30. BÖLÜM

51 6 0
                                    

Bugün üniversitenin ilk günü alışmak kolay olmayacağa benziyor. Ama burası lise gibi değil hatta liseyle hiç alakası yok. Mesela lisedeyken okula yeni gelenlerle -9. sınıflarla- herkes dalga geçerdi. Ama burda böyle bir şey yok. En güzelide bu. 

Serenay'la aynı okuldayız aynı bölümdeyiz.... Aynı her şeyimiz aynı. İkimizde hukuk okuyoruz. Bu kampüs fazlasıyla büyüktü öğrenmemiz güç olacaktı.

"Serenay bir yere kaybolma sakın bak valla bulamayız birbirimizi!"

"tamam ya anladık o kadarını. Öğrenmemiz için tek yol var."

"neymiş o tek yol?"

"arkadaş yapmalıyız hemen"

"haklısın" dediğim anda Serenay sayesinde olsa gerek zaten 5-6 tane erkek bizi kesiyordu. Ne yalan söyliyim korkmadım diyemem. Bir de biz bu sapıklarla evde parti yapmayı düşünüyoruz. Çok bekleriz daha.

Öyle böyle dolana dolana bulduk derse gireceğimiz anfileri. Zaten bugün ilk gün olduğu için bizim gibi yeni gelenlere okulun el kitapçığı dağıtıldı. Kitağçığı inceledikten sonra bu okulda ki dört yılımızın çok güzel geçeceğinden şüphem yoktu tabi başıma, başımıza bela açmassak..

Eve geldiğimde elime hemen telefonumu aldım. Okulda tanıştığımız kızları instagramdan ve twitterdan takip etmeye başladım. Sonra takipçi isteklerinde onlarında isimleri vardı. Onlardan başka bikaç tane erkek ismi vardı. Bu isimlerin profillerine baktım önce hepsi mi şu sapıklar olur ya. Biraz tweet okuyayım derken yeni bi takipçi isteği geldi. Önce bakmadım ama sonra merak edip baktım. Profilini incelediğimde aynı okulda aynı bölümde olduğumuzu anladım. Çocuk iyi birine benziyordu kabul eder etmez mesaj atmış twitterdan öylesine konuşayım derken karnımın guruldadığını farkettim. Mutfağa gidip bi sandviç yapıyım dedim ama bizim Serenay hanım döktürmüş. 

"ne hamarat kızsın, bundan sonra yemekler senden"

"hıı oldu sende yat dimi, zeki"

"yok canım bende temizlik yaparım"

Serenayla yemek yemeye dalınca şu çocuğu unuttum Neydi adııı Ha Umutcan. Bi bakıyım dedim 10 kere mesaj atmış. Bende küçük bir özür mesajı attım. Sonra numarımı istedi ben de verdim tabi. 2 dakika geçmeden biri arıyor. Kim olacak heralde Umutcan. Açtım;

"Eylül bak siz yenisiniz belki bilmşyorsunuzdur ama hemen bi spor branşı seçip mail atmanız lazım."

"of niye ilk gün olmak zorunda ya kimse bize bir şey söylemedi."

"okul afiş panosunda yazıyor bakmadınız mı yani"

"hayır, öyle bir pano mu var? ne saçma"

"neyse bunun önemi yok neyi seçiyorsunuz?"

"sunuz derken ?"

"yanında hep beraber dolaştığınız kız yok mu yani?"

"ha Serenay mı var canım tabi"

"neyse siz seçin mail atın sonra hadi görüşürüz"

"by"

---

"Serenay yeni tanıştığım çocuk aradı, spor branşı seçmemiz lazım ben tenis diyorum sen?"

"ne tenisi ya ben futbol seçicem"

"tamam mail at herkes kendi atıyoo"

Serenay hiç anlam veremiyordum. Antalyada da böyleydi o her boş vaktinde futbol oynuyordu. Hem de bayağı iyi oynuyordu.

Çok anlatmama gerek yok sanırım üniversite hayatı işte bir şekilde geçip gidiyor. Umutcan’la çok yakın arkadaş olduk. Hep üçümüzüz.

Bir gün heimiz birlikte bi cafeye gittik bu ikisi gelmişler bana bir şey anlatmaya çalışıyorlar. Meğer bunlar birbirlerine aşıklarmış sevgililermiş felan. Tabi sevindim ikiside yakın arkadaşım ama insan bir yerden sonra üzülüyor. Sen hala liseden kalan çocuğa aşık ol çocuk senin üvey kardeşin arkadaşın gelsin karşında sevgili yapsın çok ayıp çok.

Merak etmeyin tabi ki bu düşündüklerimin hepsinden bahsetmedim Serenay’a. Canıma susamadım ben. 1. yıl için zaman çok hızlı geçiyordu. Finallere çalışıyorduk. Serenay’ı Umutcan arayıp bende sizinle çalışayım demmiş. Çocuk Serenayın sevgilisi benim arkadaşım niye hayır diyelim ki. Neyse eve geldi hep beraber bayağı çalıştıktan sonra ben mutfağa gittim kendime ve onlara sandviç yapıp elma suyu doldurdum. ;

“Eylül sen bira içiyor  muydun?” diye sordu Umutcan

“saçmalama ya ne birası elma suyu bu” dedim.

“birasız olmaz”dedikten hemen sonra gelir gelmez çalışma odasındaki mini buzdolabına koyduğu içki şişelerini çıkardı. Ben uzun zamandır içmiyordum- Serenay’ın zorlamalarına rağmen- Serenay kabul edip hemen aldı şişeyi. Tam bir öküz gibi dikti kafasına ikiside zil zurna sarhoş baktım yanlarında çalışılmıyor elime aldım notları yatağıma uzandım ezber yaptım. Sabah okula gidip sınava girmek için uyandım. Kahvaltı için Serenay’ı uyandırayım dedim. Ne bileyim Umutcan’la ikisini yarı çıplak aynı yatağın içinde göreceğimi bilseydim girmezdim. Tam kapıyı kapatırken alarmları çaldı uyanıp beni gördüler. Onların yaptığı şeyden benim yüzüm kızardı hemen çıktım evden.

Sınavdan sonra eve geldiğimizde balkonda oturmuş kahvemi yudumluyordum. Serenay çıkageldi. Hiçbir şey görmemiş gibi sınavı sordum. İyi deikten sonra ;

“Eylül gördüğün gibi değil merak etme bir şey olmadı aramızda sadece sarılıp uyuduk” dedi.

“ben karışmıyorum ki zaten istediğinizi yapabilirsiniz, sadece yılın başında bana söylenen sendin “erkekler yok sevgililer yok” diye”.

“haklısın, kızmadın dimi?”

“hayır”

 Aslında kızmıştım Serenay’a çünkü öyle görünce aralarında oldu bir şey bakireliğinden vazgeçti sandım. Neyse ki olmamış en azından o öyle söyledi.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Arkadaşlar biliyorum uzun yazmamı istiyorsunuz ama ben o ünlü yazarlardan değilim ve onlar gibi uzun yazmayı beceremem.. Böyleyken beğendiğiniz için teşekkürler.

İlk BakışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin