GÖKYÜZÜNE BAK

Sakın Bana Yaklaşma!

Sabah uyandığımda kafamın üstünde 3 tane kafa görmemle yerimden sıçradım. Annem babam ve abim tepemde bana bakıyorlar. Yerimden sıçramamla onların da korkması bir oldu.

''Unicorn naptın be ödümüz koptu.''

''Başımın üstünde 3 tane kafa görürsem korkarım tabii ki abicim.'' Bu dediğime hepsi gülmüştü. Bende dahil. Bir dakika okul?!

''OKUL?! OKULA GEÇ KALDIM!!'' deyip ayağa kalkmaya çalıştım.

''Dur kızım daha okula gitmene var. Arkadaşlarını da eve çağırdık birlikte kahvaltınızı yapıp öyle gideceksiniz.'' Ay ben bu kadını ısırırım.

''Ya sen bitanesinn'' diyip sarılmıştım. O da gülüp sarılmıştı.

''Ee hadi kalk da hazırlan arkadaşların gelir birazdan.'' dedi babam. 'tamam' anlamında kafamı salladım. odamdan çıktıklarında üstümü değiştirip saçımı yaptım. o sırada kapı çaldı. hemen koşa koşa aşağıya indim. Kardeşlerim gelmişti yahuu.

''Alperkuşşş!'' diye bağırıp koşa koşa gidip ona sarılmıştım.

''E-elisa! Ö-ölüyorum!'' Ay çok sıktım galiba. Öyle bi sarılmışım ki çocuk boğulcaktı yav.

''Ehe pardon Alperkuş bi anda heyecandan oldu.'' dediğimde gülmüştü.

''Kuzu sarıl tamam da öldürme bari.'' Gülmüştüm.

''Öhöm! Bizde burdayız cınım!'' diyen Cancağazıma gidip kocaman sarılıp öpmüştüm. Daha sonra Derin Asena ve Rana'ya da sarılmıştım. Rana yine suratı düşüktü. Abime bakıp gözlerini düşürüyordu. Abim de gözlerini deviriyordu. Neler oluyo ya?

''Ee hadi kahvaltımızı yapalım.'' diyip ortamdaki kötü havayı dağıtmaya çalıştım.

''Ayy valla kanka bir acıktım sorma.'' Cancağazım ya.

''Ay efendim sizleri görmeyi unuttum. Ben Can. Bunlar da arkadaşlarım. Elisa'nın arkadaşlarıyız. Not ortala-''

''Öhöm.Tamam ancağazım daha da uzatmana gerek yok.'' diyip Cancağazımı durdurmuştum. Durdurmasaydım TC kimlik numarasına kadar verirdi.

''Tamam oğlum önemli değil. Hadi geçin sofraya.'' diyip gülmüştü annem. Annemle beraber hepimiz gülmüştük ve sofraya geçip kahvaltımızı neşeli bir şekilde yapmıştık. Her ne kadar Rana ve abim konuşmasa da..

Babam her ne kadar bizi okula götürmek için zorlasa da ben istememiştim. Yürüyerek gitmeyi seviyordum.

''Rana seninleMabim arasında ne oluyo?'' Bunu dememle Rana'nın öksürmeye başlaması bir oldu.

''Tamam sakin ol ya. Merak ettim abi hep birbirinize öldürecek gibi bakıyosunuz sinirim bozuluyo.''

''Y-yok birşey. Hem ne olcak ki! Allah aşkına ya!'' Cancağazım bana doğru eğilerek

''Kesin birşey var.'' diye fısıldamıştı. Bende ona doğru eğilerek

''Bencede. Araştıralım.'' DEMİŞTİM. O da kafasını sallamıştı. Biz Cancağazımla Sherlock Holmes'ı çok fazla okuyup izlediğimiz için böyle şeylere oldukça meraklıyız ve araştırmayı çok seviyoruz. Ee bulduğumuz şeyler de var yani.

''Ne konuşuyosunuz siz öyle fısıldaşarak?'' Cancağazıma 'sıçtık' bakışı attım.

''Hiçbişey. Aaa okula gelmişiz baksanıza. Hadi gidelim zil çalar birazdan.'' Dedim ve Cancağazın koluna girerek hızlıca okula gittim.

Sınıfa girince Berke'nin bir kızla yan yana olduğunu ve gülüştüğünü gördüm. Ama önemli olan gülüşmeleri değildi. Kızın Berke'nin neresinde olduğuydu!!

