Heyecanla nefes alıp verdim.
"Kızım ben çok heyecanlandım yaa!" dedim.
"Bende bende." dedİ Hayal.
"Kaç grup kaldı?" diye sordum.
"2 grup falan." dedi Asena.
Okul da olan gösteri için müzik hocası bazı sınıfların gruplarını seçmişti. Biz de bu grupların içindeyiz tabi.
Etrafıma bakındım. Gözüm abimleri aradı.
"Abimler nerede? En son geliceklerini söylemişlerdi." dedim.
"Bir işleri varmış abimlerin. Birazdan gelirler." dedi Asena.
"Ne tür bir iş?"
Yine meraklı ben.
"Ne biliyim ben? Biliyorsun abimler bize pek birşey söylemiyor."
İç çektim. "Sen de haklısın. İnşallah yetişirler."
"İnşallah."
"Bizimkiler nerede?" diye sordu Hayal.
"Yan taraftaki oturaklarda oturuyorlar." dedi Asena arkasını göstererek.
"Yanlarına mı..."
Hayal cümlesini tamamlayamadan müzik hocası bize seslendi.
"11/A dans grubu gelin."
Koşar adım sahne arkasına geçtik. Bizden önceki grup gösterisini yapmaya başladı.
"Kızım ben çok heycanlıyım ya." dedim.
"Sorma ya bende." dedi Hayal.
"Ben sanırım hareketleri unuttum." dedi Öykü.
"Saçmala." dedi Esila.
Abimler perdeyi yarıp içeri girdi. Yanımıza geldiler.
"Heyecan var mı heyecan?" diye sordu Koray abi.
"Evet. Hem de ne heyecan?" dedi Merve.
"Sakin olun ya paparsınız." dedi Doruk.
"Tabikide yaparız." dedim.
"Miray'ın egosu konuştu." dedi Yamaç.
Müzik hocası bize bakıp susmamızı işaret etti. Biz de susmak zorunda kaldık.
Aklıma gelen şeyle Doruk'a döndüm.
"Oğuz nerde?"
Sinirle nefes verdi. "Boşver sen onu şimdi. Sahneye çıkacaksınız şimdi."
"Nasıl boş veriyim. O da izleyecekti."
"Gelir birazdan."
Kaşlarımı çatıp Doruk'a baktım. "Aranız da bir şey mi oldu sizin?"
"Yok ya. Yok." dedi aceleyle.
"Peki." dedim.
İnanmadım ama bunu sonra sorgulayacağım. Çünkümsü birazdan sahneye çıkacağız.
"Kızlar hadi sahneye." dedi müzik hocamız.
Heyecanla basamakları çıktık. 10. sınıflardan 2 çocuk perdenin uçlarını tutuyordu. Belirli yerlerimize geçtik. Hoca onay verince 2 çocuk yavaşça sahneyi açtı. Sahne açılır açılmaz müzik açıldı. Belirli hareketleri yaptık. Dansın sonunda büyük bir alkış aldık. Sahne kapanana kadar hiçbirimiz kıpırdamadık. Sahne kapanınca koşarcasına sahneden indik. Hepimizin yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Hocanın bizim için belirlediği oturma yerinden pek belli oladığı için abimlerin arkasına oturduk.
Oğuz hala ortalıklarda görünmüyordu. Gözüm kapıda takılı kaldı. Yürüyen makyaj çantası içeri girdi. İstemsizce yüzümü buruşturdum. Ama ardından Oğuz girince şaşkınlıkla kaşlarım havaya kalktı. Yok ya. Kesin raslantı. Yoksa Oğuz'un o salakla ne işi olsun? Yanlış anlama Miray.
Gülerek yanıma gelip oturdu. "Naber? Dansı ne zaman yapacak sınız?"
"Yaptık bile Oğuz." dedim sitemle.
"Gerçekten mi? Özür dilerim. Biraz işim vardı da."
"Ne işin vardı?"
"Annem siparişleri vardı da."
Kaşlarımı çattım. "Öyle olsun bakalım."
"Sen benden mi şüphe diyorsun?"
"Yoo alakası yok."
"Peki." deyip gülümsedi ve önüne döndü.
Ne oluyor bu çocuğa ya?
Gösteri bitmeden hoca bizi salmadı maalesef. Bütün gösteriyi paşa paşa izledik. Hepsinde çığlık atıp coşkuyla alkışladım. Son gösteri grubu yine dans grubuydu. Bu grup sırf erkeklerden oluşuyordu. Dikkatle bakınca en önde, ortada olan çocuğun Alp olduğunu fark ettim. O da beni görmüş olmalı ki bana bakıp gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Şarkıları cake by the ocean'dı. Bu şarkıya bayılıyorum. Pür dikket danslerını izledim. Alp de güzel dans ediyormuş ha.
Yanımda oturan Asena'ya döndüm. "Kız, Alp'i bizim gruba mı alsak?"
"Alp kim?"
Ben sanırım Alp'i anlatmadım. Neyse...
"Hani şu en önde ortada olan."
"Sarışın?"
"Aynen."
"Olur valla. Çocuk bayağı iyi dans ediyor."
Alp'lerin grubu da bitirince etkinlik bitti. Biz de yukarı sınıfa çıktık. Sınıfta çok az kişi vardı. Tabi dediler etkinlik var, okulun yarısı görevli hocalar ders işlemez. Gelmediler. Haklılar. Ben olsam ben de gelmem. Ne işim var ders işlenmediğin de okulda?
"Ders ne?" diye sordu Öykü.
Gözlerimi sonuna kadar açtım. "Matematik."
"Valla hiç matematik kaldıramayacağım." dedi Esila.
"Aynen bende. Kaçsak mı?" diye ortaya fikir sundu Merve.
"Ama nasıl?" diye sordu Hayal.
"Bu arada Özlem nerede?"
"En son yanımızdaydı. Sınıfa çıkar..." Merve'nin gözler açıldı. "Kaçtı tabi."
"İnsan bizi de çağırır." dedi Esila.
"Neyse. Şimdi biz kendimizi düşünelim. Nasıl kaçıcaz?" dedi Asena.
"Bekçi şimdi yoktur. Hemen gideriz." dedim.
"Zaten onu kandırması kolay." dedi Hayal. "Etkinlikte görevliydik. İzinliyiz der çıkarız."
"Aynen."
Çantalarımızı hızla topladık. Hırkalarımızı alıp sınıftan çıktık. Koşarak merdivenlerden indik. Bekçi kapının önünde duruyordu. Hızlı adımlarla yanına gittik.
"Nereye kızlar?"
"Etkinlikte görevliydik. İzinliyiz. Çıkabilir miyiz?"
"Çıkamazsınız. Velileriniz olmadan sizi salamam."
"Hadi ama. Lütfen."
"Olmaz kızlar. Müdürün kesin talimatı."
Yüzlerimizde hüzün banklara çöktük.
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordum.
"Hiç bilmiyorum."
Ders zili çaldığından yerimizden kalkmadık. Yine aynı hüzünle oturmaya devam ediyorduk. Beden dersi olanlar aşağıdaki bahçeye iniyordu. Bizde inenleri izliyorduk. Valla hiç matematik dinleyemem. Sen o kadar derse girme. Sonra gel matemetiğe gir. Oldu canım.
Telefonum titrediğinde yavaş hareketlerle arka cebimden çıkardım. Mesaj abimden gelmişti.
ABİM
A: Neredesin sen?
M: Sınıftayım abi.
A: Bana yalan söyleme. Az önce sınıfından çıktım.
Aha şimdi işimiz bitti. Ben abimi hesaba katmamıştım.
A: Neredesin? Hatta neredesiniz?
Hızla telefonu kapattım.
"Kızlar hemen burdan gitmemiz lazım." dedim.
"Ne oldu?" diye sorud Merve.
"Daha olmadı ama olacak."
"Ne olacak? Kızım düzgün konuşsana."
"Abim!"
"Sıçtık." dedi Asena.
"Aha bekçi gidiyor." dedi Esila heyecanla.
Bekçi içeri girince hızla kapıya yöneldik. Kapıyı açıp çıtık. Koşarak okuldan uzaklaştık. Hem de nasıl koşma. Bir koşuşumuz var. Görmeniz lazım. Sonunda okulun yakınlarındaki parkta durduk. Kendimizi banklara bıraktık. Şuan mutluyum ama bunun evi de var. Ah matematik ah! Bana neler yaptırıyorsun.
"Abim beni öldürecek." dedim.
"Benim abim beni doğrayacak." dedi Asena.
"Bir şey olmaz ya." dedi Öykü.
"İnşallah. Yarın gelemezsem bilin ki sizi çok seviyorum. Hakkımı da helal ediyorum." dedim sahte bir hüzünle.
"Neyse. Gidip bakkaldan çekirdek falan alalım." dedi Merve.
Hepberaber bakkala gittik. Alıcaklarımızı tüm yavaşlığımızla aldık. Bazen çoookk yavaş olabiliyoruz.
Bakkal da işimiz bittiğinde parka geri döndük. Uzun banklara çöktük. Aldıklarımızı sömürürcesine yedik.
"İyiki kaçmışız ha." dedi Esila.
Hayal telefonunu uzattı. "Öykü ile beni çeksene."
"Tamamdır."
Telefonu alıp onalrı uzaktan çektim. Güzel çektim he. Ama onlarda güzel çıktı şimdi.
"Kız bizi de çeksene." dedi Esila telefonunu uzatarak.
Onları da uzaktan çektim. Beğenmeyip birkaç tane daha çekildiler ama neyse.
Bizde Asena ile selfi yaptık. Biraz daha oturduk.
"Miray!"
Gözlerimi sonuna kadar açtım. Arkamdan gelen seslenme sesi hiç hayra alamet değil.
"Aha basulduk." dedim olmayan şivemle. Sen Anlat Karadeniz izlemeyi bırakmalıyım.
Yavaşça arkamı döndüm. Bana seslenen kişiye baktım.Biliyorum biraz geç bölüm geldi. Kusura bakmayın. 😟😟😟
Iyi akşamlar sıpaydiler 💙💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM TAYFA
TeenfikceBüyük bir tayfanın beraber üzülüp, beraber sevindiği bu hikayeye hoşgeldiniz.