AYLA (Töre)

15. Bölüm (d)

Günahını Fısılda...

                          ****
                 GEÇMİŞ DEVAM 

Olayın Gecesi..

"Alo Berzan naptın "

Berzan nefes nefese

"Fırat hiç bir yere gidemiyoruz ,Yare... konaktan çıkarken görmüş olmalılar "

"Ne diyorsun oğlum sen ... ben böyle işin varya... "

Fırat sinirle soluyup devam etti.

"Siz saklanacak yer bulun... ilk uçakla geliyorum... Bi işide eline yüzüne bulaştırmasan olmaz. Düşünmeden siktirip gittin"

"Tamam lan! şimdi kapatıyorum"

Fırat, arkadaşının son konuşmasından sonra içine bir yumru oturmuştu. Ne kadar kaçma fikrinden vazgeçirmeye çalışsa da sanki taş gibi inat etmiş  vazgeçirememisti. İçinde ki sıkıntı ile daha fazla yerinde duramamış yanına biraz para alıp çıkmıştı .

"İnşallah yakalanmazsın Berzan"

Hem söyleniyor hemde aldığı bileti ile uçakta yerini bulmaya çalışıyordu. Vakit kaybetmeden yerini bulmuştu. İçinde ki huzursuzluk nefes almasını dahi engelliyordu sanki . Derin bir nefes alıp sakin olmaya çalıştı.

"Ulan Berzan dua et ölmüş olasın yoksa ben inciğin çıkana kadar iyice döveceğim "

bu kelimeler dilinden dökülüyordu ama onun ölmesinden ziyade sagsaglim bulmasıydı derdi. Yoksa onun kaybıyla dünyada ki tek dostunu kaybedecekti.

Uçakla gelmesine rağmen sanki yollar haddinden fazla uzundu. Hele o araba yolculuğunda tekerlikleri gitmiyormu diye yoklamıştı. Üstelik elinde telefon sürekli Berzan'ı arıyor ama açan olmuyordu. Son kez Berzan'ın numarasını çevirdi. Endişe elini ayağını birbirine doluyordu. Ettiği dualarla belki bütün günahları af olurdu. Ama bugün en büyük günahın mayasını kendi yoguracaktı

"Evet"

Telefondan gelen soğuk sesle yerinde doğruldu hızla. Çok şükür açmıştı diye düşündü ama bu Berzan'ın sesi değildi. Kaşlarını çattı önce Fırat

"Berzan?"

diye bir soru yönelttiginde

" yok!"

Karşı tarafta ki adamın sesinde hiç bir tını yoktu. Yoksa dedi kendi kendine Fırat. Yoksa .... öldümü... Elinde ki telefonu daha sıkı kavrayarak kendini toparladı

"Berzan... Berzan nerde"

Karşı tarafta ki adam Yare'nin kardeşi Vedat'tı. Berzan'nın telefonunu onları yakaladığında almıştı.

Aşiret için toplanan büyüklerin sıkıcı konuşmasından dolayı ortamdan uzaklaşmaktı amacı telefonu bahane edip çıkmıştı ölüm kokan odadan. Burayı hiç bir zaman sevmemişti.

Vedat dışarıda kimsenin olmadığı sedire oturmuş bi yandan da elinde ki silahını inceleyordu. Telefonun diğer ucunda ki adamı duygusuzca cevapladı.

"Birazdan ölecek!"

Fırat duyduguyla bi küfür savurdu. Yakalanmıştı işte ama hala yaşıyordu. Ne yapıp edip kurtarmalıydı onu ama nasıl. Derin bir nefes alıp akıllıca düşünmeye başladı.

"Şimdi nerde"

Vedat sinsice gülümsedi.

"Demek merak ediyorsun Berzan itini" bi kahkaha atıp