......
.......* * *
"Tutkun?"Ayla yüzünü eksiterek sormuştu bu soruyu çünkü bu yaşadıklarının sebebi bir tutku uğruna olmamalıydı. Her kötülük olabilirdi ama bu acıya güzel olan aşka bulaştırmak kadar iğrenç birşey olamazdı. Karşısında ki adam ya ne dediginin farkında değildi yada Ayla'nın neler yaşadığını göremeyecek kadar kör.
Baran gözlerinin içine baktığı kadının yanağına sağlam elini koyup
"İçinde bana dair hiçmi birşey yok Ayla"
Ayla bir konuyu çözemezken bir soru ile dona kalmıştı. Ona karşı içinde birşey varmıydı...
"Şuan sinirlisin ne konuştuğunu bilmiyorsun hadi kalk artık bir hastaneye gidelim"
Ayla içinde ki anlamsız sızıyı bastırmak için hastaneyi bahane etmişti. Baran'ın daha fazla bu konuşmayı yapmasını istemiyordu. Ondan hiç birşey istemiyordu ki, kaldı ki sevgisi..
"Ayla neden kaçıyorsun benden he neden kestirip atıyorsun"
Karşısında ki adamın sinirden kaşları çatılırken Ayla sakin olmaya çalışıyordu. Eğer yine fevri davranırsa zararlı kendinden başkası olmazdı.
"Sen beni sevemezsin Baran ağa... Çiçeği solmaya mahkum eden onu sevdiği için kurutmaz"
Baran ağa Ayla'nın sözleriyle gözünde ki yaş donup kaldı sanki bu kadını ikna edebilmenin hiç bir yolu yoktu çünkü onu aşka itecek tüm kapıları kendi kapatmıştı.
"İçinde ki bu nefret hiç mi bitmeyecek"
"Nefret?... Size karşı içimde bir nefret olsa yaranıza pansuman yapıyor olmazdım ama gururum o hiç bir zaman affetmeyecek"
Baran içine dolan öfkeyle hızla ayağa kalktı. Herkes acı çekerken o günlük gülistanlık günler mi yaşadığını sanıyorlardı. Kim hata yapmıyordu ki, kendi kuyusuna düşen olmuyormuydu. Ama Ayla ,o başkalarının karanlık kuyularında kaybolmuştu dimi.
"Seni seviyorum anlamıyormusun... Her Allah'ın günü içimde ki vicdan azabıyla uyanıyorum"
Baran ağanın gözünden bir damla yaş damlarken fayansa Ayla yavaşça ayağa kalktı onun da gözleri dolu kalbi buruktu
"O kadar ızdıraptan sonra beni sevdiğini mi söylüyorsun Baran ağa"
Parmağını Baran'ın göğsüne bastırırken
"Senin buranda çektiğin acıyı ben iliklerime kadar çekiyorum. Söylesene hangimiz daha yaralı"
Göğsünde ki elleri avucunun içine alan Baran
"O zaman beraber yaralarımızı saralım he.. Birbirimize kol kanat olalım"
Ayla umutsuzca tebessüm edip gözlerini Baran'ın tuttuğu ellere çevirdi.
"Yaraları dermanı olan sarar Baran ağa yara açan değil"
Ayla'nın sözleri Baran'a o kadar ağır gelmişti ki avucunda ki elleri yavaşça bıraktı gözleri Ayla'ya kilitlenmiş bakarken
"Sana yarayım yani öyle mi"
"Bana kapanmayan yara açansın"
Şimdi Baran'ın kulakların da acı bir türkü savrulurken yüreğine yediği acıyla omuzları çöktü. Gözlerini fayansa kitleyip elinden damlayan kanı izledi. Yüreğin de ki acı elinden süzülen acıyı dahi unutturmuştu.
"Peki Ayla... Ben ömrüm yetene kadar affedilmeyi beklerim eğer bir gün beni anlarsan o zaman çektiğim ızdırabın ne kadar şiddetli olduğunu anlarsın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLA (Töre)
Ficción GeneralTöreye kurban giden bir genç kız, Ona tutkulu bir adam. Peki.. Ya berdel bozulursa ----- Tüm haklar şahsıma aittir.. Kopyalamada gereken Yapılacaktır.. ~Kapak tasarımları yazara aittir~