Bay Alaz a ne diyeceğimiz hakkında ikimizinde hiçbir fikri yoktu.Son zamanlarda hiçbirşey yapmamıştık,sadece Hira ve Mira kardeşlerin kediyi saldırtması ve benim o zorbaları düşüncemle yere sermem,başka hiçbirşey,ama kaza süsü vermiştim anlamaları imkansızdı.Bay Alaz'a direk sorumu yönelttim;
'Şu son olay nedir?bizimle nasıl bir alakası olabilir ki?'
'Kasabanın girişinde park edilen bir araç bir anda cayır cayır yanmaya başlamış ve geriye sadece parçaları ve eşyaların kulleri kalmasına rağmen araçta bazı şeyler eksik,çalınmış.Çok değerli şeyle değil sadece fotoğraflar' Tulu alaycı bir sesle söze girdi
'fotoğrafların yanıp kül olma ihtimalini düşünmeye ne dersin?Hem neden birisi bir kaç fotoğraf için koca bir aracı yaksın ki?dedi.
'Fotoğraflar araç sahibinin kızının dediğine göre metal bir kutudaymıs yanması olanaksız,kutu yanamaz ve ayrıca kayıp.Bunu sizin yaptığınızı sanıyordu,bu olaydan haberiniz yokmu?
'Hayır,tabikide bir aracı yakmadık!'dedim.Bay alaz kafasında soru işaretleri ile söze devam etti
'öyleyse kim yaptı ki?
'araç sahibi kim?' diye merakla sordum,aldığım cevap beni şaşırttı
'Araç sahibi 3 yıl önce ölmüş,araç 3buçuk 4 yıldır orada öylece duruyor' dedi
'Neden ölü birinin aracından fotoğrafları çalıp aracı yakarlarki?' dedim,tulu lafa girdi
'Ve ayrıca neden bizden şüphelendiniz,biz istesek elimizi bile sürmeden yakardık,kanıt bile kalmazdı'dedi yüzünde saf ve bir o kadarda sorgulayıcı bir ifade vardı.Bay alaz devam etti
'Zaten sorunda bu hiç bir parmak izi yok,benzin kalıntısı yok,herhangi bir ateş çıkarabilecek çakmak kibrit kalıntısı gibi şeyler de yok,araç öylece kendi kendine bir anda alevler içinde kalmış,araç yıllardır sabit olmasına rağmen arızası da yok yanı patlama vs o tür arızalarlada yanmamış,öylece tutuşmuş.Sizce bu size neyi anımsatıyor?' gülümsemesi tedirgindi,tuluyla ben ikimizde birbirimize şaşkın ve sorgulayıcı gözlerle baktık.Bay alaz devam etti;
'bende bu durumda siz bir grup olağanüstü ergenlerden şüphelenmek zorunda kaldım,başka kim sadece bakışlarıyla koca bir aracı alevler içinde cayır cayır yakabi..Tulu çoktan ayağa fırlamış ve eliyle Bay Alaz'ın ağzını kapatmıştı.Ben camlardan dışarıyı kontrol ediyordum,kimsenin olmadığından emin olduktan sonra söze girdim
'biraz sessiz olurmusun lütfen? ya birisi duysaydı!' sesim beklediğimdende sert çıkmıştı.
Tuluyla ikimizde sandalyelerimize geri oturduk,kapı açıldı.Tanımadığım bir kız öğrenci içeriye girdi;
'Alaz bey ııı şey ben iletişim ders programımı değiştirmek için gelmiştim de ııııı şey müsait değilseniz daha sonra gelebi...' sözünü kestim
'bizde tam çıkıyorduk,buyrun geçin lütfen'dedim..
Sınıfta sıramıza geçtikten sonra direk birbirimize döndük ve konuşmaya başladık, tulu şaşkın ve endişeli bir ifadeyle sordu,
'Neler oluyor?' bilmiyorum dercesine kafami usulca bir sağa bir sola salladım derin bir iç çektim garip gir şeyler olduğu kesindi
'Daha bir kaç saat önce hep beraberdik hiç kimse birşey söylemedi,en azından bir araba yaktıklarını'dedi tulu. 'Yada' dedim,bunu söylemek bile tüylerimi ürpertiyordu.
'Yada ne?' dedi tulu.Sözüme devam ettim,
'Ya bizim gibi başkalarıda varsa?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olasılık -DÜZENLEMEDE-
FantasíaParıl parıl parlayan bir çift sarı gözlerimin ardında korkuyla söze devam etti; 'Sende onun gibisin!.'