Gözlerim dolmuştu, daha yeni tanıştığım insanla sevgili mi olmuştum yani??
NEYSE
Sonra arabaya bindik, sessizdik, konuşamıyorduk ama ikimizin de yüzünde bir tebessüm vardı...
Sonra ne mi oldu? Aklıma Bulut'un telefonunda aşkım diye kayıtlı olan kızı hatırladım ve o an Bulut'a
Bulut dur, inicem dedim. Bulut yüzüme salak mısın sen ya der gibi bakıyordu. Sonra tekrar bir şey dedim
İki kızı birden idare etmek ne güzel dimi Bulut Bey.Ne iki kızı Masal, ne diyon sen ya dedi.
Telefonun da aşkım diye kayıtlı olan kızdan bahsediyorumdur belki ha dedim. O an aşık olduğum kahkahasını sergiledi bana. Ben onun yüzüne saçma bir şekilde bakarken o bi anda ciddileşti ve off güzelim,o aşkım diye kaydettiğim kişi ANNEM di dedi. Ne yani bu yalana mı inanicaktım SAÇMALIK.
İNANMIYORUM BULUT dedim net bir şekilde.
O da bana tekrar tek kaşını kaldırıp sen ciddi misin? Al telefonum orda şifremde MASALIM,ara ve gör bakalım kimmiş dedi.Şaşırmış bir şekilde kalmıştım. Nasıl yani şifresi benim ismim miydi, bir de sonuna (ım) eki eklemiş,DELİ...
telefonu elime aldım ve rehberine girip aşkım yazısını aradım. Telefon açıldı ve bir anda efendim oğluşum sesi çıktı. O an şaşkınlık ve heyecanla telefonu yüzüne kapattım Bulut'un annesinin. Aman olsun sanki nolçak dercesine kafamı salladım ve telefonu aldığım yere geri bıraktım.
Bulut'a dönüp ya sen ne tür bir insansın, insan annesini öyle mi kaydeder ? Dedim. Dudağının sağ tarafı biraz yukarı çıktı sonra yanaklarında ki gamze çıktı, onu gamzelerinden öpmek istedim o an,tam da o an ve istediğim şeyi de yaptım. Tam o güzel sağ taraftaki çukurdan öptüm. En başta şaşırdı ama hiç şaşırmamış gibi yaptı. Ee tabi sonra da soruma cevap verdi annem aşkım lafından nefret eder,ben de uyuzluk olsun diye öyle kaydetmiştim sonra da değiştirimeye erindim dedi.En sonunda yağmurlu havayı arabanın camdan izlerken araba durdu. Sanırım gelmiştik. Bulut çıktı tabi ben de ardından kendi başıma,kendi kapımı açıp arabadan indim. İnsan gelir bu kapımı açar ya, bu ne öküzlükdür ya. Sanarsin kaç yıldır evliler de artık birbirlerinden bıkmışlar, oysa ki biz daha yeni sevgili olduk. Bulut en sonunda cafeye girmek üzereyken elimi tutmayı akıl edebilmişti. Evet yine cafeye gelmiştik ama sanırım bu onların cafesi değildi çünkü bu sefer ki bu AVM de değil, bir sokak arasındaydı ama içerisi o kadar güzeldi ki anlatamam
- ya da anlatıyorum hı dk yhaa-İçerisi sanki eski bir mekandı, loş ışıklarla donanmıştı.
içeriye ilk girdiğinde gözüme ilk çarpan şey, o, AVM de ki cafede çalışan kızın şimdide burda olmasıydı. Saçma geldi biraz. Ben de Bulut'a biraz daha yaklaşıp Bulut bu kız sizin kafede çalışan kız değil mi, artık sizin kafede çalışmıyor mu? Diye sordum. Bulut yine gamzeleri gözükecek kadar tebessüm etti ve ee güzelim burası da bizim kafe, hem o kız yakın arkadaşlarımdan. Eger yakın olduğumuzu görürsen de sakın kıskanma,benim için gerçekten değerli insanlardan biri. İsmi de Sima dedi. Aslında o kıza biraz uyuz olmuştum ama Bulut'un değer verdiği birisi olması tüm önyargılarımı yıktı. Biz kıza doğru yaklaştıkça kızın gülüşü daha da arttı. Ee yeni yumurcaklar size ne vermemi istersiniz? Hava biraz soğuk sıcak Bir şeylere ne dersiniz? Dedi. Sesi çok tatlı ve yumuşacıktı. Ben de kıza tebessüm Edip senin ellerinden çok büyük bir bardakta latte içebilirim dedim. Bulut da kendine bir Türk kahvesi söylemişti.Simayla ,birazcıkn dedikodusunu , birazcık kahveler,kitaplar,onun hayatında kimse olmamasından konuştuk ve Bulut ve Sima'nın benimle aynı üniversitede okuduğunu, çok yakın arkadaşlarının bi gemi kazasında öldüklerini öğrendim. Bulut onları anlatırken. Gözleri kızardı, belli ki kendini zor tutuyordu ağlamamak için. Sima dayanamayıp bırakı vermişti gözyaşlarını. Ben de zarzor tutuyordum gözyaşlarımi. Büyük ihtimalle benim de gözlerim kızarmıştı.
En sonunda konuyu dağıtmak amaçlı Sima ya neden sürekli kafede olduğunu sordum. O da aşçılık okuduğunu ve kafenin aşçısı olduğunu söyledi, tabi pek soyleyemeden benim telefonum çaldı. Arayan Havindi. Hemen eve gelmemi, önemli bir mesele olduğunu söyledi ve telefon kapattı. Ben de özür dileyerek hemen eve gitmem gerektiğini söyledim. Tabi ben bunu söyleyince Bulut da hemen benle beraber kalkıp beni eve bırakabileceğini söyledi.Evin oraya geldiğimizde yüzümdeki telaşı farketmiş olacak ki nolduğunu sordu. Ama benim de bilmediğimi söyledim. Tam arabadan çıkacakken beni kolundan tuttu ve gül bakiyim dedi. Niye ki diye sordum. Off Masal bu şeyi de ikiletmeden yap ve güzelim dedi. Pekte takmayip hemen güldüm. O anda gamzem bir adet Bulut dudağı ile karşılaştı. Bu anda kalbimin ritmi bozuldu, fazlasıyla hızlandı. Sonra o da gamzelerini çıkaracak kadar gülüp her güldüğünde yanağında ki çukurları öpmemek için zor tuttum kendimi valla ya, sakın bak, sakın ha ,o çukurlar yanaklarından kaybolmasın tamam mı dedi. Nolmuştu ya bu öküze ,Allah'ım acaba aşk mı çarpmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ
RandomBabasını 6 yıl önce kaybettiği kendi için kan kokan ülkeye gidiyordu ama bu sefer de annesini ve küçük kardeşini kaybetmişti. 6 yıl önce babası öldüğünde kendine bir söz vermişti ağlamıyacaktı ama bu sefer hayat gökyüzü dedikleri o güçlü,hiç ağlam...