Draco kahvaltıya katılmamış, derslere de girmemişti. Ron dışında Harry ve Hermione onu merak etmiş olsa da bir şey öğrenememişlerdi. Draco ise o kadar saat müdürün odasında rüyasında gördüklerini hatırlamaya çalışarak her şeyi anlatıyordu karşısındaki adama.
"Ne olacak Severus böyle? " Remus içeri girdiğinde, Snape çocuğun sorusunu cevaplayamadı. Remus Draco ve Snape'e baktı. Şaşkınca ağzı hafifçe aralandı. Bir şey diyeceği sırada Snape ondan önce davrandı.
"Draco'nun anlattıklarını duymak istersin bence" dedi ve oturması için sarışın çocuğun karşısındaki koltuğu işaret etti.
Draco her şeyi baştan anlatmıştı ve Remus korkusunu çocuğun gözlerinden hissetmişti. Aklı şimdi daha da karışmıştı. Çocuğun gözleri sorarcasına iki adam arasında gidip geliyordu.
"Merak etme Malfoy, bir çözüm bulacağız" Draco başını salladı yavaşça.
"Sen... Sen Hogwarts’ta yeni müdür olduğun zamanlarda bir toplantı yapıldı. Sen yoktun. Çağırmadılar" dedi çocuk sakince. Severus hemen oturduğu yerde dikleşti ve devam etmesini söyledi.
"Westurn Kasabası'ndan bir kaç büyücü geldi. Gerçekten çok güçlülerdi. Karanlık Lord - Draco ona hala Voldemort diyemiyordu- onlardan çekiniyordu. Hiç birinin yüzünü görmedik. Yüzlerini kapatan uzun cüppeleri vardı. Sadece birinin gözlerini karanlık cüppenin altında gördüm Severus, kedi gözleri gibiydi. İrisleri ince ve parlak. Çok korkunçtu. Sesleri de değişikti. Sanki onlar konuşmuyor, ama bütün salonu konuşanın sesi dolduruyordu. Bütün dünyayı ihanet edenlerden temizleyip, istedikleri insanların yaşamalarına izin vereceklerini söylüyorlardı. Karanlık Lord çekinmesine rağmen onları Potter için kullanacağı bir maşa olarak görüyordu. Kendi ordusunun onları yeneceğini düşünüyordu." nefesini bıraktı Draco ve Severus'a bakıp devam etti.
" Zamanında onlar Karanlık Lord's yardım etmiş. Küçük bir iyilik. Kimsenin yapmaya gücünün yetmeyeceği bir büyü yapmışlar. Dumbledore'dan bile daha güçlülermiş ve savaş zamanı gelip bunu hatırlatıp Karanlık Lord'un geri çekilmesini istemişler. Ama kabul etmeyince hiç bir şey yapmadan gitmişler. Çünkü biliyorlarmış ki Potter zaten onu yok edecekmiş"
" bunları nerden biliyorsun? " Remus sonunda şaşkınlığını atıp sorabilmişti. Draco ona baktı.
" Annem anlattı" Remus ve Severus aynı anda göz göze gelmişler, ikisininde aklından aynı şey geçiyordu. Narcissa Malloy'la konuşmak.
...
Yağmur başlamıştı çoktan. Sokaklar sessizdi. Bir kaç kedi dışında hareket eden hiç bir şey yoktu. İki siluet hızlıca ilerliyordu. Onlardan gelen fısıltılar duyulmuyor, sanki hiç konuşmuyorlardı. Sonunda bir evin önünde durdular ve ikisinden biri kapıyı çaldı. Bir saniye sonra kapıyı yavaşça açıldı. Önce bir kafa göründü sonra bir kadın çıktı. Elindeki asasını hazır vaziyette tutuyordu.
"Severus?" kapının önünde duranlardan biri hızlıca kafasındaki kukuletayı geriye attı ve yüzünü ortaya çıkardı.
"Seni zor durumda mı bıraktık?" diye sordu adam kadının elindeki asayı gösterip. Yanındaki diğer adamda yüzünü ortaya çıkarmıştı. Kadın onu görünce şaşkın a kaşlarını hafifçe yukarı kaldırdı ama sonra bir şey demeden adasına baktı ve pelerinin cebine koydu.
" Son zamanlarda bir kaç tehdit mektubu aldım" ikiliye baktı ve hızlıca devam etti. "sakın Draco duymasın!" diye uyardı. İki adam da başıyla onayladı ve sokağa son bir kez göz atıp içeri girdiler.
Genç kadın evine gelen misafirlerine, bu eve ilk kez gelen misafirlere en iyisinden Ateş Viskisi ikram etmişti. Yanında da en iyi çikolatalardan. Severus yılların verdiği alışkanlıkla sert içkiyi tek seferde midesine indirirken Remus Lupin ona göre biraz daha yavaştı. Kadın Severus'un ikinci bardağını doldurup şişeyi yanına koydu ve karşılarına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ve Son Kale
FanfictionHarry hayatında hiç rahatça uyuyabildiğini hatırlamıyordu. Sorunsuz geçen bir yıl nasıl olurdu hep merak ediyordu. Bu yıl bunu tadacak mıydı? Yoksa hala bir çok sorunla karşı karşıya mı kalacaktı? Severitus olarak düşünüyorum ama bakalım zaman bize...