Yirmi Üç-Koridor

26 19 2
                                    

 O gün okulda zaman nasıl geçti hiç anlamamıştım bile,Bella epey garip davranıyordu.o sırada önemli işlerim vardı.Şu açılmayan kutuya bakması için Hazalı çağıracaktık,nede olsa o bir cadıydı muhtemelen kutuya ne olduğunu biliyordur.Tulu belladan bakmak için kutuyu getirmesini istemişti.Bella kutuyu almak için eve gitti.

Eve doğru ilerledim kapıyı açtım ve içeri girdim

'Küçük bir misafirin var evlat' Büyükbabam içeriden bana sesleniyordu.

mutfağa yanına gittim 'misafir mi?' dedim ' nerede?'

'Odanda seni bekleyeceğini söyledi' direk merdivenlerden çıkıp odama koştum.kapıyı açtım ve karşımda o duruyordu.

Çantayı omuzumdan yere attım,ağzım kulaklarıma varmıştı.Gelen hazaldı onu epey süredir hiçbirimiz görmüyorduk,oturduğu sandalyeden kalktı ve sarıldık.

'Burayı özlemişim' dedi usulca

'Hepimiz seni çok özledik,sen yokken birsürü olaylar oldu' dedim

sırıttı ve söze girdi 'Biliyorum biliyorum hepsinden haberim var gördüm,şu Bella denen kızla arayı yapmışsın' durmadan sırıtıp gülüyordu.

'Ne hadi ama' dedim 'nasıl gördün'

'Sana bir cadı olduğumu hatırlatmama gerek varmı deve boylu ,benim heryerde gözüm var' dedi

'Vay canına kendini ilerletmişe benziyorsun' diye yanıtladım.Gözüm masadaki çantasına çarptı.

'Onlar ne ?' diye sordum.

'Bir cadının yanından asla ayırmadığı şeyler,bitkiler otlar tozlar karışımlar falan işte' diye yanıtladı

'Tulu lara geldiğini söyledinmi?' 

'Beni getiren o zaten'aynada saçlarıyla uğraşıyordu 'sanırım bu akşam eskisi gibi yine toplu buluşmamız gerekecek'

'Evet muhtemelen.' dedim

'Çocuklar gelin! size birer sandwich hazırladım' seslenen büyükbabamdı.

'Büyük babana bayılıyorum,acaba ne olduğumuzu bilse bizi yine severmiydi?' sırıttı ve koşaraka aşağı indi.Bende arkasından onu takip ettim.

'Hadi gelin sandwichleriniz burada!' hazal direk kendininkini kaptı ve yemeye başladı.

'Sondowochloronoz herzonmonkiğ giboğ mükommol' bir yandan yemeye devam ediyordu.

'tarifi bir aile yadigarı sayılır' dedi büyükbabam.Bende sandwichimi yedim ve hazalda kendininkini bitirdikten sonra tulu ile buluşmak için dışarı çıktık.O sırada Bella beni aradı

'Kutuyu aldım nerede buluşalım?'

'Iı biz hazalla tulunun yanına,dünki kamp yerinde buluşucaz oraya gel' dedim

'Hazal?' dedi ve durdu.

'Sana bahsetmiştim ya hani cadı olan kutuya bakıcak.'

'Ah evet unutmuşum tamam orada görüşürüz.'

'görüşürüz' dedim ve kapattım.

'Sanırım biraz kıskanç?' dedi hazal

ona sırıttım ve ormanın derinliklerine tulunun yanına doğru ilerledik

                                                                                                    * * *

ormana vardığımızda Tulu çoktan orada bekliyordu.Bella da bizden sadece beş saniye kadar sonra belirdi.Hazal ile birbirlerini süzdüklerini çok net bir şekilde görebiliyordum.

'Kutu burada' dedi elindeki metal kutuyu işaret ederek.

'Bakabilirmiyim? dedi Hazal.

Bella başıyla onaylayarak kutuyu ona uzattı,kutuya dokunduğu anda yüzü bir garipleşmişti.

'Çok garip'diye ekledi 'çok kara bir büyü  bu kutu kara büyüle kapatılmış bunu hissedebiliyorum. içinde çıkmak için can atan bir tür ' durdu 'enerji gibi ama bilmiyorum algılayamadım,sanırım bu çok fazla bu konu beni aşıyor' dedi.

Tanıdığımız tek cadı Hazal dı ve ne yapacağımızı bilmiyorduk.

'Sen hazır mısın?' dedim Tulu ya ,derin bir iç çekti ve ' Evet ' dedi.

Kutuyu ortadaki dev kaya parçasının üstüne bıraktım.Tulu yavaşça yaklaştı,eli gittikçe kutuya daha çok yaklaşıyor ve titriyordu.En sonunda parmağının ucu kutuya değdi.

Gözleri bir anda yerinden çıkacakmış gibi büyüdü ve aynı hızla kapandı,bir eli kutuda gözleri kapalı bir şekilde hareketsiz duruyordu.

'Ne oluyor?' diye sordu Bella

'Görüyor' diye yanıtladım 

'Karanlık,çok seyrek bir ışık var.Burası bir tür koridor gibi,Odalara açılan kapılar.koridorda garip bir aura var.'

'Dikkatli incele ne görüyorsun?' dedim

'Göremiyorum etraf çok bulanık' diye yanıtladı kısık bir sesle,sanki transa geçmiş gibiydi kelimeler sarhoş bir şekilde dökülüyordu ağzından.

'Bi adam var yerde geri geri yürüyor,karanlık,çok karanlık bir süliet.Üstüme geliyor ışıklar yanıp sönüyor.Kutu! köşede.Bir adam kutuyu aldı!'

Tulunun gözleri faltaşı gibi açıldı elini hızla kutudan çekti,nefes nefese kalmışltı.Öksürüyordu,ağzından dökülen o bir kaç kelime beni ürkütmeye yetti.

'Bu şeyin içindeki her neyse,çok güçlü!' 

'Bu şeyin içindeki her neyse,çok güçlü!' 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Olasılık -DÜZENLEMEDE-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin