Bana Kızım Deme!

114 9 4
                                    

MEDYA:ŞARKI GÜSEL DİNLEMENİZİ TAVSİYE EDERİM🤗

"Sana da yakıştı ha" dedim ve birlikte güldük. O anda arkamızdan gelen taş sesiyle arkamı döndüm.

Berke baya baya sinirli bir şekilde bize bakıyordu. Benim ona baktığımı gördüğü anda hızlıca uzaklaştı.

-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Buna da ne oluyo ya? Taman Alperkuşu anlarım ama ona ne oluyo? O gitsin buhün gülüştüğü kızın yanına. Değil mi?

Alperkuş da Berke'yi görmüştü. Çok sinirlenmemişti bu sefer. Çünkü benim boş bir şekilde baktığımı anlamıştı.

"Elisa! Dondurman eriyo eline akçak!" Dedi Alperkuş hiddetli bir şekilde. Harbi de öyleydi. Elime damlamasına milim kalmıştı. Hemen dondurmanın akan kısmını ağzımla durdurdum. Şimdi yanlı anlamayın yani. Başka bir seçeneğim yoktu. Allah allah.

Alperkuş bana bakarak gülmeye başladı. Alper gülerken çok tatlı oluyordu. Gözleri kısılıyordu. Ve çok minnak gamzesi çıkıyordu ortaya. Bu da onu sevimli yapıyordu. Onun gülmesine karşılık bende güldüm.

Dondurmalarımız bittikten sonra birlikte eve gittik. Ben yine onlarda kalıcaktım. Sinem teyzenin de haberi vardı olanlardan. O yüzden o da kalmam için zorluyordu. Nasıl olduysa bizim evden benim kıyafetlerimi de alıp getirmişlerdi. Annemin ve babamın da umrunda değildim anlaşılan. Şaşırmadım. Zaten onlar için bir hiçtim. Uzatmaya gerek yoktu.

Eve geldiğimizde içeride tabikide annem ve babamı beklemiyordum. Sinem teyze kocası annem ve babam oturmuş konuşuyorlardı. Onları görünce bir anda duraksadım. Alper de farketti ve kolunu omzuma attı. Destek olmak için. Bir anda istemsizce elimi dudağıma attım. Kabuk tutmuştu. Tüm yaralarımda olduğu gibi.

Sinem teyze beni farketmişti. Hemen bana bakıp gülümsedi.

"Gel Elisacığım annen ve babanın seninle konuşması gereken şeyler var." Dedi. O anda babam ve annem bana döndü. Donuk bir ifadeyle bakmaya başladılar. Herzamanki gibi.

Kanepede annem ve babamın tam karşısına oturdum. Onlara bakmadım. Kafamı eğdim ve yere bakmaya başladım. Halının desenlereni ezberliyordum.

"Kızım-" diyemeden babam sözünü kestim ve sinirli bir şekilde ona baktım.

"Bana kızım deme!" Dedim. Herkes bu çıkışıma şaşırmış olacak ki şaşkınca bana bakmaya başladılar.

"Elisa biz gidiyoruz. Birkaç günlüğüne. Döndüğümüzde büyük ihtimal yüzümüze bile bakmıyacaksın ama sana şunu söylemek istiyorum. İstiyoruz. Özür dileriz kızım. Sana iyi bir anne baba olamadık. Bizden nefret ediyorsun. Biliyoruz. Ama etme. Zaten öğreniceksin. O zaman herşeyi anlıyacaksın kızım. Ama bizi kötü kişiler olarak hatırlama. Olur mu?" Dedi babam sonlara doğru sesi kısılarak. Ağlamaya başladılar. Annem ve babam önümde ağlıyorlardı şuan. Şaşırmıştım. Üzülmüştüm. Ama ağlamıyordum. Ağlamam için bir sebep yoktu. Onlar için ağlamıyacaktım. Gerek yoktu çünkü.

"Sana birkaç günlüğüne yetecek kadar para bıraktık. Evde. Eve gidip orada kal. Dolapta yiyecekler var. Yeter sana. Kendine iyi bak kızım" dedi annem ve ağlayarak kapıdan dışarı çıktı. Babamda peşinden gitti. Bu birkaç günlüğüne gitmek değildi. Temelli gidiyorlardı. Bende bunun farkındaydım.

Bir süre öyle durduktan sonra Alperkuşa ve Sinem teyzeye veda edip evime gittim. Benim evim olmuştu artık. Mutlu olmam mı gerekiyordu? Eğer öyleyse değildim. Üzgün müydüm? Değildim. Sadece şaşkındım. Ne yapıcağımı düşünmüyordum. Hâlâ şokun etkisindeydim sanırım.

Eve geldiğimde sessizlik kapladı heryeri. Herzamanki gibi. Oturma odasına geçtim. Kanepelerden birine oturdum ve duvara boş bir şekilde bakmaya başladım. Bir anda ağlamaya başladım. Sanırım olanları yeni sindiriyordum. Küçüklükten beri kendisini sevmeyen anne ve babası kızı terketmişti. Çekip gitmişlerdi. Daha fazla dayanamamışlardı galiba. Başka bir açıklaması olamazdı.

Bir süre öyle oturduktan sonra kendi hayatımı kurtarmak için çalışmaya gittim. Deli gibi test çözüyordum. Gelecek konulara da geçmiştim. İnternetten gelecek konulara bakmıştım ve o konulara ait soruları da çözmüştüm. Soruların cevapları doğru çıkıyordu. Deliye bağlamıştım sanki. Stresimi üzüntümü şaşkınlığımı test çözerek atmaya çalışıyordum. İşe yarıyordu taa ki ağzıma burnumdan gelen demirimsi tada kadar. Çalışmaktan burnum kanamaya başlamıştı. Parmaklarım su toplamıştı. Mutfağa gidip bir peçete ile burnumu tuttum. Parmaklarıma da yara bandı taktım ve tekrar odama çıkıp test çözmeye devam ettim.

Saatin gece 1:30'a geldiğini gördüm. Yaklaşık 7 saattir test çözüp defterimdeki soruları tekrarlayıpilerideki konulara çalışıyordum. Bütün derslerin ileriki konularını sular seller gibi ezberlemiştim. Delilik değil mi? Bir insan 7 saat boyunca nasıl ders çalışır? Çalışıyo işte. Diğer insanlar stresli ve üzgün olduğu zamanlar müzik dinleyip uyurken ben test çözüyordum. Değişiğim biliyorum.

Test kitabını kapattım ve ağrıyan başımı yastığa koyup kısa sürede uyudum.

🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼

Sabah zor da olsa kalkmıştım. Sersem bir şekilde rutin işlerimi halledip okula doğru yola koyulmuştum. Ruhsuzdum. Ama düzelmeliydim. Arkadaşlarımın karşısına böyle çıkamazdım. Kendi üzgünlüğümü onlara aktaramazdım. Belki yaşadığım olayları biliyorlardı ama olsun yinede üzülmesinler. Benim yüzümden kimse üzülmesin.

Sınıfa girince zor da olsa gülümsemiştim. Bizimkiler dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Biliyorlardı. Ama iyiymiş havasına girmeliydim. Hemen yanlarına gülümseyerek gittim.

"Noldu ya ne bu haliniz? Birisi falan öldü de benim mi haberim yok?" Dedim dalga geçerek.

"Kanka iyiymiş gibi gözükmeye çalışma. Kötü olduğunu biliyoruz." Dedi Cancağazım.

"Aynen kanka böyle yapma. Ağla, bize dertlerini anlat ama böyle yapma." Dedi Asena.

"Biz senin yanındayız herzaman biliyorsun değil mi?" Dedi Rana. Biliyordum. Tek her zaman yanımda duranlar onlardı zaten. Kafamı salladım.

"O zaman böyle yapma kuzucum." Dedi Derin.

"Ben iyiyim. İyi olmaya çalışıyorum. İyi olucam. Beni kafanıza takmayın nolur. Sizi üzgün görmek beni daha da üzüyor." Dedim. Hepsi bir andan yanıma geldi ve beni ortalarına alıp sarıldılar. Bende onlara sarıldım ve elimde olmadan gözümden birkaç damla yaş düştü. Birbirimizden ayrıldığımızda göz yaşlarımı silip gülümsedim onlarda bana gülümsedi.

"Ders başlıycak sersemler hadi hadii" dedim ve yerlerine oturtturdum.

Hoca gelmeden önce telefonumdaki bildirimlere bakıyordum. X yine mesaj atmıştı.

X: Yarın beni ve o gizli gerçeği öğreneceksin Elisa...

EVETT BAYA BAYA UZUN BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM

İLK DEFA BU KADAR UZUN YAZDIM

İLHAM GELİYOR YAW

HER GEÖEN GÜN OKUMA SAYIMIZ VE OYLAR DA ARTIYOR BU YÜZDEN BAYA MUTLUYUM HEPİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM

BÖLÜM NASILDI?

SORULARR

GİZLİ GERÇEK NE?

X KİM?

BERKE'NİN GÜLÜŞTÜĞÜ KIZ KİM?

ELİSA'YA NE OLACAK?

HEPSİNİN CEVABI DİĞER BÖLÜMLERDE BEKLEMEDE KALIN

-MUCUKLANDINIZ-

GÖKYÜZÜNE BAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin