Hakan'ın ağzından:
Hala yolda gidiyorduk. Aylin ve Dilan uyumuştu. Bende yorulmuştum ama bir yerde dursam daha çok yol vardı ondan dolayı durmadan devam ettim.
Aylin: Hakan! Hakan.
Hemen arabayı sağa çektim ve arabadan inip Aylin'in yanına gittim.
Aylin: Hakan ben korkuyorum hala o an geliyor aklıma.
Ben: Tamam geçti sadece bir rüyaydı.
Aylin: Hakan ben onunla hani imam nikahıyla evlendim ya o nasıl bozulacak ya bozulmazsa.
Ben: Sen bunları düşünme İstanbul'a bir gidelim öğreniriz.
Aylin: Tamam ama ben çok acıktım ve oğlum da aç.
Ben: Tamam ilerde petrol gözüküyor oradan yiyecek bir şeyler alırım.
Aylin: Tamam.
Tekrar şoför koltuğuna geçtim ve arabayı sürmeye başladım. İleri de petrolun orada durup yiyecek bir şeyler alıp arabaya bindim ve yola devam ettim.
Uzun saatler sonrası sabah'ın 6'sı ile İstanbul'a varmıştık. Hemen benim patron olduğum şirkete geçtim ve yanıma para aldım bir miktar çünkü yanımdaki para yetmeyecekti.
Sonra benim İstanbul'da olan evime doğru yol aldık. Kısa süre orada yaşayacaktık sonra da başka büyük bir eve taşınacaktık.
Sonra benim evime geldik ve arabayı park ettim ve indim. İlk olarak Dilan'ı uyandırdım.
Ben: Dilan abicim geldik hadi uyan.
Dilan: Geldik mi?
Ben: Geldik. Hadi kalk canım.
Dilan: Tamam abi.
Ben: Abicim hemen ayıl çünkü yeğenini alacaksın Aylin'i kucağıma alacağım.
Dilan: Tamam abi uyandım. Alayım ben yeğenimi.
Dilan oğlumu aldı ve yürümeye başladı. Evi biliyordu çünkü ona söylemiştim onu buraya getirecektim ama ailem izin vermemişti. Demek ki bugüne kısmetmiş dedim ve Aylin'i kucağıma aldım.
Arabayı kapattım ve eve doğru yürüdüm eve girdik asansöre bindik ve eve geldik evin kapısı açtım ve direk içeri girdim Aylin'i yatak odama götürdüm. Sonra da aşağıya inerek bagajdaki eşyaları alarak eve gittim.
Sonra yatak odama girip üstümü değiştirdim ve rahat şeyler giyecektim üstümü çıkartmıştım ki Aylin bağırmaya başladı.
Aylin: İmdat! Yardım edin.
Hemen yanına gittim ve ağzını kapattım çünkü bağırmaması için eğer çok bağırırsa Dilan hemen gelirdi ve yanlış anlardı.
Ben: Aylin benim korkma yanlış anladın ben üstümü değiştirecektim ama sen yanlış anladın bağırdın.
Aylin sakinleşmişti ve ağzındaki elimi çektim.
Aylin: Ben bir an korktum ve seni Baran zannettim.
Bunu demesi beni sinirlendirmişti o itin adını duyunca hele hele onun adını karımdan duyunca daha öfkeleniyordum. Sakince konuşmaya başladım
Ben: Aylin o değil o burada değil belki de öldü. Tamam mı? Bir daha onun adını ağzına almanı istemiyorum. Tamam mı?
Aylin: Tamam.
Sonra Aylin'i alnından öpüp üstümü giyinmeye devam ettim. Üstüme beyaz sade bir tişört altına da gri bir eşofman giydim. Rahat şeyler giymiştim. Sonra da odadan çıktım ve Dilan'ın yanına gitmiştim. Dilan salonda oğlum kucağında uyuyakalmıştı yanına gittim ve oğlumu aldım. Oğlum kucağıma gelince uyanmıştı ve bana bakıyordu.
Baya bir büyümüştü en son gördüğüm de 2 yaşındaydı ve şimdi de 2,5 yaşına girmiş sayılırdı. Oğluma baktığım da sanki benim küçüklüğüm gibiydi albüme bakmıştım küçükken ve oradaki halim şimdiki oğluma benziyordu.
Oğlumu koltuğa bıraktım ve düşmemesi için de etrafına yastık koydum. Dilan'ı kucağıma aldım ve misafir odası olan yere yatırdım ve oradan çıktım. Sonra oğlumun yanına gittim ve kucağıma aldım ve onunla oynamaya başladım. Eli sürekli ağzındaydı ve bu belirtisi acıkmıştı.
Getirdiğim eşyalara baktım ve bebek maması aradım buldum ve oğluma yaptım ağzına verdim ve içmeye başlamıştım. Bende oğlumla oynuyor onu güldürüyordum.
Sonra oğlum mamasını yerken uyuyakaldı ve Aylin'in yanına götürdüm ve yatırdım bende yattım yanlarına ve uykuya daldım...
ARKADAŞLAR BU BÖLÜM DE PEK BİR ŞEY OLMADI BİLİYORUM AKLIMA BİR TÜRLÜ OLAY GELMEDİ VE YAZAMADIM ÖZÜR DİLERİM. VOTE VE YORUM LÜTFEN İYİ GÜNLER GÖRÜŞMEK ÜZERE...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE
Adventureİki aşirette bir araya geliyorlar. Şu kan davası daha fazla sürmesin diye kan davasını bir şartla sonlandırıyorlar. Ama iki can da beraber alıp gidiyor. Birbirini sevmeyen gençler bir olaydan sonra nasıl mutlu oluyorlar buyurun okuyun... BİR TÖRE Hİ...