''Hani o tür işleri bırakmıştı bu?!'' diye sordu Asena.

''Harbi lan sana öyle dememiş miydi?!'' dedi Derin.

''Yalancı işte aq bırakın ne yapıyosa yapsın.'' dedi Rana. Haklısın da bu kalbimde hissettiğim bıçaklanma hissi de ne böyle?

''Elisa? Cevap versene kanka.'' dedi Can ve eliyle gözümün önüne sallamaya başladı.

''Ha.. Aynen aynen. Ne bok yiyosa yesin. Umrumda değil ki zaten. Hadi ders başlıycak.'' dedim ve sırama geçtim. Alperkuş da yanıma geçti ve kolunu omzuma attı bende başımı göğsüne koydum. Huzur veriyordu. En azından kalbimdeki bu acıyı az da olsa dindiriyordu.

Dersteydik ve midem bulanmaya başlamıştı. Hocadan izin alıp lavaboya gittim. Lavabodaki aynadan kendi yansımama baktım. Bana neler oluyordu böyle? Kalbim neden ağrıyordu? O anda kapıdan giren kişiyle gözlerimin açılması bir oldu.

''Berke?! Burası kızlar tuvaleti! Çıkar mısın?'' Yaklaşmaya başlamıştı ben ise olduğum yerde duruyordum. Aramızda sadece 2 adım kaldığında durdu.

''Noldu Elisa? Bizi öyle görünce bi kötü oldun sanki?'' Ne diyo bu ya?

''Ne diyosun sen ya?! Çekil gidicem'' Gitmeye çalıştığımda önüme geçmişti. Yüzüne sinirle baktım.

''Hop dur bakalım. Nereye? Daha seninle konuşacaklarımız var.'' Ahh çıldırcam.

''Allah allah seni dinlemek isteyen kim? Çekil şurdan ya'' Tam geçicektim ki İki kolumu da tutup aramızda mesafe bırakmamasıyla olduğum yere çivilenmiştim. Aramızda sadece birkaç santim vardı. Elimi alıp kalbime koydu.

''Şuan burası çok hızlı atıyor değil mi Elisa?''

''Hayır..'' gülümsemişti. Bir anda onu setçe ittirdim ve olduğum yerden çıktım.

''Bidaha sakın bana yaklaşma! SAKIN!'' diye bağırıp hızlı adımlarla sınıfa gitmiştim. Sinirimi bozan şey ise kalbimin hızlı attığını doğru bilmesiydi. Kalbim çok hızlı atıyordu.

Sınıfa girdiğimde direk yerime oturdum ve hiçbirşey konuşmadım.

''Noldu kuzu? Berke de arkandan çıktı. O mu birşey yaptı?'' Dedi Alperkuş

''Yok birşey! Sormayın birşey!'' diye çıkıştım.

''Tamam kuzu sustum.'' Biraz kötü çıkıştım galiba. Göğsüne kafamı koydum ve uyudum.

Bir sarsılma geldi veeyy. Maşallah kim sarsıyorsa deprem yarattı. Yani anlıyacağınız şuan birisi beni sarsarak uyandırmaya çalışıyor.

''Noluyo ya?''

''Kuzu kalk. Sen nasıl uyudun öyle ya?Maşallah dersler bitti sen hala uyuyosun.'' Oha dersler bitmiş miydi?

''Oha Alperkuş. Keşke uyandırsaydınız.'' dedim ve kalktım.

''Kıyamadık.''

''Ya yerim. Ee diğerleri nerede?''

''Onlar gittiler. Hadi bizde gidelim.'' 'tama' anlamında kafamı salladım ve sınıftan çıktım. Çıkmaz olaydım. Berke ve bugün gördüğüm kız koridorun sonunda öpüşüyorlardı!! Olduğum yerde takılı kalmıştım. Alperkuş farketmiş olacak ki hemen kolunu omzuma attı ve yürümeye başladı. Dışarı çıktığımızda

''Alperkuş benim biryere gitmem lazım. Alacak birşeylerim var da sonra görüşürüz olur mu?''

''Tamam kuzu kendine dikkatet'' dedi ve yanağımdan öpüp gitti. Bende en sevdiğim yere sahile gittim.

Sahile geldiğimde kayalıklardan birine oturdum ve bana huzur veren gökyüzüne baktım. Ağzıma gelen tuzlu tat ile ağladığımı farkettim. Ama ağlamamak için tutmadım kendimi. Ağladım. Ağlayabildiğim kadar ağladım...