Zehra
Ellerimi tutarak özür dilemişti. Hemde ikinci kez.
Yalnış duydum.
"Sen? Özür mu diledin?"
"Evet...Zehra,biliyorum aptalca davrandım,ama o an çok sinirlenmiştim,düşünmek için kendime bir fırsat bile veremedim,hatta vermedim. Ne yapayım böyleyim işte."
"Ne diyorsun sen? Ben hiç bir şey anlamadım"
"Gel oturalım,her şeyi baştan anlatıcam"
------------------------------------------------------
Akşam yaşanan her şeyi anlatmıştı. Şaşırmıştım,bunu kim yapardı ki bize.
"Kim yapar ki bunu bize?"
"Bizim evlenmemizi istemeyen birisi."
Tabii etrafta sinsi yılanlar seni kestiriyor,izin verirler mi hiç evlenmene.
"Şüphelendiğin biri var mı?"
"Bilmiyorum,aklıma hiç kimse gelmiyor."
Bir süre sessizlik oldu,ne o konuştu ne ben. Ayağa kalktığımda "affettin mi beni?"diye sordu. Bu kadar kolay affedemezdim,her ne kadar çok istesem de. Biraz da sen stres yaşa,Ömer Kervancıoğlu.
"Ayşenin yanına gitmem lazım"
Kapıyı açarken,kolumdan tutup kendisine çekmişti.
"Ben çok üzgünüm,gerçekten bak çok pişmanım"
"Kolumu bırak" diye uyardım ve geri çekildim. Kolumu koparacak bir gün,sen koru Ya Rabbim.
"Kendini benim yerime koy ve affettiğimi düşün."
İç çekerek "tamam,nasıl istersen öyle olsun" dedi ve çıktı. Onun ardından ben de çıkıp aşağıya indim. Ayşenin doktoruyla konuşup içeri girmek için izin aldım. Geri döndüğümde Ömer camın önünde durmuş Ayşeyi izliyordu.
"İstersen yanına gide bilirsin,izin aldım Sedef hocadan"
"Gerçekten mi? Yani yanına gide bilirim,değil mi?"
"Ama çok kalma"
"Tamam. Çok teşekkür ederim Zehra"
3 gün sonra
Ayşeyi ziyaret etmek için konağa gitmek istiyordum. Babamla birlikte hastaneden çıkıp eve uğrayıp oradan da konağa geçtik. Kapıda bizi Ömer karşılamıştı. O günden beri fazla konuşmamıştık,yani ben onunla konuşmamak için türlü türlü bahaneler üretmiştim. Aklımla hareket etmek istiyordum,ama kalbim buna hep engel oluyordu.
Babam önden salona girdiğinde Ömer kulağıma eğilip "bahçeye çıkalım mı?"diye sordu.
"Benim Ayşeyi görmem lazım."
"Peki ya daha sonra?"
"Hastaneye dönmeliyim,bugün çok işim var."
Kolumdan tutarak geri çevirdiğinde gözlerime bakarak "sen benden kaçıyor musun"dedi ve rahatsız olduğumu anlamış olmalı ki kolumu bıraktı. Yine kaçmıştım,bu sefer vereceğim kararı pat diye söylememek için. Salonda her kesle görüşüp ikinci kata Ayşenin odadına çıktım.
"Zehracım,hoş geldin."
"Hoş buldum canım,iyi gördüm seni"
"İyiyim hatta çok iyiyim. Hafta sonu düğüne toparlarım."
"Düğün mu? Bu halde düğüne mi gideceksin? Hayatta olmaz,izin vermem. Senin bir süre daha dinlenmen lazım"
Ayşe yatakta doğrulup "anlamadım? Bensiz düğün mi yapacaksınız? Asıl bu hayatta olmaz."dedi ve kollarını kavuşturdu.
