"Hey, Lou! Naber?"
Louis duyduğu sesle olduğu yerde kaldı. Derin bir nefes alıp verdi ve arkasına döndü. "İyiyim, Theodore."
Sabah şirkete adım attığı andan beri onunla karşılaşmamak için odasından çıkmıyordu ama tuvaletten odasına giderken yakalanmıştı.
"Sormadın ama ben de iyiyim. Seninle karşılaşmak çok güzel. Ben de tam çıkıyordum, işin yoksa öğle yemeğine birlikte gidelim mi?"
Theodore mavi gözlerini Louis'nin gözlerine sabitlemişken Louis özellikle onun dışında her şeye bakıyordu. "Bu pek mümkün değil. Birazdan Harry gelecek. Onu bekliyorum."
Birkaç saniyelik sessizlikten sonra "Harry mi?" diye sordu Theodore. "David sürekli ikinizden bahsediyor. Aslında bir ara tekrar dördümüz dışarı mı çıksak?"
Louis sonunda sabrının taşmaya başladığını hissediyordu. "Bak, yanlış anlaşılmak istemem ama bence bu pek hoş bir fikir değil. Bir kere birlikte yemek yedik ve bana kalırsa o bile hataydı. O yüzden boşverin gitsin."
Theodore sahte bir öksürükle Louis'nin kendisine bakmasını sağladı. "Eğer Harry bu konuda sana sıkıntı yapıyorsa, söyleyebilirsin. Herkes modern olacak diye bir koşul yok." dedi ve arkasındaki kapıya yaslandı.
"Harry ile ilgisi yok. David ve sen ahlaki sınırlarınızı ne kadar geniş tutuyorsunuz bilmiyorum ama ben eski sevgilimle ve onun birlikte beni aldattığı adamla takılmayı pek etik bulmuyorum. Ayrıca sevgilimi sizinle aynı ortama sokarak kendi ilişkimi yıpratmak da istemiyorum."
"Louis, bu konuyu atlattığını sanıyordum." dedi Theodore. Louis başını iki yana salladı. "Ne desem anlamayacaksın zaten. Yani takma kafana, ve izin verirsen odama gitmem gerekiyor."
Theodore'un daha fazla konuşmasına izin vermeden adımlarını odasına yönlendirdi. Theodore onun arkasından "Bari bir kahve içseydik!" diye seslendi ama Louis bunu da duymazdan gelerek yürümeye devam etti.
Kendi odasının kapısına yaklaştığında, Harry'i gördü. Altında siyah dar pantolunu, üstünde birkaç düğmesini açık bıraktığı beyaz gömleği ve başında hasır şapkasıyla gerçekten parlıyordu. Demetria ile sohbet ediyordu ama Louis diğer birkaç kişinin de onu izlediğini görebiliyordu.
İkisinin yanına gittiği an, Harry elini onun beline yerleştirdi ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "Seni kaçırmaya geldim." dedi tebessüm ederek. Louis de gülümsemeye başladı. Harry'nin enerjisi bulaşıcıydı.
Louis "Lütfen bir an önce gidelim çünkü açlıktan kan şekerim düştü." dedi ve sahte bir oyunculukla elini alnına koydu. Harry ona güldü, belindeki elini biraz daha sıkılaştırarak bedenlerinin birbirine yaslanmasını sağladı.
"İyi tamam gidin de ben de Tom ile yemeğimi yiyebileyim!" diye araya girdi Demetria. Harry kaşlarını kaldırdı. "Tom mu? Vay canına, sevgilin olduğunu bilmiyordum."
Louis gülerek onu Demetria'nın masasına çekiştirdi. "Tom'dan kastı Tom Cruise." dedi, asistanının bilgisayarının ekranını gösterdi. Harry arkaplandaki Tom Cruise resmine baktı. "Oh, şimdi anladım."
Demetria ekrana sarılırken Louis hala sevgilisini inceleyen birkaç kişiyle göz göze geldi. Ellerini Harry'nin göğsüne yaklaştırdı ve gömleğinin açık olan düğmelerini ilikledi. Harry sorgulayan bir bakış attığındaysa "Çok dikkat çekiyordun." demekle yetindi.
"Artık gerçekten seni kaçırmam gerekiyor." dedi ve elini Louis'nin belinden çekti Harry. "Çünkü ben de acıkmaya başladım. Gidelim mi?"
Louis başını salladı, onun elini tuttu. "Görüşürüz Dem!" dedi keyifle. Genç kız kollarını bilgisayarın ekranından çekmeyi başarınca ikisine el salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NERVOUS NEIGHBOUR
FanfictionLouis kötü sonlanmış ilişkileri yüzünden erkeklerden nefret ediyor. Düğününden bir hafta önce terk edilmesi üzerine yeni bir eve taşınıyor. Ve yeni karşı komşusu Harry ona ilk görüşte aşık oluyor. !Kitap alıntılar içerir!