Hogwarts'ta her şey yolunda gidiyor, dersler tam hızında devam ederken Cadılar Bayramı gelip çatmıştı. Hermione Muggle'lar da olduğu gibi herkesin kostüm giyinmesini söylerken Draco Malfoy ise 'zaten giyindikleri cübbeleri Muggle'ların kostüm olarak giyindiğini, sırf kostüm olsun diye onların da Muggle gibi giyinmeleri gerektiğini mi?' diye söylemişti. Çoğu kişi ona hak verirken Hermione mağlubiyetini sessizce koltuğunda oturarak kabullenmiş oldu. Kısa süre sonra herkes planlara geri dönerken bu yıl Hogwarts'ın nasıl bir partiye ev sahipliği yapacağını düşünmeye başladı.
"Dumbledore varken ilginç ve eğlenceli oluyordu ama Snape..." Ginny sözünü bitirmedi.
"McGonagall ile konuşalım!" diye önerdi Neville. Draco ise göz devirdi.
"Bekleyin ve Severus'un ne yapacağına bakın" dedi sadece. Belki de haklıydı Malfoy. Belki de Snape güzel bir parti hazırlayacaktı.
"Umarım haklı çıkarsın Malfoy, yoksa boş bir Cadılar Bayramı geçireceğiz" Hermione bilgiç bir tonda konuşmasını bitirirken hemen başka bir konuya geçti.
"Peki, Snape'in derste anlattığı şu Melezler de neyin nesi?" Ron önlerindeki masa da duran yığın halindeki meyve tabağından bir elma alıp ısırdı gürültüyle.
"Kim bilir? Zamanla öğreniriz zaten" Hermione onun umursamazca elma yemesine sinirle gözlerini devirdi. Draco bu konu hakkında bir şeyler duymuş, görmüş, biliyor, oradakilere söyleyip söylememe konusunda kararsızken Hermione ile göz göze gelmesi bütün düşüncesini dağıtmıştı. Granger kesinlikle Draco'nun bir şeyler bildiğini biliyordu. Bu kız bu zekayı nerden almıştı? Gerçekten Muggle'lar da başka böyle zeki insanlar var mıydı?
Ertesi gün kahvaltı faslı başladığında profesörlerin oturduğu masa neredeyse boştu. Hagrid gülen gözlerle öğrencilere bakıp fondaki müziği mırıldanıyor, Sihir Tarihi dersine giren Profesör Binns ve Profesör Flitwick derin bir sohbete dalmış, Profesör Sinistra elindeki kağıtlara - büyük ihtimalle öğrencilere vereceği Astronomi notları - bakıyordu. Snape ve McGonagall ortalarda görünmezken, bir kaç Profesör daha yoktu. Zaten Profesör konusunda Hogwarts büyük sıkıntı içindeydi. Bir kaç profesör savaşta hayatını kaybetmiş ya da savaştan sonra başka bir ülkeye yerleşmişti. Sihir Bakanlığı yeni Profesör arayışına girmiş olsa da henüz eksikler vardı.
Harry Yoldaşlık'tan bir kaç kişinin Hogwarts için çok uygun kişiler olduğunu biliyordu hatta bir kaç kez dile dahi getirmişti ama kimse oralı olmamış, herkes savaşın yorgunluğunu öğretmenlik yaparak değil de hayatı yaşayarak atmayı planladığını söylemişti.
Snape ve McGonagall gelmeden kahvaltı bitmiş, herkes sınıflarına gitmişti. İlk dersleri Sihir Tarihi olan son sınıflar, sınıflarında sıkılmış bir şekilde başka şeylerle ilgilenirken, dersi hala dikkatle dinleyen tek kişi tabi ki tahminler üzerine Hermione Granger'dı. Draco, kızın nasıl bu kadar dikkatli ve hevesle dersi dinleyebildiğine şaşırmaktan başka bir şey yapamıyordu. Ne yani Sihir Tarihi kitabını zaten çoktan bitirmemiş miydi? Gerekli araştırmaları da yapmıştı.
"Quddich seçmeleri ne zaman?" diye sordu fısıltıyla Neville. Ron ve Harry aynı anda ön sırada oturan çocuğa bakarken, Draco bile bunun üzerine Neville'a dönmüştü.
Tamam savaşta çok iyi iş çıkarmıştı ama sonuçta o Neville'dı ve sorduğu üzere bu Quddich ti. Bazılarına göre Sihir Dünyası'nın en tehlikeli sporuydu. Baya baya tehlikeli ve Longbottom ise baya baya saklardı.
"Yarın" dedi Harry. O kadar kısık sesle söylemişti ki bunu, kendisi bile duymamıştı. Neville gülümseyip önüne dönünce Harry yutkunma ihtiyacı hissetti. Ron elini arkadaşının omuzuna artıp sıktı hafifçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ve Son Kale
FanfictionHarry hayatında hiç rahatça uyuyabildiğini hatırlamıyordu. Sorunsuz geçen bir yıl nasıl olurdu hep merak ediyordu. Bu yıl bunu tadacak mıydı? Yoksa hala bir çok sorunla karşı karşıya mı kalacaktı? Severitus olarak düşünüyorum ama bakalım zaman bize...