Seventh

5.1K 527 1K
                                    

Louis uyanır uyanmaz duş almış, yatağını toparlamıştı. Sonra yürüyüşe çıkmış, oradan da işe gitmişti. Akşama kadar çalıştıktan sonra eve dönmüştü. Her şey normaldi. Ta ki evinin salonuna gidene kadar.

Koltuklarının ortasındaki sehpada kocaman bir kırmızı gül buketi duruyordu. Gerçekten kocaman. Kaç gül vardı burada? 100, 200?

Şaşkınca çiçeklerin yanına gitti. Harika bir düzenle dizilmişlerdi. Tam ortasına sıkıştırılmış olan küçük zarfı aldı. İçinden çıkan karttaki yazı, Louis'yi şaşırtmadı. Bu Harry'nin yazısıydı.

Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince 
Seni düşünüyorum, ayın pırıltıları kaynaklara vurunca. 
Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken, 
Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken. 

Şiiri yarım bırakmış, dedi Louis. Bu, Goethe'nin şiiriydi. Louis'ye göre bir şaheserdi. Kartın arkasını çevirince, diğer yarısını da gördü.

Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orda yükselirken dalgalar. 
Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlarda
Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sende yakınımda. 
Güneş batıyor, biraz sonra, beni ışıtacak yıldızlar, ne olurdu burda 
Yanımda olsaydın...

Gülümsedi. Gerçekten Harry her seferinde onun en sevdiği şiirleri nereden buluyordu? Kartı tekrar güllerin üzerine bırakıp koltuğa oturdu. Harry hiçbir şekilde pes etmiyordu. Ama artık eğlencenin bokunu çıkarmıştı.

Belki de Harry'e mesaj atmalıydı. Buna bir son vermesi gerektiğini söylemeliydi. Diğer koltuktaki telefonuna uzandı fakat kolu yetişmedi. Kendini ileri doğru ittirmeye çalıştı. Sonunda parmak uçlarıyla telefonu kavramayı başardı. Ama telefonla birlikte yere düştü.

Yere düşerken masaya tutunmaya çalıştı ama eli güllerin üzerine denk geldi. Tutunamadığı gibi, güller de üzerine döküldü.

"Lanet olsun sana Harry." diye söylendi kendi kendine. Eliyle omzunu ovaladı. Her yeri gül içindeydi. Telefonunun kilit ekranını açtı. O Harry'e mesaj atmadan, Harry ona mesaj atmıştı.

@harrystyles: Hiçbir şey güçlü değil bu dünyada seni sevmek kadar 
Senin yüreğin kadar aydınlık değil 
Hiç bir şey ölümcül değil bu koku bu renk kadar 
Ve senin kadar alımlı değil, hiçbiri bu çiçeklerin.

Louis ona numarasını vermediği için, Harry mesajı Instagram üzerinden atmıştı. Gözlerini devirdi.

@louistomlinson: Şimdi de Cummings'in şiiri, öyle mi?

Harry anında cevap verdi. Tüm bunları Louis işteyken ayarlamıştı -eve girmesini sağlayan da Niall'dı, teşekkürler- ve tepkisini ölçmek için elinde telefonla beklemişti.

@harrystyles: Keşke şairlerden çok dizelere odaklansan. Hissederek yazıyorum onları.

@harrystyles: Gülleri beğendin mi?

@louistomlinson: Hayır

@harrystyles: Peki mutfağa gittin mi?

@louistomlinson: Ne alakası var?

@harrystyles: Mutfağa git Lou 💙

Louis ekranını kapatıp telefonu cebine attı. Ayağa kalktı. Üzerindeki gül yapraklarını temizlemeye çalışmadı. Hızlı adımlarla mutfağa gitti. Tezgahının üzerinde bir gül buketi daha vardı. Ama bu seferki güller çikolatadandı.

NERVOUS NEIGHBOURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin