim oldu ve hepsini yapmış bulunmaktayım.
Annemi ve babamı asla bırakmayacağım
Beni terk ettiklerini sandığım gün artık onların gitmesine izin vermiş sevmeyi bıraktım.
Asla bir insanı incitmeyeceğim
Çok kişiyi gözümü kırpmadan öldürdüm.
Asla üzülmeyeceğim
Üzülmediğim gün olmadı.
Asla gözümden bir damla yaş düşmeyecek!
Gözümden tek bir damlanın düşmesini bırak, saatlerce ağladım.
Ben güçsüz değilim. Asla da olmayacağım.Daima güçlü kalacağım.
Ben güçsüzüm.Hep öyleydim.Hiç güçlü kalamadım.
Asla hayattan bir karşılık beklemeyeceğim ve iyi insanların yüzünü hep güldüreceğim.Asla birilerini üzmeyeceğim.
Hayata karşı hep bir beklenti içindeydim, bir umut...Son bir ayda iyi insanlar tanıdım ama onları mutlu etmeye bile fırsatım olmamıştı. Onları ancak üzmüştüm. Çünkü ben mutlu edecek bir insan değilim. Benim kişiliğim öyle değil. Benim takma adım katil!Ben bir katilim.Hatalı olsalar bile gözyaşlarına bakmayıp onları bir çırpıda öldürmüş bir insanım ben.Ben kim, mutlu olmak veya mutlu etmek kim. Anca kurbanları öldürdüğümde patron mutlu etmiş oluyordum.Ben böyle biriydim işte.Bir ölüm, bir mutluluğa eşitlenmişti.Ben hiçbir zaman mutlu olmamıştım. Yüzüm gülmüştü elbet, o da karşımda dizili olan 7 adam sayesinde olmuştu. Ama gerçek ben, mutlu olmamı engellemişti.Çünkü ben kötü biriydim ve mutlu olmayı hak etmeyen bir insandım.Birinin mutluluğunu alıp başka birine veren bir insandım, mutluluğu hak etmeyen birine...
Bu yaşıma kadar hep kandırılmış içimde yanlış duygular beslemiştim. İster insanlara, ister....aileme.İnsanların hepsi kötü değildi, iyi insanlar vardı ama kaybediliyordu işte.Ailem...onlara karşı boşuna nefret salgılamıştım içime.Bunca yıl beni bırakıp gittiklerini düşünmüştüm ama tam tersine onlar yanımda kalabilmek için ölümü göze almışlardı. Onlar benim için ölecek insanlardı ve ben bunca yıl böyle insanlara nefret beslemiştim ki şuan kendimden nefret etmeme sebep olmuştu. Yıllardır kendimden nefret ediyordum zaten ama artık bu dayanamayacağım bir noktaya gelmişti.
Ben, olmak istediğim bir ben değildim. İyiyim dediğimde iyi değildim. Sorun değil dediğimde kesinlikle bir sorun vardı ki ben içten içe kurtarılmak istemiştim.Hala da istiyorum.
Beni bu anki durumdan lütfen biri kurtarsın.
Kurtarın beni...
"Y/N"...
Gözlerimdeki biriken yaşı çoktan serbest bırakmıştım bile. Bir damla yaşı bile silmek için kılımı kıpırdatmamıştım bile. Aslında şuan bir şey için kıpırdatacak kılım bile kalmamıştı.Bütün hallerimi alıp paramparçalara ayırmıştı lanet olası herif.
"Ağlama"...
Gözlerimi sımsıkı kapattım ve hıçkırıklarımı içime saklamaya çalıştım ama ağzımdan ilk çıkan şey o olmuştu.Ardından kurmak istemediğim cümlelerim.
"Ağlamamamı isteme benden Taehyung. Çünkü bunu başaramam. Ben her gün yaş akıtıyorum zaten. Yapmadığım bir şey değil ."Hıçkırıklarımın arasında kurduğum cümle nefesimi iyice kısaltmış ve yaş akıtmalarımı şiddetlendirmişti.
"Ağlamanı istemiyorum artık"
"Taehyun-"
"Y/N"kadifemsi sesi daha da yumuşamış bir şekilde söylemesi içimi okşatmıştı ama olduğum durumdan daha çok yerin dibine girmemi sağlamıştı. Her şey benim yüzümdendi. O adamı önceden öldürebilseydim Taehyung ve diğerleri bu şekilde burada bunları yaşamayacaktı. Hayatlarına kaldığı yerden devam edeceklerdi.
"İstenileni yap" dediğinde yumduğum gözlerimi açıp ona diktim.
"Hayır"dedim tereddütsüz.
"Öldür beni!"
"Hayır dedim Taehyung saçmalıyorsun. Sen kardeşlerini bırakamazsın!"dediğimde derin bir nefes alıp bir süreliğine gözlerini kapamıştı.
"Bu doğru ama seni de bu halde bırakamam. Üzgünüm." burnumu çekip gözümün önündeki yaşları sildim ve ona net bir şekilde bakabilmemi sağladım.
"Ne için üzgünsün Taehyung?"
"Beni öldürme gibi bir seçenek bıraktığım için"dediğinde sinirden dişlerimi dudağıma geçirmiştim.
"Sen bir tercih değilsin. Sen benim için seni öldürme gibi bir seçeneğim olamazsın Taehyung!!"boş odada yankılanmıştı sözlerim.
"Bunu yapmalısın ama"dediğinde sinir kat sayım bilmem kaç binlere çıkmıştı.
"Sana bunu yapmayacağımı söyledim.Beni deli etme. Sen ölmeyeceksin!"dedim hızla ve gözlerimin içine üzgünce bakan çocuklara döndüm."Durmayın öyle sessiz bir şekilde. Onu bundan vazgeçirin!"dedim sinirle ama hiç birinden ses çıkmaması beni deli etmişti.
"Sen yapmazsan , ben kendimi öldüreceğim y/n! "
"Hayır!"asla kararımdan dönmeyecektim. Asla yapmam dediğim ne varsa yapmıştım ama bunu kesinlikle yapmayacaktım. Çünkü ben...öldüremem, Onca insan öldürdüm ama o olmaz.O yaşamayı hak eden bir insan...
"Bir yolu olmalı, buradan hepimizin kurtulmasının bir yolu olmalı"diyen Namjoon'a bakmadan cevap verdim.
"Buradan hepimiz sağ çıkamayız"dedim yerde belirli bir yere sabit bakarak."Peki ne yapacağız?"
"Sadece zaman"dedim kısaca.Anlamayan bakışlarını bana yolladığında dudağımın kenarını kıvırdım."Sadece biraz zaman yaratmam gerekiyor"
Açılan kapı ile derin bir nefes aldım. Aslında olay şimdi başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sᴀᴠᴇ Mᴇ / I·ᴍ Fɪɴᴇ • KTH ✔
Fanfic"#2-killer" "Sana bir görev vereceğim" dedi ellerini masasının üzerinde birleştirip gözlerini bana dikerken. "Senden isteyeceğim şeyde çok dikkatli ve atak olmalısın"heyecanla ne diyeceğini beklerken duyduğum şey beni şaşırtmışı.. "Kim Taehyung'u öl...