Sonuç

701 54 20
                                    

Harry okula gelir gelmez ilk iş Hermione'yi bulmuştu. Ona olanları kısaca anlatmış ve iksir için malzemeleri toplaması gerektiğini söylemişti. Hermione onaylamış, zaten iksir tarifini bir parşömene kopyaladığını söylemişti. Ancak iksiri yapımı üç gün sürecek olması Harry'i biraz germişti.

Aynı anda müdürün odasında da benzer bir konu konuşuluyordu. Snape bütün mektupları tek tek incelenmişti. O okurken Remus konuşmamaya başladı.

"Hatırlarsın Lily hamile olduğunu öğrendikten sonra bir kaç Ölüm Yiyen tarafından kaçırılmıştı. İki hafta sonra ortaya çıktığında çok değişmişti." Snape'in elindeki mektubu işaret etti "James o mektupta bundan bahsediyor"

Severus biliyordu bunu. O zamanlar Voldemort'un bu kaçırma işiyle bir ilgisi yoktu. Herkes Voldemort olduğunu düşünse de, bu işin arkasında karanlık tarafta gibi görünen ama halbuki kendilerine bir üçüncü taraf yapıp intikam isteyen birkaç Ölüm Yiyen vardı. Hatta Severus onları yakından tanıyordu. Birkaçının Voldemort'un gözünden düşmesini sağlamıştı. O zamanlar Ölüm yiyenler arasında yeni olduğu için kendisini kanıtlamak gerekiyordu. Bilseydi bu kendini kanıtlama istiği hayatındaki en büyük pişnanlıksşeından biri olacak, o zaman hiç çabalmazdı.

"Sana bir şey sormak istiyorum Severus" Remus şuan yalnız olmaları ve aralarındaki dostluktan aldığı cesaretle koltuğunda dikleşti ve Snape'in devam etmesini belirten sesiyle sorunu sordu.

"James bana senin ve Lily'nin arasında bir şeyler olduğunu söylemişti bir ara. Sanırım düğünden önceki gece siz... Siz vedalaşmışsınız" Severus böyle bir sorunun geleceğini tahmin etmemişti. Birden o günü hatırlayıp kasıldı. İlk defa o zaman ağlamıştı. Lily'i seviyordu ama o zmanaın şartlarında birlikte olmaları imkansızdı.

"Bu seni ilgilendirmez" diye kestirip atmak istedi Snape ama Remus güldü sadece.

"Tabi ki, tabi ki beni, kimseyi ilgilendirmez bu. Sen onu seviyordun ve onun da sana karşı boş olmadığını biliyorduk. Belki başka şartlar altında ya da başka bir zamanda yaşamış olsak onunla evlenen James değil, sen olurdun." Severus bir şey demedi. Masasının arkasındaki sandalyesine oturdu ve arkasına yaslandı.

"James's bu kadar benzemese senin Harry senin oğlun derdim" diye düşüncesini ortaya attı Remus. Snape alayla güldü.

"Çok ironik olurdu" bu sefer ikisi de güldü.

....

Yıllar önce olduğu gibi Hermione ve Harry kullanılmayan kızlar tuvaletinde iksiri olmaya bırakmışlardı. Büyük Salon'a, yemeğe indiklerinde Ron'un onlara kötü kötü baktığını fark ettiler. Hermione dudağını ısırıp Harry'e baktı. Ron'u son zamanlarda çok aksatmışlar, hiç bir şey anlatmamışlardı. Kızıl çocuk buna sinirlenmiş olmalı haklı olarak. İki arkadaş Ron'un yanına ve karşısına oturdular.

"Bende sizi çok özledim çocuklar. Bence daha da sık görüşmeliyiz" diye sahte gülücükler gönderiyordu Ron ikisine de. Ginny gülmeden durmaya çalışıyor ama başaramıyordu.

"Biraz alındı da" güldü tekrar. Harry gülümseyip arkadaşının omzunu sıktı.

"Söz her şeyi anlatacağız Ron. Bu gece anlatacağız"

Yemekler masada belirdiğinde Ron istemsizce gülmüştü. Evet onun için günün üçüncü en güzel aynıydı. Kahvaltı, akşam yemeği ve uyku. Ron bu üçünden biri olmazsa yaşayamadım. Hermione ve Harry ona güldüğünde Ron arkadaşlarına baktı. Neville ise asası elinde önündeki tavuğa doğru sallıyordu. Hermione elini Neville'ın asayı tutan elini tuttu.

"Tamam, tamam Neville, birinin gözünü çıkaracaksın. Yemeğini ye"

...

Günler hızlıca geçerken sanki eski günler geri gelmiş gibi sürekli kimin yaptığı bilinmeyen saldırılar gerçekleşiyor. Büyücü Dünyası bu durumdan endişeli, aileler çocuklarını Hogwarts’a göndermek konusunda kararsızdı. Bu konuda Hogwarts müdürü Severus Snape'i sık sık rahatsız etmişler, müdür onlarla endişelenecek hiçbir şeyleri olmadığını söylese de, doğal olarak her büyücü endişeleniyordu. Harry Dumbledore'un Ordusu'nu tekrar savaş için eğitmeye karar verdi. Kararını arkadaşlarıyla paylaştığında hepsinden olumlu sonuç almış, üstüne üstlük  Draco Malfoy ona yardımcı olmayı teklif etmişti. Ron, her nekadar Draco Malfoy'un aralarına katılmasına olumsuz gözle baksa da, Hermonie ve Harry Draco'nun artık eskisi gibi olmadığını Üstüne üstlük Her yer her konuda desteklediğini belirtti. Ron, hala bu konuyu soğuk olsa da arkadaşlarına karşı gelmeyip bunu onayladı ve tekrar toplantılara başladılar. Ama bu sefer bu işi gizli değil, açık açık yapacaklardı. Çünkü bu sefer saklanacak kimse yoktu. Herkes onların tarafındaydı.

