First

7.4K 604 2.4K
                                    

Louis taksiden kocaman bavuluyla birlikte indi. Pantolonunun cebinden 50 dolar çıkarttı, pencereden taksi şoförüne uzattı. Adam parayı alınca neredeyse kendi boyunda olan bavulunu sürükleyerek 4 katlı binalardan oluşan sitenin kapısından içeri girdi.

Şu vahim olayın üzerinden -düğünden az önce terkedilmesi, ama Louis bundan bahsetmek istemiyordu- neredeyse 2 ay geçmişti. Louis insanların acıyan bakışlarından kaçmak için hemen annesinin yanına, Doncaster'a gitmişti. Ama ailesi bile ona kanser hastası olmuş gibi davranıyordu.

Louis de çözümü yeni bir eve taşınmakta bulmuştu. Aslında bu Niall'ın çözümüydü ama, herneyse.

Niall Louis'ye kendi oturduğu apartmanda boş bir daire olduğunu söylemiş, hatta ev sahibiyle Louis adına konuşarak evi tutmuştu bile. Eşyalı bir evdi, zaten Louis kendi eşyalarının hepsini satmıştı. Ona eski erkek arkadaşını hatırlatacak hiçbir şeyi istememişti. Bavulunda sadece birkaç parça kıyafeti, kitapları ve kişisel eşyaları vardı.

Asansörü açtı, bavulu çekiştirerek bindi. Niall bugün haftasonu olmasına rağmen yarım gün çalışıyordu, o yüzden yeni evin anahtarını Harry miydi neydi, öyle birine bırakmıştı. Ve Louis bu yüzden Niall'a yarım saat bağırmıştı.

İkinci katta asansör durdu. Louis poposuyla asansör kapısını ittirip yine büyük bavulunu çekmeye çalıştı.

"Yardım etmemi ister misin?" dedi biri. Louis erkek sesi duyunca sinirlendi. "Hiçbirinizin yardımına ihtiyacım yok benim." deyip kavga ettiği bavulu asansörden çıkarttı.

Sonunda az önce onunla konuşan adama döndü. Kıvırcık saçlı uzun boylu adam, gözleri dalmış gibi sessizce onu izliyordu. "Bu apartmanda Harry diye biri varmış, nerede oturduğunu biliyor musun?" diye sordu. Adam hareketlendi. "Benim. Yani şey, ben Harry."

Louis gözlerini kıstı. "Bende yedim." dedi. "Asansörden hoş bir erkek inince, adın Jerry de olsa Harry dersin." Harry başını iki yana salladı. "Hayır. Yemin ederim adım Harry."

Louis "Yemin ederim adım Harry, yemin ederim seni aldatmadım sevgilim, yemin ederim seni üzmek istemiyorum Louis."diye taklit yaptı. "Yalan yere yemin etmeyi ne çok seversiniz. Sizin yüzünüzden erkek olmaktan nefret ediyorum."

Harry şaşkınca donakaldı. Ama sonra Niall'ın 'Arkadaşım feminist Louis senden anahtarı alacak.' dediğini hatırladı.  "Ah şimdi anladım. Sen şu feminist Louis olmalısın. Niall bana senden bahsetmişti. Ben gerçekten Harry. Senin karşı komşunum." dedi ve elini uzattı. Bu sırada eli Louis'nin tişörtüne değdi.

Louis onun uzattığı ele baktı. "Bu ne bu?" dedi. Bu küçük adam gerçekten çok gergindi. "Hayatında ilk kez gördüğün bir erkeği taciz etmekten utanmıyor musun?"

Harry büyük bir hızla elini geri çekti. "Özür dilerim, hayır yanlış anladın. Sadece tokalaşmak istemiştim" diye açıklamaya çalıştı ama Louis yine onu susturdu. "Hep öyle olur. Sadece tokalaşmak istemişsinizdir ben yanlış anlarım. Kendi yatağımda bulduğum yabancı adam sadece bir arkadaşınızdır beni aldatmıyorsunuzdur, ben yanlış anlarım."

Sonra Louis Harry'e birkaç adım yaklaştı. "Sence bende artık bunlara inanacak göz var mı Jerry?" Harry onun gözlerine bakıp sertçe yutkundu. "Jerry değil, Harry." diye düzeltti. "Ayrıca çok güzel gözlerin var." Louis bu sefer alevler saçan bir ejderha gibi baktı. "Harry, Jerry, Nicholas... Ne fark eder, hepiniz aynı boksunuz işte! "

Harry sesini çıkartamadı. Konuşursa Louis biraz daha sinirlenecekti ve Harry böyle yakışıklı bir adamı sinirlendirmek istememişti.

Louis "Şimdi bana anahtarımı ver. Ve bir daha gözüme gözükme Harry Jerry." deyip elini uzattı. Harry cebinden anahtarları çıkarttı. Verirken ellerinin Louis'nin ellerine temas etmesini isteyerek anahtarı avcunun içine hapsetti.

NERVOUS NEIGHBOURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin