Eighteenth

5.1K 478 947
                                    

Louis masasında oturmuş haftasonu boyunca kendisine gelen mailleri tek tek okuyup cevaplarken kapı aniden açıldı ve Demetria içeri girdi. Gözlerini önündeki bilgisayarın ekranından ayırdı, asistanına baktı.

"Zaman geldi Louis. Büyük patron sizi bekliyor." dedi Demetria. Louis isteksizce güldü, ayağa kalktı. "Ölmeyeceğiz. Sadece kovulacağız. Kıyamet günü gelmiş gibi davranma."

Demetria ileri atıldı ve Louis'ye sarıldı. "Ayrılmak istemiyorum. Bu şirkete ve sana yıllarımı verdim ben!" Louis onun ne kadar stresli olduğunu görüyordu. Kendisi kovulursa asistanı da kovulurdu. Ama Demetria'nın hasta annesine bakabilmek için bu işe ihtiyacı vardı.

"Ağlamak üzeresin. Ağlarsan makyajın akar. Sabahları bir saat bu makyaja emek veriyorsun sen." dedi gülerek. Asistanı hemen geri çekildi ve gözlerinin altlarını sildi. "Kovulursak bile, kendime bir iş bulur bulmaz seni yanıma alacağım Demetria. Sen olmazsan kim bana fındıklı latte yapacak?"

Kız gülerek "Mesaj alındı patron. Kahveni getiriyorum." dedi, odadan çıktı. O gider gitmez Louis yüzündeki sahte gülümsemeyi kesti. Masasının üzerindeki telefonu aldı, Harry'i aradı. Sakinleşmeye ihtiyacı vardı.

Harry telefonu açtı ama konuşamadı bile. Louis hemen "Kovulacağım!" diye bağırdı. "Kariyerim bitecek. Hayatım bitecek. İnsanların birbirine gösterip ona benzeme dediği eziğe dönüşeceğim."

Harry gülmek istedi ama kendini durdurdu. "Sakinleşir misin lütfen? Her şey güzel olacak. Olmasa bile, üzülmene izin vermeyeceğim çünkü seni seviyorum. Şimdi kapat gözlerini, derin bir nefes al."

Louis onun dediklerini yapmak üzere gözlerini kapattı. "Gözümü kapatınca seni görüyorum." dediğinde Harry kahkaha attı. "Bu yüzden de nefes alamıyorsun değil mi? Çünkü hayalde bile mükemmel göründüğümden eminim."

"Hadi be oradan, damatsavar!" dedi Louis gülerek. Önceki gün Thomas'ın evlenmekten vazgeçmesine sebep olmuştu ve Louis bu yüzden ona bu lakabı takmıştı. Damatsavar.

Harry "Bana böyle seslenmeyi keser misin? Bilerek mi vazgeçirdim sanki adamı?" diye isyan etti. Thomas aslında Edward'a aşık değildi. Harry bunu nerden bilebilirdi ki? Ayrılmaları onun suçu değildi. Hatta öyle olsa bile sorun yoktu. Herkes yaşattığını yaşardı. Edward da Louis'ye yaşattığı şeyi yaşıyordu işte.

Louis "Tamam be çemkirme hemen." dedi. "Kapatmam lazım. Patronum odasında beni bekliyor. Kovulup geleceğim izninle." Harry ona telefonun diğer ucundan öpücük gönderdi. "İşler yoluna girecek. Endişelenme."

Louis iç geçirdi. "Seni özledim. Şuan bunun hiç sırası değil ama seni özledim." Sıkıntılı saatler geçiriyordu ve ona ihtiyacı vardı. "Ben de seni özledim. Ve seni seviyorum, görüşmen bitince beni ara ve haber ver."

Telefon kapandığında Louis kendini daha rahat hissediyordu. Üzerindeki ceketi düzeltti. Derin bir nefes aldı. Sonra da odasından ayrılıp patronunun yanına, toplantı salonuna gitti.

Büyük odaya girdiğinde diğer 5 yardımcı editör içerideydi. "Kusura bakmayın Bay Hobbs. İşler biraz birikmişti, geç kaldım." dedi panikle. Adam ona gülümsedi. "Sorun değil Louis. Hepiniz oturun lütfen."

Herkes masadaki yerlerine oturdu. Louis dizinin titrediğini hissediyordu. Diğerleri de en az onun kadar endişeli görünüyordu. Çünkü topluca kovulacaklardı.

"Biliyorsunuz ki bir süredir satışlarda düşüş yaşıyoruz. Ve geçtiğimiz günlerde baş editörümüz Tobby Delaire ile yollarımız ayrıldı. Dergimizde devamlılık esastır. Yani bir an önce yeni editöre ihtiyacımız var."

NERVOUS NEIGHBOURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin