31. BÖLÜM

49 5 0
                                    

            3 AY SONRA

O günde beri oturup Serenay'la dertleşmemiştim. Bugün ilk kez konuşalım diye dersleri ekip bir cafeye oturduğumuzda ağlayarak yanıma geldi. 

"ben...ben..... ben sana ilk kez yalan söyledim Eylül ve şimdi başım dertte."

"ne yalanı neyden bahsediyorsun, seni bu kadar ağlatan yalan ne Serenay" dedim bağırırcasına ve onu rahatlatmak için ona sarıldım.

"ben sana o sabah bizi yakaladığında yalan söyledim ve ben şimdi..."

"ne Serenay ne! ne oldu!"

"ben hamileyim.." dedi ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ben ağzım açık kalmış derecede ona bakarken o kalkıp gitmeye çalıştı vee bende;

"böyle kaçamazsın otur" dedim

Oturdu ve ağlamaya devam etti. Bu çocuğu doğuramazdı, doğurmamlıydı, yapmamalıydı.. Aklımı başıma topladım ve ona yöneldim;

"Umutcan'ın haberi var mı?"

"yok"

"güzel. olmasında, anneni arayıp konuşacağım"

"arama Eylül ben ben bunu yaptığımı duyarsa çok üzülür"

"aramadan nasıl kurtulacaksın ki?"

Hiç durmadım Nurgül Teyzeyi rehberden bulup aradım. Kadıncağız duyunca çok üzüldü Serenay'dan yakındı ve ona olan öfkesini bana anlattı. Ondan Serenay'a iyi davranmasını istedim ve kabul etti. Ne olursa olsun Serenay onun kızıydı ve üzüecek zamanımız yoktu. Nurgül Teyze hiç düşünmeden kimseye haber vermeden çıkıp geldi. Aldırması için zaman dolmuştu 3 aylıkken alınamıyordu. 

Nurgül Teyze haber vermediği için ben haber verdim. Eğer öerak edip buraya gelmeye kalkışırsalar onlara yapacak açıklamamız olmazdı. Ertesi günün akşamı Nurgül Teyze bir arkadaşının arkadaşının yanına gitti -akıl danışmak için- bebeği sahiplenecek bir aile bulabilmek için. Kadın-Serap Hanım- bir iş arkadaşının - Sezen Hanımın -  35 yaşında olduğunu, evlendiği adama delicesine aşık olduğunu ve kendisi yüzünden çocuklarının olamayacağı için evlatlık edinmek istediğini söylemiş. Nurgül Teyze çok sevinmiş ve Sezen Hanımla ne zaman görüşebileceğini sormuş. Ancak Serap Hanım üzücü bir haber vermiş. Sezen hanımın kocası eşini çok sevmesine rağmen ona bir evlat dünyaya getiremediği için çok kızgınmış ve evdeyken sürekli bi oğlum olsa bi oğlum olsa diye söyleniyormuş. Yani bebek erkek olmazsa bebeği evlat edinmeleri imkansız.

Nurgül Teyze Serap Hanımla bu görüşmeyi yapalı 2 hafta olmuştu. Bugün büyük günlerden biri çünkü evlat edinmek isteyen aile bugün Serenay'ı ziyarete gelecek. O an gelip çattı. Kapı zili çaldığında geldiklerini anlamıştık kepıyı açmak için kalktım ve eve buyur ettim. Salonumuz bir parti odası halinde olduğu için onları balkona yönlendirdim.  Karı koca ikiside etrafı tepeden tırnağa süzmeye başladılar ben de yalancı bir öksürükle onları kendilerine getirdim ve Serenay'ın bu konuşmada olmaması gerktiğini düşünüp odasında kalması gerektiğini söyledim.Serenay odasına uzanıyordu ki konuşmaya başladık. ;

"Gördüğüm kadarıyle zengine benziyorsunuz neden çocuğu evlatlık vermeye çalışıyorsunuz?" dedi Sezen Hanım'ın eşi

"şeyy" diye başladım söze ve devam ettim "Serenay sevgilisiyle sarhoşlarmış ve biraz fazla ileri gitmişler"

"ne yani sevgilisi olacak çocuk nasıl bir riske girmiş te korunmamışlar?"

"aslında hep beraber bu evde ders çalışıyorduk sonra ikiside içmeye başladı ben tahmin etmedim ne biliyim ikiside yakın arkadaşımdı."

"anladık gençlik hatası yani"

Bir süre kimse konuşmadı Nurgül Teyzenin yüzüne baktığımda kasılan çenesinden ve büyümüş göz bebeğindeen öfkeli olduğunu anlamam zor değildi. Bir an için acımıştım ama eğer onun durumuna acırsam birgün benim kızımım yada benim başımada gelebilirdi bunun için acımayı bir kenara bıraktım ve sadece üzülmeye başladım. 

Bu evlatlık verip vermeme olayı kesin değildi çünkü bebeğin cinsiyeti onlar için daha çok ön plandaydı. Bunu öğrenmek için iki hafta beklememiz gerekecekti.

Günler artık çok zor geçiyordu Serenay okula giderken bol kıyafetler giyiyordu ona hiç yakışmayan bol kıyafetler. Başladığı futbol kursuna devam etmiyordu ama okuldaki o hocayla anlaşma yapmışlar Serenayda bir yetenek görmüş ve onu profosyonel yapacakmış. En azından Serenay buna seviniyordu. 

Nihayet 2 haftalık o meraklı süre dolmuştu. Randevu saatinde ben Nurgül Teyze Sezen Hanım ve Sezen Hanım'ın eşi ayrıca tabiki Serenay ordaydık. Doktar hepimizin içeri giremeyeceğini söyledi.

"kocası kimse o gelsin"

"aslına bakarsanız bir kocası yok ama ben en yakın arkadaşıyım, ben gelebilirim"

İçeri girdik Serenay yandaki hasta yatağına uzandı doktor onun karın bölgesini açtı ve bir tür jeli karnına yaydı sonra ultrason için elinde tuttuğu o şeyi karın bölgesinde gezdirmeye başladı. Monitörde siyah beyaz bir görüntü vardı ben pek seçemiyordum ama doktor bey anlamış görünüyor ki "ımm , hımm " gibi sesler çıkartıyordu. Sonra Serenay'a döndü ve "siz hangisi olmasını istiyorsunuz kız mı erkek mi? " dedi. Serenay utana sıkıla "erkek" dedikten sonra Doktor Bey bir kahkaha attı," en çok bunu seviyorum annenin istediği cinsiyetin çıkmasına" dedi ve ekledi "tebrikler oğlunuz olucak" bu dakikadan sonra ikimizden de sevinç göz yaşları akmaya başladı. 

Serenay toparlanırken ben dışarı çıkıp mutlu haberi verdim. Hep beraber Serenay'la benim evime gittik. Sezen Hanım ve Sezen Hanım'ın eşi bizim pişman olmamak ve çoccuğu aramaya çalışmamak şartıyla evlatlık edinme işini kabul ettiler. Her pazar bu eve kontrole geleceklerini söylediler.

Serenay ağlıyordu, çok ağlıyordu.. Yanına gittiğimde telefonum çaldı Umutcan arıyordu. İyi olduğumuzu söyledim ve geçiştirip kapattım. Serenay'ın uyumasını sağladıktan sonra Nurgül Teuzeyle kendime kahve yapıp balkona çıktım. Belki biraz dertleşmek Nurgül Teyze'ye iyi gelir.

İlk BakışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin