sanki uçsuz ve bucaksız gibi duran koridorda yürüyordum.Koridor kalabıktı,ama ben yanlızdım.Zihnimi yiyip bitiren sorularla başbaşa yüzleşiyordum.Sınıfların önünden geçerken kulağımı tırmalayan bir ses işittim.Ses alt kattan geliyordu.İstemsiz bir şekilde vücudum alt kata,spor salonuna doğru ilerliyordu.
Hızlıca merdivenleri indim,ses netleşiyordu.Soyunma odalarının birinden gelen sese yaklaştım.Aralık olan kapının ardında iki çocuk dikiliyordu,gözüm birden yerde ıslak bir şekilde duran çocuğa ilişti.Diğer iki çocuğun kahkahaları durmadan artıyordu.Onlar her okulda olan sinir bozucu zorbalardandı.Yerde duran çocuğun başı önünde duruyordu.Saçlarından bir bir akan damlalar yere hızla çarpıyordu.
Kapının dışından olan biteni izlerken içimden bir ses girip müdahale etmemi söylüyordu,ama nedense birşey yapmak için bir çaba göstermiyordum,beynim bunu kabul etmiyordu.Çocuk başını kaldırdı,kelimeler sırayla ağzından döküldü;
'Benden artık uzak durun'
çocuklar kahkahalarını dahada güçlendirdi 'Baksana ıslak kedi konuşabiliyor'
Çocuk başını tekrar öne eğdi ve dişlerini sıkarak konuşmaya devam etti,
'Benden uzak durun,benden uzak durun' durmadan tekrarlıyordu
'Benden uzak durun'
Çocuklardan birinin elinde bir anda bir sopa belirmişti,
'Seni küçük pis...'
yerdeki çocuk avazı çıktığı kadar bağırıyordu,dayanamayıp odaya daldığım sırada çocuk daha güçlü bağırdı
'Benden uzak durun!Benden uzak durun!...'
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir anda iki çocuk duvara yapışmıştı,duvarlar çatlıyordu,tavan dökülüyordu,mermer ayrılıyordu,iki dev çeşme büküldü,ve bende tıpkı çocuklar gibi duvara çarptım.Hızlıca olduğum yerden doğruldum ve çocuğun yanına koştum.
'Elini ver!'
onu kendime çekip ayağa kaldırdım ve odadan dışarı çıkardım.Diğer iki çocuk olayın şokundaydı.çarptıkları duvarın hemen dibinde öylece duruyorlardı.Güm güm atan kalp atışlarını duyabiliyordum.
'Sen,se-n s-e...' konuşmaya çalışıyordu.Yanınlarına eğildim elimi enselerine dayadım ve gözlerinin içine baktım.
'Bu yaşadıklarınızı unutucaksınız,spordan sonra soyunma odasına geldiniz ve borular patladı,sadece ikiniz vardınız'
'sadece ikimiz vardık' diye tekrarladılar.
'şimdi gidin'
Hızla ayağa kalktılkar ve orayı terkettiler.Arkamı döndüğümde üstü sırılsıklam olan çocuk öylece dikilmiş bana bakıyordu,ıslaklıktan tutam tutam olan saçları anlına yapışmıştı.üzerindeki kahverengi kot ve tişörtü ıslanınca daha koyu bir renge bürünmüşlerdi.Korku dolu gözlerle bana bakıyordu,gözlerinin içindeki o hissiyatı hissedebiliyordum.
'Seni kurulamamız gerekicek' diye cümleye başladım 'Benimle gel'
'Ben b-en sadece...'
'Şimdi sus,birşey anlatmak zorunda değilsin eve varınca anlatırsın'
'Evmi?' diye tekrarladı
'Bak öncelikle sakin ol bende senin gibiyim ve bana güvenebilirsin'
tek kelime etmiyordu,onu hızla okuldan çıkarıp eve götürüyordum,yürürken kıyafetlerinden damlayan sular arkasında iz bırakıyordu.Evin önüne varmıştık
'Hadi içeri gel sana giyecek birşeyler vereyim' dedim
'bu evi görmeyeli uzun zaman olmuştu' diye kısık bir sesle konuştu,ona döndüm.Çaresiz ama bir o kadarda belirsiz olan ifadesi dümdüz suratıma bakıyordu.Gözlerinin içindeki hissizliği görebiliyordum.Üst kata çıktık,ona giyecek birşeyler verdim.İçeri geldiğinde sanki buraya hiçte yabancı değilmiş gibi saçını kuruladığı havluyu benim sandalyemin üzerine koydu.
'Sende...' sözümü tamamlayamadan lafa girdi,
'Bu konuyu konuşmak istemiyorum' derin bir iç çekti.
'Orada yaptıklarını gördüm'diye yanıt verdim.Sinirli bir şekilde çıkıştı.
'Ne farkeder?Haketmişlerdi!Az bile yaptım...' sesi kırılmaya hazır gibi çıkıyordu güçlü gözükmeye çalıştığı ortadaydı.
'Adın ne?'
'Bilsen bile hiçbirşey değişmez!' diye cevapladı.Dediklerine anlam veremiyordum,sakladığı şeyler vardı,bu inkar edilemez bir gerçek...Ama onda daha fazlası var bunu hissedebiliyordum,Küt küt atan kalbi kulaklarımda yankılanıyordu,kontrol ettiği nefesi,sıktığı yumruğu,önüne eğdiği başı,zihnindeki karmaşayı ve en önemlisi sırları olduğunu iliklerimde hissedebiliyordum.Odamdaki kanepeye oturdum ve söze girdim.
'Neden böyle davranıyorsun?'
'Ne yaptığım veya nasıl davrandığım seni hiç ilgilendirmez!sonuçta sen' durdu 'hiçbirşeyim değilsin...'
Patlamaya hazır bir bomba gibi gözlerime bakıyordu.
'Giysiler için sağol' dedi ve hızla terasa yürüdü kendini ormanın derinliklerine saldı ve gözden kayboldu...
Yatağıma oturdum,ensemi kaşıyordum.Cevaplanmak için can atan bunca soru varken neden üzerine daha fazlası yüklenmek zorundaydı?Ayağa kalktım sandalyeme bıraktığı havluyu asmak için alıcağım sırada küçük bir parça katlanmış kağıt gözüme ilişti.Hızla aldım ve açtım.
'Sert davrandığım için özür dilerim,zamanı geldiğinde herşeyi anlayacaksın-bir dost,eğer istersen...'
Bu kağıdı buraya o bırakmıştı,sırlarla dolu kişiliğinin altında fazlası yattığından emindim.Bu kağıt parçasını burada değilken koyabilmesinin tek bir açıklaması vardı,
O bir Cadıydı...
ÖNCELİKLE OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER:3 UZUN ZAMANDIR BÖLÜM GELMİYORDU OKUL FALAN DERKEN.BU BÖLÜMDE BİRAZ ACELEYLE YAZILDIXD EN KISA ZAMANDA ESKİ AKTİFLİĞİME GERİ DÖNECEĞİM :)