Baran karşısında ki kadına uzun uzun baktı, neden bir şans dahi vermiyordu . İçinde büyüttüğü kinmiydi yoksa nefretmi derin bir nefes alıp başını gölge kaldırdı.
Sinirlerini kontrol altına almaya çalışıyordu. içinde üç sene biriktirdiği özlemi vardı. Ayla ne kadar acı çektiyse o iki katını çekmeye müebbet kalmıştı. İçine biriken öfkeyle ateş saçan gözlerini Ayla'ya çevirmiş bir befes almıştı.
"Neden he! neden bir şans dahi vermiyorsun.. Tek suçum karıma dokunmakmıydı söylesene Ayla! "
Ayla hiç bir kelime etmeden karşısında ki adamı dinliyordu. Eskiler döküldükçe dili tutulmuştu sanki. Oysa onu bilinmezliğe gönderen kendisiydi. Gitme demeden göndermişti onu. Kollarından sıkıca tutulan Ayla acıyla gözlerini yummuş
"Neden susuyorsun! Neden birşey söylemiyorsun!...Allah kahretsin neyin nefreti bu Ayla!"
Ayla suskundu. Dolu gözleri yeri izlerken aklından Baran'ın ne kadar doğru konuştuğunu tartıyordu. Suçu yoktu. Olamazdı da. Çünkü aklına gelen o günde adamın ona nasıl tedirgin yaklaştığı hala aklındaydı. Onun tek derdi o zamanlar yenildiği hayata olan küslüğüydü.
"Sevdim lan! Sevdim! Köpek gibi sevdin! Üç sene.. Üç sene şu lanet olası aklımdan çıkmadığım için kaç gece kokunun sindiği yastığınla sabahladım... Bitsin! Artık bitsin! Bende yoruldum Ayla!"
Baran parmağında ki yüzüğü çıkarıp bahçenin bir tarafına savururken Ayla'ya yaklaşıp
"Beni küle çevirdin Ayla.. "
Sakinleşmişti sanki ama şimdi gözlerinde hiç tanımadığı bir bakış vardı adamın. Bu nefretmiydi.
Baran ellerini Ayla'nın yanağında gezdirip kulağına yaklaşarak derin bir nefes aldı
"İstesem seni kendime mecbur ederim Ayla. Bu sefer değil çekip gitmen benden bir adım uzaklaşmana izin vermem"
Ayla duyduklarıyla gözleri büyürken bir adım geriye attı.
"Kendine gel Baran aga! Biz iki ayrı insanız artık!"
Ellerini cebine sokup karşısında ki kadına yarım gülümseyerek biraz önce ki adam gitmiş yerine psikopat bir adam gelmişti sanki
"Eminmisin.."
Ayla'yı baştan aşağı süzdükten sonra
"Deneyelim mi"
Nefretle baktı adamın yüzüne iğrenmişti. Bir adam nasıl olurda iki dakika içinde böylesine değişe bilirdi. Baran çok akıllı adamdı. Anlamıştı onu son gidişinde boşamak adını ağzından iki kelime çıkmamıştı ki onun gidişiyle adamın içinde kıymetler kaparken Ayla üç sene boyunca sırf onu aklından atmak için gece gündüz derslerine çalışmış,kendine yenik düştüğü gecelerde göz yaşlarını sıralamıştı.
"Kendine gel Baran ağa!.. Burası Mardin değil bende eski Ayla değilim"
Gülümseyerek yaklaştı Ayla'ya Baran
"Evet değilsin.. Benim gözümde sadece vicdanı olmayan bencil bir kadınsın" konuşmak istemedi adam daha fazla... Daha fazla gururunu kırıp yalvarmakta istemedi.
Tam arkasını dönüp gideceği vakit Baran yıkıp döktüğü kadına çevirdi bakışlarını
"Ama şunu unutma Ayla...Bana bir şey hissermeyen yüreğin üç yıl boyunca parmakların da benim yüzüğümü taşıdı. "
Ayla ondan uzaklaşan adamın ardından uzunca baktı daha sonra hala elinde olan yüzüğe. Baran'ın dedikleri doğru olabilirdi dimi. Olsa bile artık bir anlamı yoktu iki genç birbirlerini yıkıp dökmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLA (Töre)
Ficção GeralTöreye kurban giden bir genç kız, Ona tutkulu bir adam. Peki.. Ya berdel bozulursa ----- Tüm haklar şahsıma aittir.. Kopyalamada gereken Yapılacaktır.. ~Kapak tasarımları yazara aittir~