Okurken eklediğim şarkıyı açarsanız havaya daha iyi girersiniz x.d :)
Koca bır arazinin tam ortasındaydım,neresiydi burası? görüntü bir netleşip bir bulanıklaşıyordu. Yalnız değildim,üç kişiydik bir üçgeni andırır biçimde köşelerde duruyorduk.Dizlerimizin üzerine çökmüş,başımız göğe bakarken kollarımız bir kanat gibi iki yanımızda duruyordu.Ürkütücü bir ses vardı,kasvetli bir hava.Gözlerimiz,gözlerimizin içi bembeyazdı.Kendimi ve yüzlerini göremediğim diğer iki kişiyi sankı uzaktan seyredıyor gibiydim.Adeta suya bırakılan bir damla siyah mürekkebin yayılması gibi,etrafımızda siyah dumanlar yayılıyordu.Ürkütücü ses artık daha netti,onu anlayabiliyordum.
'Ayrı düşmüş üç kardeşin laneti,açığa çıkarır bu felaketi.Bilmek istiyorsan gerçeği,feda etmelisin kendini...'
Korkunç uğultu durmadan yükseliyor ve kulaklarımı tırmalıyordu 'Ayrı düşmüş üç kardeşin laneti...' o ses durmadan tekrar ediyordu.Rüzgarın hırçın bir şekilde etrafımızda döndüğünü hissedebiliyordum. 'Açığa çıkarır bu felaketi...' Arazinin etrafındaki ağaçlar yerinden çıkmak istercesine sallanıyordu .'Bilmek istiyorsan gerçeği...' Üçümüzün ortasında gözüm parlak küçük bir şeye ilişti,bu oydu,açılmayan metal kutu tamda ortamızda duruyordu.Kendimi çaresiz bir şekilde seyrederken elimden hiçbirşey gelmiyordu,sanki ruhum bedenimden çıkmaya çalışıyormuş gibiydi. 'Feda etmelisin kendini...'
Telefonumun sinir bozan sesi sayesinde nefes nefese uyandım.Alnımdan terlerin aktığını hissedebiliyordum.Günün ortasında odamda öylece uyuya kalmıştım.Elimi alnıma götürdüğümde o notun hala avucumun içinde olduğunu farkettim.Kırışmış kağıt parçasını tekrar açtım ve tekrar okudum.
'...Bir dost eğer istersen'
* * *
Az önce o tiz sesini beynimde yankılatan telefonuma baktım.Bir cevapsız arama vardı.Arayan Hazaldı.Terden üzerime yapışan tişörtümü hızla değiştirdim.Küçük kağıt parçasını cebime koydum ve çantamı alıp hızla evden çıktım.Yolda Hazalın attığı mesajı yeni gördüm.
'Neredesin,seni okulda göremedim?' Mesajına hızlıca yanıt verdim.
'Yoldayım,gelince anlatırım'
* * *
Kasabanın boş sokaklarında tek başıma salına salına yürürken zihnim kendi kendini kemirmeye devam ediyordu.Gördüğüm o rüya,bir anlamı olmalıydı,zihnimin dar sokaklarında hala yankılanan o ürkünç ses tekrar tekrar tüylerimi diken diken ediyordu.
'Ayrı düşmüş üç kardeşin laneti' ne demekti bu,neden bende oradaydım?Aklımda cevaplanmayı bekleyen onca soru vardı ki. Gerçeği ayırt edebilmek için yapmalımıydın dediklerini? 'Bilmek istiyorsan gerçeği,Feda etmelisin kendini...'
Bölüm geç geldi ve kısa oldu kusura bakmayın :) zaman buldukça yazmaya çalışacağım ve 1,6K olmuşuz :)) teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olasılık -DÜZENLEMEDE-
FantasíaParıl parıl parlayan bir çift sarı gözlerimin ardında korkuyla söze devam etti; 'Sende onun gibisin!.'