Aylin'in ağzından:
Çocuk: Baba!
Hakan'a koştu. Hakan da şaşırdı ama çocuğa sarıldı. Sonra çocuğun omzundan tutup kapıya doğru götürdü.
Hakan: Hemen geliyorum.
Ben: Tamam.
Kapıyı örtüp odadan çıktı. 5 dakika sonra bağırış sesleri gelmeye başladı. Pencereden dışarı baktım. Asiye anne, Ali baba ve Hakan bağışıyorlardı. Odada bekledim Hakan gelmedi. Sonra da kapıyı açıp aşağıya indim. Herkes bana bakıyordu hemen avluya indim.
Ben: Hakan anlatacak mısın?
Hakan: Anlatacağım da sen neden aşağıya indin?
Ben: Bağırış sesleri geliyordu onun için indim.
Çocuk: Baba bu abla kim?
Hakan: Hişt abla değil o. Aylin bu benim oğlum Mustafa.
Ben çok şaşırmıştım. Nasıl oğluydu? Öncede evlenmiş miydi?
Ben: Hakan şaka değil mi?
Hakan: Hayır gerçek. Oğlum bu da artık annen oldu adı Aylin.
Mustafa: Baba ben annemi istiyorum bu kadını değil.
Asiye anne: Hadi gel Mustafa biz yemek yiyelim.
Ali baba: Bence de sen al torunumu yemek yedir.
Omzum tuttu ve merdivenlere yöneldik.
Hakan: Hadi odaya çıkalım.
Ben: Tamam.
Odaya çıktık ben hala şaşkındım. Aklımda bir sürü sorular vardı.
Hakan: Şimdi sözümü kesmeden dinlemeni istiyorum çok uzun hikaye. Başlıyorum. Bundan 10 yıl önce ben daha yeni 19'a girmişim daha yeni yeni gelişiyordum. Aşiret evlenmemi istedi ben itiraz ettim ama evlendirdiler beni Hazal'la. Hazal da daha 16 yaşında evlendik. Sonra aşiret çocuk istedi bizden, yaptık hamile kaldı daha 16 yaşında, 9 ay sonra da doğuma aldılar doğum riskliydi yaşı küçük olduğu için ve Hazal dayanamadı öldü ve Mustafa doğdu. Ben bakmaya başladım süt anne bulduk bakıcı bulduk büyüttük. Şuan da bakıcısı ile kalıyordu. İşte böyle zorla bir evlilik oldu.
Ben: Peki bundan neden bahsetmedin?
Hakan: Yaşadıklarımız kolay değil. Anlatamaya fırsat kalmadı.
Ben: Peki Mustafa bana alışabilecek mi? Beni istemedi ilk günden.
Hakan yanıma gelip sarıldı.
Hakan: Yaşadıkları çok zor atlatamadı daha. Hem alışır zamanla.
Ben: Peki.
Hakan: Dışarı çıkalım mı gezelim istersen?
Ben: Olur da Mustafa.
Hakan: Mustafa da gelecek bizimle.
Ben: Tamam hazırlanıyorum.
Hakan ve ben hazırlanmaya başladık. Arabaya bindik ben öne bindim Mustafa da arkaya bindi.
Hakan: Küçük adam beni özledin mi?
Mustafa: Evet baba çok özledim ama hiç gelmedin yanıma.
Hakan: İşler yoğun oğlum gelemedim.
Mustafa: Baba bu kadın hep bizimle mi gelecek?
Dedi ve ben o an da çok olmuştum. Bu kadarı da pesti küçük dedim acısı var dedim ama. Birden midem bulandı.
Ben: Hakan dursana şurada.
Hakan: Bir şey mi oldu?
Ben: Midem bulandı.
Hakan arabayı kenara çekti baya kustum. Sonra da arabaya bindik.
Hakan: Hastaneye gidelim mi? Bak kötü duruyorsun.
Ben: Hayır gerek yok. İyiyim.
Mustafa: Baba sıkıldım ama hadi gidelim.
Hakan: Tamam oğlum. Aylin annen kötü.
Mustafa: O benim annem değil. Benim annem Hazal.
Hakan: Oğlum ne kadar diyeceğim!
Hakan sinirlenmişti kolundan tuttum.
Ben: Tamam Hakan sakin. Daha çocuk o ne dediğini bilmiyor.
Hakan: Eve gidince konuşacağız Mustafa.
Mustafa seslenmedi. Sonra kafeterya gibi bir yere geldik. Hakan kahve içti ben ve Mustafa portakal suyu içtik ve biraz gezip eve döndük.
Sonra ben odaya çıkıp üstümü değiştirdim ve yatağa girip uykuya daldım...
ARKADAŞLAR VOTE VE YORUM LÜTFEN İYİ GÜNLER GÖRÜŞMEK ÜZERE ARKADAŞLAR HEYECANLI BÖLÜM OLMADI KUSURA BAKMAYIN ARKADAŞKAR İDARE EDİN...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE
Adventureİki aşirette bir araya geliyorlar. Şu kan davası daha fazla sürmesin diye kan davasını bir şartla sonlandırıyorlar. Ama iki can da beraber alıp gidiyor. Birbirini sevmeyen gençler bir olaydan sonra nasıl mutlu oluyorlar buyurun okuyun... BİR TÖRE Hİ...