Twenty-Fourth

4.6K 437 685
                                    

Louis oturduğu sandalyede düzenli olarak kıpırdanırken bir yandan da biraz havada kalan bacaklarını sallıyor, stresten dudaklarını kemiriyordu.

Yanındaki yardımcı editörler de ondan farksız değildi. Hepsi sunumlarını bitirmiş, yönetim kurulundan gelecek kararı bekliyorlardı. Louis ile birlikte Austin, Rick, Olivia, Harlan ve Daniel isimlerine sahip 5 yardımcı editör vardı. Birisi kazanacaktı ve diğerlerinin de kaderine o karar verecekti.

Kapı açıldı, az önce odadan çıkmış olan insan kaynakları müdürü tekrar içeri girdi. Kibar bir baş hareketiyle onları selamladı, ayağa kalkmasınlar
diye eliyle bir işaret yaptı.

"Öncelikle, hepinize çalışmalarınız için teşekkür ederiz. Sizlerden birer dergi taslağı hazırlamanız istendi ve yönetim kurulumuz hepsini değerlendirdi."

Kadın konuşmaya, açıklama yapıp ortamı yumuşatmaya devam etti. Ama Louis her zaman sonuç odaklı bir adam olmuştu, bu yüzden önem arz eden o cümleye kadar dinlemedi bile. Sessizce oturdu, elindeki kalemle oynadı.

"Sonuç olarak..." dedi ve duraksadı kızıl saçlı güzel kadın. Karşısındaki 6 kişinin gözlerine teker teker baktı. "Baş editör olarak Rick Owsen ile çalışmaya karar verdik."

Ne?

Yani evet, Louis son zamanlarda Harry ile ilgilenmekten başını kaldırıp işlerine odaklanmıyor olabilirdi, dergi taslağını mükemmel hazırlamamış olabilirdi ama bu emo heriften daha mı kötüydü?

Başından aşağı kaynar suların döküldüğünü hissetti. Bu konuda beklentisi büyüktü. Baş editörlük; şirkete girdiğinden beri hayalini kurduğu bir şeydi. Şimdi, dergide çalışıp çalışmayacağı bile Rick'e bağlıydı.

İnsan kaynakları müdürü gider gitmez, Rick "Hepiniz burada çalışmaya devam edeceksiniz. Dediklerimi sorgulamadan yaptığınız sürece." dedi. Kimse karşılık vermedi. Neden kendilerinin seçilmediğini düşünmekle meşguldüler.

Louis tam çıkmaya hazırlanmıştı ki Rick bu sefer tek kadın yardımcı editör olan Olivia'ya dönerek "Bana kahve yapıp getir." dedi.

Diğerleri gibi Louis de duraksadı, ona baktı. "Karşınızdaki kişi sizin asistanınız değil, yardımcı editörünüz."

Rick kollarını göğsünün altında birleştirerek Louis'yi inceledi. "Sana fikrini sormadım Louis. Ama madem bu kadar meraklısın, o zaman kahvemi sen getirebilirsin."

Louis öne doğru bir adım attığı anda Olivia onu kolundan tutarak geri çekti. "Benim yüzümden kariyerini mahvetme." diye fısıldadı. Louis ise sakinleşmek adına birkaç derin nefes aldı.

"Bana karşı daha seviyeli bir tavır takınsanız iyi edersiniz." dedi meydan okur gibi. "Gidip kendi kahvenizi kendiniz alabilirsiniz. Hatırlıyorum da, şirkete ilk geldiğinizde kahve servisi yapıyordunuz. Eminim hala kahve makinesini nasıl kullanacağınızı hatırlıyorsunuzdur."

Ortam iyice gerilirken, diğer yardımcı editörler yavaş yavaş odadan çıktı. Olivia hariç, o sessizce Louis'nin arkasında bekliyordu.

"Farkında değilsen söyleyeyim; Artık benim bünyem altında çalışıyorsun Louis. Beni kendine düşman etme."

Louis gözlerini devirdi. "Düşmanlığımız bana değil, size zarar verir."
Rick ona biraz daha yaklaştı. "Tehdit mi ediyorsun sen beni?"

Louis "Ben tehdit etmem, pişman ederim." dedi. "İki gün izin kullanacağım. Sen buralarda kahve içmeye devam et."

Rick cevap bile veremeden, Louis odadan çıktı. Bundan sonra şirkette huzur bulması hiç mümkün görünmüyordu.

Ve huzur demişken, bir an önce buradan çıkıp Harry'nin yanına gitmek istiyordu.

NERVOUS NEIGHBOURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin