İyi okumalar.
Bölüm şarkısı
Yalın-Tatlıyla Balla❤❤❤Zehrayı çok yormuyorlardır di mi? Kız zaten zayıf şimdi bu nobetlerden sonra iyice güçten düşecek. Şimdi koridorda koşturuyordur o. Offf benim acilen bir bahane bulup onun yanıma gitmem lazım. Niye gidiyorum ki,kim olarak gidiyorum. Ya neyse bilmiyorum,içimden bir ses benim onun yanına gitmemi söylüyor,ben de iç sesime güvenerek oraya gidiyorum.
Ama ilk önce bir bahane bulmalıyım.Zehra
Kapının açılmasıyla kanepeden fırlayıp ayağa kalktım.
"Ben uyumuyordum,sadece dinleniyordun"
Kimin geldiğini bilmiyordum bile,gözlerim yarı kapalıydı."Zehracım çok yoruldun di mi?"
Nihatmış. Kanepeye oturup "evet yoruldum,alışık değilim gece uyumamağa."dedim.
Elindeki fincanı bana uzattı."Sana kahve getirdim,iç biraz kendine gel."
"Geldiğimden beri kahve içiyorum,içim dışım kahve oldu ama yone de içeyim. Daha eve gitmeme 4 saat var. Tesekkur ederim."
"Bu düzene alışsan iyi edersin. Barış hoca çoğu zaman akşamın bir saatonde arar ve nobete çağırır. İtiraz etmr gibi bir luksun yok."
"Oysa ki ben onu ilk gün çok sevmiştim,hayal kırıklığına uğradım."
"İnsan gibi çok iyi biri,ama iş...iş işte. Çok ciddi."Kapını Cevriye hanım açtı.
"Nihat hoca 256cı odaya gelir misiniz?"
"Tamam geliyorum"Eldiven giymekten kup kuru olan ellerini bir birine sürterek ayağa kalktı.Önlüğünü tekrar giyerek boynuna stetoskopu geçirdi.
"İyi nobetler."Nihat çıktıktan sonra çantamdan çikolataları çıkarıp yemeye başladım. Bu sefer de içeri Barış hoca girdi. Ağzımdakini hızlı hızlı yemeye çalıştım.
"Özör dölörüm"
"Ağzındakini bitir sonra konuş,hem sen doktorsun,abur cuburun insan organizmine zararlı olduğunu bilmiyor musun?"
Masumca başımı aşağı eğdim ve elimdeki çikolata kağıtlarını arkama sakladım.
"345ci odaya gel,az önce geldi hasta."
"Tamam hocam hemen geliyorum"Barış hoca odadan çıktıktan sonra geri kalan 5 çikolatadan 2sini yedim,diğerlerini de çantama atıp çıktım odamdan.
345ci odanın önüne geldiğimde Cevriye hanım gülerek odadan çıktı."Zehra hocam geldiniz mi?"
''Barış hoca gönderdi. Siz galiba hastayla tanışıyorsunuz?"
"Ha evet,Nihat hocanın..."
Hemşirelerden biri Cevriye hanımı çağırınca lafını bitiremeden gitti. Odaya girdiğimde Ömeri gördüm.Ömer
Zehra kapının önünde dikiliyordu hala. Acaba yer mi numaramı?"Doktor hanım orada öylece duracak mısınız?"
"Siz? Yani sen? Ne oldu sana?"
Hemen yanıma geldi ve elini alnıma koydu.
"Şikayetlerin ne?"
"Midem çok kötü. Çok ağrıyor."
"Ben gidip sana ilaç getireyin,benim de midem ağrıyor,ilacımı içiyorum hemen geçiriyor."
Gitmek istediğinde elinden tutup durdurdum.
"Yorma kendini. İyiyim. Biraz dinleniyim ben."
Kaşlarını çatarak elime baktı,bende elimi kolundan çektim.
"Tamam. Ben birazdan kontrole gelirim."O çıkacağı sırada yataktan kalktım.
"Dur ne yapıyorsun? Neden kalktın,uzan."
"Aslında geçti ağrım. Sen en iyisi bana bir çay ısmarla."
"Sen istersen evine git. Saat geç olmuş."Neden bu kadar soğuk olmak zorunda ki? Ben koskoca Ömer Kervancıoğlu onun için buraya geleyim,o da bana git uyu desin. Uykudan geçti artık.
"Yok eve gidenem. Birden midem yine kötüleçir. Ben en iyisi doktor nezareti altında olayım."
"Tamam gel o zaman."