"Öykü! Bırak bacağımı. Elleşme ya." diye bağırdım.
Şuan ne mi oluyor? Hemen anlatıyorum. Kızlarla oturmuş sohbet ediyoruz. Ama Öykü'nün yine anormalliği tuttuğu için sıraya ters bir şekilde oturup kendini arkaya doğru saldı ve bacağımla elleşiyor. Diyorum. Huylanıyorum diyorum. Anlamıyor ki!"Ne yapıyım Miray? Düşüyordum."
"Niye benim bacağım? Özlem sana daha yakın."
Diyecek bir şey bulamadı. "Bilmiyorum." dedi.
"Off."Merve ve Esila sınıfa girdi. Gelip yanımıza oturdular.
"Canım benim."
Kaşlarımı çattım. Ne?
"Ne?" dış sesim olduğun için saol Asena.
"Canım benim."
"Kızım o ne?" dedim."Canım benim bizim okulda ki bir çocuk."
"Aşıksın?"
"Bilmiyorum."
"Adı ne?"
"Bilmiyorum."
"Hangi sınıfta?"
"Bilmiyorum."
"Eh yani. Neyi biliyorsun?" dedi Özlem.
"Bilmem."Esila'nın kolundan tutup kaldırdı. "Kalk gidelim."
"Nereye ya? Yeni geldik."
"Canı beniyi kesmeye." dedi Öykü.
"Hayır. Canı onu oluyor." dedi Asena."Gençler!" Ömer'in bağırmasıyla hepimiz ona döndük. "Sınıfa yeni bir çocuk gelicekmiş."
"Adı neymiş?" diye sordum.
"Listeden bakın." saol çok açıklayıcı oldu valla.Özlem sınıf listesini eline alıp inceledi. Sonra bırakıp bize döndü.
"Oğuz adında bir çocuk." listeye biraz daha baktı. "Soyadı da Engin."
Kaşlarımı çattım. Bu Oğuz, o Oğuz olmasın."Ne zaman gelicek acaba?"
"Niye merak ettin o kadar?" diye sordu Hayal.
"Hiçç. Öyle merak." dedim tavana bakarak. İmayla bakan gözler çoğalınca ayağa kalktım. "Gidiyom ben ya."
"Nereye?"
"Şeyy... Mert'in yanına." kapıya yürüdüm. "Görüşürüz."Kapıdan çıkmamla tekrar içeri girmem bir oldu. Sırt üstü yere yapıştım.
"Dikkatli ol be! Hayvan gibi şey yapıyor sunuz ya."
"Panda?"
Gözlerimi sonuna kadar açıp kafamı kaldırdım. Oha! Bu o çocuk.
Ellerimi havaya kaldırıp önünde salladım. Kolumdan tutup kaldırdı beni.
"Saol. Senin burda ne işin var?"
"Bu okuldayım."Kaşlarımı çattım. "Nasıl?"
"Nasıl nasıl?"
"Tamam bu iş uzayacak. Gidiyorum ben."Sınıftan çıkıp aşağı kata indim. 11/B'ye girdim. Mert kafasını sıraya koymuş uyuyordu ya da dinleniyordu. Yanında da bir kız bir şeyler anlatıyordu. Ben kızları tehdit etmemişmiydim ya? Bu kız ne ayak? Sol ayak. Tamam sus.
Koşar adım yanlarına gittim.
"Selam canım. Kalk."
"Neden?" dedi ağzını eğerek. Allah'ım çok sinir bozucu.
"Sen yeni geldin galiba?"
"Evet. Neden?" biri bu kızı sansürlesin. Dayanamıyorum.
"Bu çocuk benim sevgilim. Şimdi yürü git."
"Gitmiyorum."Saçına yapıştım. "Kalk dedim sana."
"Tamam tamam bırak. Gidiyorum."
Saçını bırakıp ittirdim. Kafasını kaldırıp şaşkınca bizi izleyen Mert'e baktım.
"Ne?" dedim.
"Ne yaptın ya? Kız yolunmuş tavuğa döndü." dedi gülerek.
"Kıskanıyorum. Gitsin başka birine anlatsın anlatacağını."
Gülerek bana sarıldı. "Kıskanç abla itemi."***
Çantamı alıp evden çıktım. Bizimkilerle anlaşmıştık. Bugün hepimiz erken gelicektik. Amaç? Yok.
Kaldırımda ki çizgilere basmadan yürüdüm. Kaldırımın bittiği yerdeki çizgiye basınca sinirlendim.
"Hadi ama. Bir çizgi kalmıştı." dedim.
"Sürekli kendi kendine konuşur musun?"
Hızla arkama döndüm. Bu çocuk yine nerden çıktı?"Sen beni mi takip ediyorsun?" dedim.
"Yoo. Okulun yolu."
"Peki."Yürümeye devam ettim. O da yanımda yürümeye başladı. Gözlerimi kısarak ona baktım.
"Nerden geliyorsun? Burdan önce neredeydin?"
"Antalya da. Babamın tahini çıkınca buraya geldik."
"Mesleği ne?"
"Doktor."Sonra hiç konuşmadan okula yürüdük. Bizimkiler bahçedeydi. Yamaç ve Doruk gelmemişti. Koşarak arkası dönük olan Asena'nın sırtına atladım. Ama beni taşıyamadı ve yere düştük. Bizimkiler kahkahalarla gülmeye başladılar.
"Vay hainler. İnsan bir kaldırır. Ama bak insan diyorum. Sizi insan dışı varlıklar." dedim sinirle.
Hayal beni, Özlem de Asena'yı kaldırdı. Kolumu Hayal'in omzuna attım. "Arkadaş gibi arkadaş köşemiz de bugün Hayal Hanım var."
"Övünmek gibi olmasın ama mükemmel bir arkadaşımdır." dedi Hayal.
"İyiki övünmedin ha." dedim."Berkant. Melek nerde?" diye sordu Öykü.
"Erken olduğu için kaldırmak istemedim."
"Abi gibi abi köşemizde bu..." durdum. Düşündüm. "Hayır. Sen yoksun. En iyisi benim abim." dedim.
Bu dediğime güldüler.Biz gülerken Yamaç koşarak bahçeye girdi. Arkama geçti.
"Koru beni Miray."
"Ne oldu?"
"Ecelim geliyor."
"Ha?"
"Doruk."
"Ne ya..."Doruk koşarak bahçeye girdi. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Yamaç beni önüne tutarak siper yaptı.
"Miray çekil şurdan senin canını yakıcam." dedi Doruk sinirle.
Ne kadar uğraşsamda Yamaç'tan kurtulamadım.
"Doruk! Olmuyor. Bırakmıyor. Help me!""Lan çıksana kızın arkasından."
"Hee tabi. Sonra döv."
"Hak ediyorsun ama."
"Ne yaptı bu salak sana?"diye sordum.
Yamaç kafama vurdu. "Hakaret etme lan.""Bak şimdi bizim ödevimiz vardı ya? Proje ödevi?"
"Evet."
"Dün parçalarıyla oynarken kırmış. Bir kaç parçayı da kaybetmiş."
Yamaç'ın kafasına vurdum. "Salak. 1 aydır o proje üstünde çalışıyorsunuz. İnsan dikkat eder." Doruk'a döndüm. "Kızma abisi. Daha küçük o. Yeni yeni öğreniyor."
"Kanka batırdın beni." dedi kulağıma Yamaç.
"Beni bozma.""Neresi küçük lan bunun?"
"Aaa abimler de gelmiş. Aaa Melekte yanlarında." kurtarıcılarım.
Yamaç'ın elinden sıyrıldığım gibi abimlerin yanına koştum.
Kolumu Meleğin omzuna attım. "Naber kız?"
"İyi Miray abla. Sen?"
"Ben de iyiyim. Valla kurtarıcım oldunuz." koşarak yanımızdan geçen Doruk ve Yamaç'ı gösterdim. "Bunlar beni öldürürdü."
Güldük.Berkant beni ittirip Meleği kolunun altına aldı.
"Ne yapıyon be?" diye çığırdım.
"Üzülme ablam. Ben seni kolumun altına alırım." dedi Mert kolunu omzuma atarak. Güldüm.
"Ee Melekle sizi pek bir yakın gördüm. Hayırdır?" dedim gülerek.
"Yok öyle bir şey abla."
"Olur olur. Olsun da. Melekten iyi gelin mi bulucaz? Canım yengem."
"Abla!"
"İyi tamam. Sustum."
Hep beraber okula girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM TAYFA
Novela JuvenilBüyük bir tayfanın beraber üzülüp, beraber sevindiği bu hikayeye hoşgeldiniz.