Piyano

110 10 3
                                    

MEDYA:ELİSA'NIN ÇALDIĞI PİYANO

"Diyeceğim o ki bu senin kararın Elisa. Lütfen ön yargılarını bir kenara bırak ve yeni bir hayata doğru ilk adımını at. Sana arkadaşlarını bırak asla demiyorum. Hatta onlarla da tanışmak isterim. Ama bize bir şans ver ha?" Dedi. Deniyecektim. Bunu yapıcaktım. Herşey güzel olacaktı. İnanıyordum.

"Şans veriyorum. Deniyeceğim" dedim. Hepsi aynı anda

"NE?!" Diye bağırdılar. Bu halleri komik gelmişti. Bir o kadar da samimi.

"Deniyeceğim." Dedim tekrardan. Bayan Öztürk bir anda gelip bana sarıldı.

"Ah çok teşekkür ederim bize bir şans verdiğin için sana minnettarım." Dedi. Tatlı birisiydi. Ne yaptığını anlamış olacak ki geri çekildi.

"Özür dilerim ben bi anda boş bulundum" dedi. İlk defa benden büyük birisi hatası olmamasıma rağmen nezaketten benden özür diliyordu. Tuhaf hissetmiştim.

"Sorun değil." Dedim ve gülümsedim. O da gülümsedi ve yerine geçti. Yemeklerimizi yedik ve oturma odasına geçtik.

"Elisa müziğe meraklı olduğunu duydum. Gerçekten öyle mi?" Dedi Bay Öztürk. Olumlu anlamda kafamı salladım.

"Piyano çalabiliyormuşsun?" Dedi Bayan Öztürk. Bu kadarını nasıl biliyorlardı? Gerçekten takip etmişlerdi demek.

"Evet kursuna gidiyorum." Dedim.

"Yan odada piyano var. İstersen bir bak. Belki çalmak istersin." Dedi Bay Öztürk. Piyanoya müziğe ve dansa aşıktım. Onlar hayatımın anlamı gibiydiler. Tabi birde arkadaşlarım.

"Çok güzel olur. Teşekkür ederim." Dedim ve direk yan odaya geçtim. Kuyruklu siyah oldukça büyük ve gösterişli bir piyano şuan karşımda duruyordu. Hayalimdeki piyano. Hemen taburesine oturdum ve bildiğim en güzel şarkıları çalmaya başladım.

"River Flows İn You"

"Minuet 1."

"Minuet 2."

"Minuet 3."

Şuanlık bunları biliyordum. Minuet parçalarını kursta öğrenmiştim. River Flows İn You parçasını da kendim öğrenmiştim. Bütün şarkılar bitince arkamdan alkış sesleri gelmeye başladı. Hepsi buradaydı. Bay Öztürk Bayan Öztürk ve Mert.

"Harika çalıyorsun." Dedi Mert.

"Teşekkür ederim" dedim ve gülümsedim.

"Gerçekten çok güzel. Bayıldım" dedi gülümseyerek Bayan Öztürk.

"Elisa hadi içeri geçelim. Sana sormam gererken birşey var." Dedi Bay Öztürk. Tamam anlamında kafamı salladım.

İçeri geçtik ve Bay Öztürk derin bir nefes aldı ve sert bir şekilde verdi.

"Şimdi Elisa şuan olduğun evde kalamazsın. Ve bunu biliyorsun. Daha 17 yaşında genç bir kızsın. Bir evi geçimdirmek için çok küçüksün. Bu yüzden senin bizimle kalmanı istiyoruz. Arkadaşlarından ayrıl demiyoruz. Hatta onlar da istediği zaman evimize gelebilirler. Ama senin burada kalman daha iyi olur senin için de bizim için de" dedi Bay Öztürk. Haklıydı aslında. Evi tek başıma geçindiremezdim. İşe başlamak için de yaşım küçüktü ve ne yapacağımı bilmiyordum. İş deneyimim yoktu.

"Peki tamam. Teşekkür ederim." Dedim ve gülümsedim.

"Asıl biz teşekkür ederiz. Ah o kadar mutluyum ki. Sonunda kızımla aynı çatı altındayı-" diyemeden sözünü kestim.

"Hemen kızım demeseniz." Dedim ve kafamı önüme eğdim.

"Ah çok özür dilerim. Heyecanlanınca ne dediğimi bilemiyorum." Dedi Bayan Öztürk.

"Sorun değil." Dedim.

"Ben gideyim eşyalarımı toplamam gerek. Arkadaşlarım da merak etmiştir. İyi geceler. " dedim ve önüme eğildim.

"İyi geceler Elisa." Dedi Bayan Öztürk.

"İyi geceler." Dedi Bay Öztürk. Gülümsedim.

"Ben seni bırakırım Elisa." Dedi Mert. Kafamı olumlu anlamda salladım ve kapıya doğru yöneldim.

Mertle arabaya bindik. Arabayı çalıştırdı ve gitmeye başladık.

"Seni çok seviyorlar." Dedi birden.

"Galiba. Ama onları tanımıyorum. Bi anda inanmamı beklemeyin benden." Dedim.

"Sende haklısın. Ama senin hakkında herşeyi biliyorlar. Seni takip etmedikleri bir gün yok. Her adımında seni izliyorlardı. İlk kelimenin 'Anne' olduğunu bile biliyorlar. Hatta annemin bunu öğrendiği anda hıçkırarak ağlamasını asla unutmam. Elisa onlar çok üzüldü. Seni kendileri büyütemedikleri için. Yanında olamadıkları için. O kadar çok üzüldüler ki annem seni ilk verdiğimiz zamanlarda sinir krizleri geçiriyordu. Hep hastaneye gidiyorduk bu yüzden. Onun için onları bir yabancı olarak görme. Annen ve baban gibi görmeye çalış. Biliyorum zor ama çalış." Dedi. Bunlar doğru muydu? Gerçekten kafam almıyordu. Tanımadığım kişiler benim için bu kadar üzülmüştü. Hatta sinir krizi geçirmişti. Gerçekten aklım almıyordu. Ve değişik bir şekilde onlara bağlanıyordum. Sanki yıllardır tanıyormuş gibiydim. Kanım kaynamıştı. Sanırım kan bağından dolayıydı.

"Gerçekten deniyeceğim. Alışacağımı umuyorum." Dedim.

"Teşekkür ederim." Dedi.

"Asıl ben teşekkür ederim. Tamam küçüklüğümden beri yoktunuz ama size o filmkerdeki gibi kötü davranamam. Çünkü neden bıraktığınız belli. Pişmanlığınız da ortada. O yüzden teşekkür etmenize gerek yok. Beni hiçe saymayıp tekrar yanınıza aldığınız için ben teşekkür ederim" dedim. Kocaman bir şekilde gülümsedi. Mutlu olduğu o kadar belliydi ki. Bende gülümsedim.

Eve gelene kadar konuştuk. Baya gülmüştük. Ona çocukluk anlarımı anlarmıştım. Hepsini biliyordu. O da bana bebeklik anlarımı anlattı. O kadar komikti ki karnıma ağrılar girmişti. En sonunda evin önünde durduğumuzda içimden geldi ve bir anda sarıldım. O da ilk başta şaşırsada sonra sarıldı. Ona baktım ve hülümsedim. Kapıyı açtım kapatmadan önce

"İyi geceler." Dedim. O da gülümseyerek

"İyi geceler unicorn prensesi" dedi. Unicornlara aşıktım ve bunu ona da söylemiştim. Bu yüzden bana unicorn prensesi diyordu. Hoşuma gitmişti. Gülümsedim ve kapıyı kapattım. Eve girdim. Gerçekten çok değişik ve güzel bir gündü.

Evett Herkese Tekrardan Yeni Bir Bölümle Merhaba

Dün Bölüm Gelmedi Çünkü Evi Temizliyorduk. Bunun İçin Özür Dilerim😔

Yeni Bölüm Nasıldı?

Diğer Bölümlerde Görüşmek Üzere...

-Mucuklandınız-

GÖKYÜZÜNE BAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin