NERVOUS NEIGHBOUR

Second

Niall kucağında Louis ile sitenin bahçesine indiğinde arkadaşları havuzun etrafındaki kamelyalardan birine oturmuşlardı bile. Genelde akşama kadar burada vakit geçirip akşam da yakınlardaki bir bara giderlerdi.

"Selam çocuklar!" dedi ve Louis'yi kucağından indirdi. "Sizi arkadaşımla tanıştırmak istiyorum." Masadaki üç erkek de Niall'ın yanındaki kısa boylu adama baktı. "Bu Louis. Buraya yeni taşındı." dedi. Sonra Louis'ye döndü. "Lou, bunlar Zayn ve Liam. Nişanlılar. Harry'i zaten tanıyorsun."

Louis hiçbir şey demedi. Elini uzatmadı veya Zayn'in uzattığı eli tutmadı. Harry de bir elini çenesine dayamış sessizce onu izliyordu. Louis ona bir kez bile dönüp bakmadı. Zaten şuan oldukça rahatsız ve isteksizdi.

"Louis, ne iş yapıyorsun?" diye sordu Harry dikkati üzerine çekebilmek için. Louis yine de ona dönmeden "Sanane? Burada rahatsız ettiğin yetmedi bir de orada mı asılacaksın?" dedi.

Harry hiçbir şey söyleyemeden kalırken Liam şaşkındı. "Tanrı aşkına!" dedi Zayn coşkuyla. "Sana bayıldım, Louis. Seninle iyi anlaşacağımdan o kadar eminim ki."

Niall Louis'nin cevap vermesi için bacağına vurarak onu uyarmaya çalıştı. Ama Louis umursamazca arkasına yaslandı, cebindeki paketten bir sigara çıkartıp yaktı. Nezaketen de olsa kimseye paketi uzatmadı. Zaten iki dal sigarası kalmıştı ve yeni paket almaya üşeniyordu.

Harry onun her hareketini inceliyordu, fakat bir yandan da her an Louis ona ters bir şey söyler diye korkuyordu. Ne yapsa ters tepmişti, Louis tam bir flörtsavar gibiydi. Ayrıca Harry daha flörtleşmeye geçememişti bile. Sadece onunla tanışmaya çalışmıştı.

Louis sigarasını dudaklarından çekip eline alır almaz "Hiç kedi gördün mü Harry?" diye sordu. Harry şaşkınca bakındı. Kendisiyle konuştuğundan emin olunca "Evet." dedi.
"Peki kaplan gördün mü?"
"Hayır. Yani sadece belgesellerde."

Louis abartıyla başını salladı. "Beni izlemeye devam edersen, bir kedinin kaplana dönüşmesine ve avına saldırmasına şahit olacaksın." dedi. "Bu senaryoda kaplan benim, av sensin."

Harry uyarıyı alınca hemen gözlerini kaçırdı. Sessizce izlese nolurdu sanki? Sigara eline çok yakışmıştı ve Harry de içinden bu görüntü için Tanrı'ya övgüler yağdırıyordu, ne vardı bunda?

"Dün geçici olarak terfi aldım." diyerek konuyu değiştirdi Liam. "Brian'ı kovdular. Onun yerine ben geçtim, eğer Celine benim çalışmamı beğenirse kalıcı olarak genel müdürlüğe terfi edeceğim."

Zayn bunu zaten bildiği için tepki vermedi. Harry ve Niall ise anında neşelendi. Liam 3 yıldır bir tekstil şirketinde genel müdür yardımcısı olarak çalışıyordu ve Brian'dan çekmediği kalmamıştı. Ama Brian kovulduğuna göre sonunda rahat vir nefes alabilirdi.

"Maaşına zam yapılacak mı?" diye sordu Harry. Liam başını salladı. "Kalıcı kadroya geçersem en az 1000 dolar zam alacağım." Niall sinsice gülümsedi. "Bu da maaşı alır almaz bana güzel bir yemek ısmarlayacaksın demek oluyor."

Louis "Bırak da nişanlısıyla yemeğe çıksın." dedi. "Sana ne oluyor?" Zayn Louis'ye döndü. "Bu kural nerden çıktı bilmiyorum ama gruptan biri prim ya da zam kazanırsa Niall'a yemek ısmarlıyor."

Louis neredeyse ilk kez kahkaha attı. Ve Harry bunun da mükemmel bir görüntü olması sebebiyle Tanrı'yı biraz daha övdü. "Bu Niall hepimizi parmağında oynatıyor demek. Eskiden ben de her terfi alışımda bu piçi yemeğe çıkarıyordum." deyip sigara izmaritini bir kenara fırlattı.

Zayn de Louis ile birlikte gülmeye başladı. "Ciddi ciddi defalarca para yedirdik yani buna. Ve sen söyleyene kadar hiçbirimiz garipsemedi bile." dediğinde Louis heyecanla başını salladı. "O öyle insanları ayakta uyutur. Bahse girerim bara her gittiğinizde Niall 'Bugün sizden olsun yarın ben ısmarlayacağım' diyordur."