GÖKYÜZÜ

BENİM İÇİN ÖZÜR DİLER MİSİN?!

    Umutla konuşmamız bittikten sonra kızların yanına geçip dedikodu yapmaya başladım. Bugün Görkem bizimle kalıcaktı. Görkem aşırı tatlı bi kızdı Havinle uzaktan yakından alakası olmayan bi kızdı-Havin tatlı değil çekiciydi-. Havin esmer güzeliyken onun en dikkat çekici özelliği bir  vampir kadar beyaz  olmasıydı.
    
     Kızlarla uzunca bi sohbet etmiştik o kadar uzundu ki hatta sabahlamıştık diyebilirim. Sabah Ebrarla beraber saat 10:00 gibi kalkıp kahvaltı hazırladık ben de kendime bi kahve hazırlayıp kızları uyandırmaya gittim. Görkem ve Havin'i zor uğraşlar sonucu kaldırdığım da hemen mutfağa geçip kahvaltımı yaptım. Umutla beraber fotoğraf çekeceğim için tırnaklarımın bakımlı gözükmesi istiyordum o yüzden lavaboya gidip annemin oje kutusunu aldım. Oje kutusu bile o kokuyordu, gözlerimden bi kaç damla yaş yanağımı ıslatıp ellerimde ki oje kutusuna damladı o an kapı çaldı ve ben kızların bi acelesi var sanıp kapıyı hızlıca açtım. Karşımda ki Bulut' tu. Gözyaşlarım istemsizce akarken Bulut beni banyonun içine doğru itti. Şuan annemi o kadar özlemiş ve güçsüzdüm ki ona karşı çıkamıyordum.
  
    Kaç dakikadır gözleri benim üzerimde geziniyordu, kolları omzumdaydı. Bense onun göğsüne yaslanmış ağlamaya devam ediyordum. Her seferinde kendimi toparlamam lazım diyordum ama bi türlü toparlayamıyordum. En son Bulut eliyle çenemi kavrayıp neden ağladın, neden ağlıyosun? Masal dedi. Sen hiç birini özledin mi Bulut ? Kavuşmanız imkansız değilken, kavuşamamayı biliyomusun? Dedim sesim titrek ve güçsüz çıkarken. Senin sayende özledim dedi. Anlamsız bakışlarım Bulut'un yüzünde gezinirken beni kolarımdan kaldırım lavabodan çıkarttı. Sonra odama götürüp çantamı aldı ve hızlıca arkasından yürütmeye başladı o an bileğim döndü ve ağzımdan bi inilti çıktı.
Bulut arkasına bakıp bağırdı noldu? Masalımm noldu?
Masalım mı? ....Masalım mı?  İçim kıpır kıpır olmuştu, onun bana bunu demesini hiç düşünmüyordum. Kızlarda korkuyla yanımıza yaklaştığında Bulut beni kucağına alıp özür dilerim Gökyüzü, ben... Valla bilerek yapmadım, özür dilerim... Canın çok mu yanıyor?
Bana bu kadar ilgi göstermesi ne kadar hoşuma gitsede umarım beni sevmiyordur, çünkü beni her seven ölüme terkediliyor. Umarım o beni sevmez... Beni binadan çıkarırken gözleri korkuyla bakıyordu etrafına. Beni arabaya bindirip hemen tahmin ettiğim ve bildiğim kadarıyla kendi hastanelerine  götürüyordu. Araba da hastaneye gelene kadar ne ben konuştum ne de o . Ben zaten konuşacak durumda değildim ama belli etmemek için büyük bi çaba sarf ediyordum. Hastaneye geldiğimizde hemen röntgen çektiler ve ayağımın sadece incindiğini 1 hafta boyunca basmamam gerektiğini söylediler. Bulut beni yine kucağında taşırken sürekli özür dileyip duruyordu. İlk defa benden özür diliyordu...Tanıştığımızdan beri ilk defa.
Beni o lüks arabasının rahat koltuklarına yavaşça bıraktı ve kendi şoför koltuğuna geçip hızla arabayı sürdü. Beni bi eve getirmişti. Kapıyı çaldığımızda kapıyı nerdeyse eteği olmayan, beyaz gömleği göğüs çatallarını belli edecek derece de açık olan bir görevli karşıladı bizi. Ben hala Bulut' un kucağında  olduğum için kız bize şaşkın şaşkın bakıyordu. Bulut benle beraber içeri girince tahmin ettiğim kadarıyla salona doğru ilerliyorduk. Salonda oturmuş telefonuyla oynayan Umut' u gördüğümde Bulut' a kızgın bakışlar yolladım çünkü beni ailesiyle yaşadığı eve getirmişti ve annesi, babası...ailesi beni bu halde görücekti. Yani pijamalarımla görücektii!! Umut yanıma gelip n'oldu sana güzellik diyince Bulut beni koltuğa yatırır şekilde oturttuğunda gözlerini Umut' a dikip benim güzelime bi daha güzellik de "seni çiğ çiğ yerim cüce". Umut onu sallamadığı belli ederek bana  döndü. Ne yani.         -abisine baktı ve - GÜZELLİK fotoğraf çekemiycek miyiz ? Dedi. Maleseef  Umut ayağım incidi ve üzerine bi hafta boyunca basmamam gerek diyip Umut' a üzgün olduğumu belli edecek nakışlarımı yolladım ve içeriye yine o sanki görevli değilde evim sürtüğü olan kız geldi...