Öncelikle hepinizi beklettiğim için çoook özür dilerim ama gerçekten yazmaya hiç zamanım olmuyordu ve okunmaların biraz daha yükselmesini bekledim anlayışınız için teşekkür ederim(Koyduğum şarkıya tıklayıp okumaya öyle devam ederseniz sevinirim :)
Not.Bu bölüm küçük okuyucular için uygun olmayabilir
'Gardırobun kapağını kapattım ve kapağın ardında Bella duruyordu.'
Belimde havlu sarılıydı ve Bella karşımda duruyordu.Omuzumdan kollarıma,saçlarımdan yanaklarıma akan su damlaları usulca süzülüyordu.Bella telaşla elini ensesine götürdü ve yere baktı,yanakları kızarmıştı,hemen söze girdi;
'Haberin yokken gelmemeliydim' sesi kesik gibi geliyordu,sırtını bana döndü.Dili tutulmuş gibiydi bende telaşla yatağımın üzerine attığım sweati unutarak dolaptan elime ilk gelen tshirt ü hızlıca üzerime geçirdim.Belimde havlu üzerimde tshirtin komik durduğundan emindim.Üzerimden hala akan su damlaları,tshirt ümü giyince yayılmıştı.Tshirt üzerimdeki damlalarla buluşunca bazı kısımları üzerime yapışmıştı
'B-ben gerçekten özür dilerim kusura bakm-'
'Sorun değil.' bana yüzünü geri döndü ve başını yerden kaldırıp hala ıslak olduğu için tutam tutam ayrılmış saçlarıma baktı.
'Şey ben,ben en iyisi gideyim' arkasını döndü ve açık olan terasıma bakıyordu.
'Kal' dedim usulca.Bella elini alnına götürdü sanki başı dönüyor gibiydi.Özür dilemek için bana doğru döndü ve dengesini kaybeder gibi oldu
'Gelmemeliydim.Bak gerçekten özür dile...' aniden onu tuttum ve kolları kollarımın altında kenetlendi ve dudaklarım dudaklarıyla buluştu
* * *
Dudakları yumuşacıktı,hızlı kalp atışlarını hissedebiliyordum,Bella uzanıp parmaklarını hala ıslak ve tutam tutam saçlarıma daldırdı.Kulağımda bir ses yankılandı,bir anda odamın kapısı açıldı.Birbirine kenetlenen dudaklarımız usulca birbirinden ayrıldı.Büyük babam kapıda şaşkın bir şekilde durmuş sırıtmasını bastırırken Bella bir bana bir büyükbabam a baktı ve istemsizce sırıttık
Hızlıca birbirimizi kavrayan ellerimizi ayırdık ve büyük babama döndüm,Ağzım açıktı ama diyecek birşey bulamıyordum,büyük babam söze girdi
'Sanırım yanlış zamanlama' dedi ve kapıyı şok içerisinde kapattı,o kapıyı kapatırken ben yanaklarımı şişirmiş ensemi kaşıyordum.Büyük babam odadan çıktığında Bella ya döndüm.Snki hiçbirşey olmamış gibiydi ama bir o kadarda garip ve heyecanlıydı,yanıma yaklaşırken terastan gelen ay ışığı bellanın dalgalanan saçlarının arasından süzülüp yüzüme yansıyordu.Yanıma yaklaştı ve başını omzuma yasladı.Ay tam tepede kendini belli etmek istercesine yükseliyordu.
'Sanırım artık gidebiliriz' yüzüne bakıyordum ve oda kusursuz gülümsemesini bastırmaya çalışarak söze girdi
'Yarış?' gülümseyerek kaşlarımı kaldırdım
'Her zaman' dedim.
Tahmin ettiğimden de hızlı bir şekilde kapısı açık terasıma ulaştı.perdelerim Bella nın hızının narin rüzgariyla sallandı.Bakışlarımı üzerinde gezdirdim,sadece bir kaç saniyede üzerimi giyindim ve yanına,terasa geldim.Bella terasımın etrafını dolaşan mermer korkuluğun üzerine çıktı.Elini bana uzattı ve yanına çıktım.Terasımdan ormanın derinliklerine soğuk ve bembeyaz vücudunu usulca aşağı bıraktı...Arkasından bende bedenimi aşağı salıverdim ve ayaklarım sert toprağa değdi.Bella ağaçların arasından rüzgarı delerek ilerlerken saçları arkasında narin bir kokuyla dalgalanıyordu...
* * *
Ormanın derinliklerine varmıştık.Ay tepemizde duruyordu,çam yapraklarının arasından süzülen saf alevleri görünce onların Tulu'lar olduğunu anladım ve kamp ateşinin etrafında oturan arkadaşlarıma bakıp başımı Bellaya çevirdim.
'Hazırmısın?' başımı ellerimize yönelttim ve parmaklarımı parmaklarına geçirdim
'Hazırım' dedi ve gözlerimin içine baktı,ormanın karanlık kısmından alevlerin yükseldiği yere doğru el ele adımımızı attık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olasılık -DÜZENLEMEDE-
FantasiaParıl parıl parlayan bir çift sarı gözlerimin ardında korkuyla söze devam etti; 'Sende onun gibisin!.'