Harry Gryffindor Ortak Salonu'nun da oturmuş parşömene bir şeyler yazıyordu. Birden bütün dikkati hızlıca yanına oturan kıvırcık saçlı kız yüzünden bölündü. Hermione, etrafına bakıp yakın arkadaşı Harry'nin kulağına doğru yaklaştı.

"İksir tamamlandı. Bir tek senin ve babanın biyolojik örneklerini karıştıracağız, sonra ise bir kaç saat bekleyeceğiz. Eğer karışım şuan olduğu gibi mavi kalırsa bu demektir ki akrabasınız" Harry kızın dediği her şeyi dinlemiş ve bir kaç saat sonra her şeyin ortataya çıkacağı ve mektupta yazanların sadece kafa karıştırmak için gönderildiği ortaya çıkarılacaktı.

"Peki ya, aksi olursa?" Hermione tedirginlik içinde dudağını ısırdı.

"O zaman iksir yeşil olacak ve bir kan bağınızın olmadığı ortaya çıkacak" Harry başını salladı ve yanındaki sandalyede duran çantasını açıp içinden küçük bir cam şişe çıkardı. Bunu Hermione'ye uzattığın zeki kız içince James Potter'ın saçı olduğunu hemen anladı. Şişeyi alıp cebine koydu hemen ve elini Harry'nin saçına daldırırp hızlıca bir tutam saçı kopardı. Harry canının acıdığını belirten bir ses çıkarsa da bir şey demedi.

"Sen yap. Sonucu bana söyle. Ama sonuç yeşil olursa hiç söyleme tamam mı?" dedi korkuyla. Hermione üzgünce başını salladı ve yavaşça kalkıp Ortak Salondan ayrıldı.

...
Beş dakika... On dakika.... Yirmi dakika... 1 saat... Zaman geçiyor ama hala Hermione'den bir ses yoktu. Harry merak etse de onun yanına gitmemeye karar vermişti çoktan. Eğer yıllardır babası sandığı kişi, James, onun babası değilse ne yapacağını bilmiyordu. Ne tepki verecekti? Öz babasını nasıl bulacaktı? Ya da bulmalı mıydı?

"Harry, Hermione nerde dostum? İksir ödevini yapmama yardım edecekti" Ron kolunu yakın arkadaşının omuzuna attı. Harry omuzlarını kaldırıp indirdi.

"Sanırım şu benim için yaptığı iksir tamamlandı ve hala orada. Şu sıralarda babamın James Potter olup olmadığını öğrenmiş olması lazım ve hala gelmediğine göre," nefes bıraktı Harry "sanırım bulmam gereken bir baba var" Ron ne diyeceğini bilmiyordu. Dudaklarını birbirine bastırıp arkadaşının o uzunu destek olurcasına sıktı.

"Her şey yoluna girecek dostum. Her zamann böyle olur" dedi ve elini çekip geriye yaslanıp Harry ile birlikte beklemeye başladı.

....

Snape bütün gün kahvaltı ve yemek dışında odasından çıkmamış, o kadar saat boyunca Remus'la oturmuş, geçmiş hakkında derin bir sohbete girmişlerdi.

"Anlamıyorum, madem senden hoşlanıyordu neden James ile evlendi. Madem James'i seviyordu seninle neden bir gece geçirdi?" Snape kendisinden beklenmeyecek bir şekilde omuzlarını kaldırıp indirdi.

"İlk defa bir konuda hiçbir fikrim yok Lupin. Keşke onunla bir dakika konuşsabilsem..." bir şey diyemedi başka Snape. Lupin ona hak verdi kendisi de Sirius ve James ile konuşmak isterdi. Remus birden durdu ve karşısındaki düşünceli adama baktı.

"Sen ve Lily... Birlikte oldunuz dimi? Yani gece?" Snape Kaşlarını çatı karısına arkadaş sayılacağı kişinin ne demeye çalıştığını anlayamayı denedi. "Cinsel anlamda" diye devam etti Remus. Snape rahatsız bir şekilde kımıldandı ama başını sallayıp onayladı.

"Sen olabilir misin? Harry'nin-?" devamını getirmedi.

.....

Hermione saatler sonra çıkıp gelmişti Harry'nin yanına. Ron ile görünce nefesini bıraktı ve geçip karşılarında durdu. İki genç delikanlı ayakta dikilen kıza döndüler. Harry tedirgin, Ron ise meraklıydı. Hermione, elleri önümde, cümlesinin koluyla oynuyordu. Harry aslında kızın gelişinden anlamıştı ama yine de ondan duymak istiyordu.

"üzgünüm Harry ama... Ama baban o-James değil"

Harry Potter ve Son KaleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin