Selim Özkan ...
Selim abi benim buralara gelmemde önemli bi etkendi açıkçası. İngiltere ye her geldiğinde yanıma uğrar ne kadar itraz etsemde yüklü bi para verirdi.
Bu düşüncelerden kutlumama sebep olan kişi son kontrolleri yapmak için gelen doktorumdu. Beni kontrol ettikten sonra yanıma bi hemşire göndermiş hazırlanmam için yardım etmişti. Üzerime adidas eşortmanlarımı tam giymiştim ki kapı çaldı, içeriye abim girdi - gideceğini anlamıştım- yanıma gelip sıkı sıkı sarıldı sonra öptü ve ben gidiyorum istersen sen de gel dedi. Başımı olumsuz anlamda iki yana sallayıp kısık sesimle hayır dedim. Abim odadan çıkarken seni eve Bulut bırakıcak diyip odadan çıktı. Sessiz ağlayışlarımlaydım yine ve sessiz hıçkırıklarımla direndim kendime...
Ağlayışlarım artık yavaş yavaş kesilirken ailemin getirdiği eşyaları bavula koyup dışarı çıktım. O güzel kokusu sanki tüm hastaneyi sarmıştı, sanki o mavi gözler benim mavi saçlarımla birleştiğinde her yer maviye boyanıyordu- aa ne saçmalıyorumm ben-. Onu karşımda görünce biraz afallamıştım ama olsun o belimden yavaşça tutup kendi kolları altına aldı vücudumu ve sonra arabanın kapısını açıp nazikçe ittirdi beni arabanın içine doğru. O rahat arabanın koltuklarına bir kedi gibi pustum ve direndiğim uykuya döndüm. Gözlerimi açtığımda ne benim odamdaydım ne de ananemgilde. Simsiyah oda da en açık renk olarak sayabileceğimiz koyu griye sahip olan perdelerdi geri kalan her şey simsiyahtı. En başta bi çığlık attım sonra odaya elinde tepsiyle Bulut girdi. Ben - senin ne işin var burda? Dedim. Hiç bi ifade olmayan yüzüyle benim evim benim odam burda olmam kadar normal bi şey yok dedi. E o zaman beni neden evime götürmedin dedim. Uyuyodun bi kaç kez seslendim ama duymadın ben de evinin yolunu bilmediğim için buraya getirdim seni dedi ve gitti. Bi kaç dk sonra telefonu çaldı seslendim seslendim ama gelmedi ben de en sonunda telefonu elime aldım ama içimden binlerce küfür ettim sevgilisi arıyordu ve o anda odaya Bulut girdi içimden aha sıçtın Masal dedim ama nafile o an telefon elimden düştü. Bulut yanıma gelip telefonu yerden kaldırırken mavi gözleri benim gözlerimle buluştu. Bulut telefonla konuştuktan bi kaç dk sonra odaya girdi bana bi kaç soru sordu ama şuan trip atıyodum ona ve sorduğu hiç bir soruya cevap alamadı. Sonra yanıma gelip aa yeter ama bu ne trip dedi. Bense yine salak gibi dilimi tutamayıp aa sana trip atmak ne haddime hem sen gitsene sevgiline dedim. -offf harbi salağım ya-. Pis pis sırıttı yine ve sonra aa hatun benim sevgilim falan yok, olmıycak, olmadıda , ben siz kızlara değer vermem hepiniz aynı sürtüklüktesiniz demesiyle gözlerimi koskoca açıp bas bas bağırdım ona . Dudağımda bi baskı hissetmemle geriye gittim. Onu ittirdim ama maşallah hayvan kadar olduğu için milim kıpırdamadı yerinden en son aklıma gelen bi oyunu denedim. Dudaklarımı aralayıp, dişlerimi serbest bıraktım dilini ağzımın içinde gezindirirken birden dilini ısırdım. Ağzından ufak bi inilti çıktı ve beni serbest bıraktı. Ona mal mal bakarken farkettim ki çok terlemiştim ve üzerimi çıkarmazsam çok pis hasta olucaktım. Biraz titreyen sesimle bavulum nerde diye sordum. Arabada kaldı dedi. O zaman çık odadan diye bağırdım ve o, odadan çıktı bu sefer telefonu da alıp bana göz kırptı. Onun dolabını açıp içine baktım ama dolabı o kadar dağınıktı ki ne giyeceğimi bulamadım sonra dolabında durmasına şaşırdığım ama sevgilisinindir diye tahmin ettiğim açık pembe bi t-shirt alıp hemen üzerime geçirdim ve odadan çıktım. Evde yoktu ve bu benim evden kaçmam için iyi bir fırsattı ama kapıyı kilitlemişti ve ben evden çıkamıyordum. Sonra mutfağa ilerledim çünkü acıkmıştım aslında ben hep aç olurdum orası ayrı. Odaya getirdiği tepsiden de bişey alıp yememiştim. Mutfağa gidip buzdolabını açmamla içinden kaşar, salam, domates, salatalık ve ekmek alıp sandviç yaptım tam bi ısırık alıcaktım ki tenime bi nefes geldi hemen arkama dönmemle birlikte Bulut sırıttı yine pis pis sonra süzdü beni ve "Bebeğim ama benim t-shitlerimi giydiğinde kokunu içime çekemiyorum yapma böyle dedi ve yanıma gelip kulağıma eğildi benim bile zor duyabileceğim bi sesle benim kokum güzel değildir içinde kaybolursun dedi ve yine dudaklarıma yapıştı. Geri çekildiğinde karşılık vermememe şaşırmış olacak ki sinirli çıkan sesiyle hadi karşılık ver böyle eğlencesi kaçıyor dedi yüzümü yüzünden zorla ayırdığımda ona bi tokat attım ve cevabını verdim. Ben senin her gün altında inlediğim kızlardan değilim merak etme senin kokun bana hiç karışmaz ama benim kokumu da bi daha içine falan çekemiyceksin şimdi siktir git şurdan ya da kapıyı aç bemim defolup gidiyim burdan. Ben tam kapıdan çıkıp gidiyordum ki kolumu tuttu ve sıkıca sarıldı bana yüzünü yüzüme tekrar yaklaştırırken bu sefer ben onun kulağına eğildim ve fısıldadım. Tekrar söylüyorum ama Bulut bey siz benim kokumu içine çekemiyceksiniz ve tekrar söylüyorum Bulut bey ben sizin altınıza aldığınız kızlar gibi değilim. Beyi yine bastırarak söylüyordum. Bu sefer kapıdan çıktığım an arkamdan bağırdı benim gibi birinden öpücük alıyorsun daha ne istiyosun? Kızlar bunun için savaşıyor dedi. Kahkaha atıp ben de ona bağırdım ama ben onlar değilim bulut bey ,ben GÖKYÜZÜYÜMM dedim. Ve telefon sesi geldi o an bulut dış kapıdan fırladı ben de hemen üst kata çıkıp üzerimi giydim ve dışarı çıktım. Bulut resmen savaşıyor gibiydi 5 kaslı çocuk Bulutla yumrukyumrukyağayken Bulutun yanında da 2 kişi vardı. Hemen eve koşup kapıyı çaldım buralar benim mekanımdı 18 yaşıma kadar burada büyümüştüm ve adım gibi biliyordum buraları. Eve gittiğimde balkonda ki Havin in ağlamaları geldi kulağıma yanına gittiğimde Ebrar da yanındaydı ve üzerini git de gel anlatıyım sana dedi. Üzerime pandalı uyku tulumumu geçirip yanlarına gittim. Havinin nerdeyse liseden beri sevgili olduğu bir çocuk vardı ve Havin o çocukla ayrılmış. -özeti yani- Havine destek olurken ben de yaşadığım şeyleri anlatmıştım onlara. İçerden mentollü sigara paketimi alıp geldiğimde Havin ve Ebrar da içinden birer tana aldılar. Ebrar ara da da olsa yapardı böyle şeyler ama Havinden hiç beklemiyordum. Sonra bi ana kapı çaldı. Ebrar gidip açtığımda Bulutu karşımda gördüm sonra onun yine kahkahasını gördüm pandalar sigara içebiiliyomuymuş yaa. Bulut sus hiç sırası değil dediğimde Bulut aman bananee dermiş gibi bakıyordu. Sonra tekrar kapı çaldı bu sefer kapıyı ben açtım ve bu sefer gelen Batuydu yani Havin in sevgilisi. Batu Bulutla göz göze geldiği an Havinin yanına gelip Havinin kulağına bişeyler dedi ve Havin hıçkıra hıçkıra ağlayarak odaya gitti arkasından tam gidiyordum ki Batunun Buluta attığı yumrukla dona kaldım.
Merhabalarr,
Tam tamına 1000 kelime yazdım eller niye boş duruyor hanii voteler??
Medyada ki kişi HavinBu Ebirar
Ve bu da Batuhan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ
RandomBabasını 6 yıl önce kaybettiği kendi için kan kokan ülkeye gidiyordu ama bu sefer de annesini ve küçük kardeşini kaybetmişti. 6 yıl önce babası öldüğünde kendine bir söz vermişti ağlamıyacaktı ama bu sefer hayat gökyüzü dedikleri o güçlü,hiç ağlam...