NERVOUS NEIGHBOUR

Sixteenth

"Harry." dedi Louis yumuşak bir sesle. "Uyan hadi, geldik." Harry ellerini yumruk yaparak gözlerini ovuşturdu. Esnedikten sonra pencereden dışarıya baktı. Akşama doğru Louis ile beraber Edward'ın düğününün yapılacağı yere doğru yola çıkmışlardı. Ama Harry kısa bir süre içinde uyuduğu için yol ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyordu.

Birlikte arabadan indiklerinde Harry hemen bagajdan büyük sırt çantasını aldı. Düğün ertesi gündü, pazar günü. Bir gece burada kalacaklardı, sonra düğüne katılacaklardı.

"Bu oteli ben seçmiştim." dedi Louis. "Düğünün burada yapılması benim fikrimdi. Fikrimi çalmışlar." Harry kolunu onun omzuna attı. "Belki bencilce olacak ama Edward seni bıraktığı için mutluyum."

Louis bunun hakkında konuşmadan onunla beraber otele girdi. Resepsiyona doğru gidemeden, Edward onların yanına geldi. "Louis!" dedi gülümseyerek. "Gelmene çok sevindim. Gerçekten." Her ne kadar Harry bundan rahatsız olsa da, Louis ve Edward birbirine sarıldı.

Saniyeler sonra Louis hemen geri çekildi. "Harry, bu Edward." dedi kahverengi saçlı adamı göstererek. Harry isteksizce onunla tokalaştı. "Memnun oldum." dedi basitçe. Edward ona da gülümsedi. "Ben de öyle. Keşke daha erken gelseydiniz, sahilde prova yemeğini kaçırdınız."

Louis gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu. Sahilde prova yemeği de kendisinin fikriydi. "Neyse ki düğünü kaçırmadık." dedi. "İzin verirsen biraz dinlenmek istiyoruz. Sonra görüşürüz." Edward resmen kovulduğunu hissetse de gülümsemeye devam etti. "Peki o zaman. Gece barda olacağız, isterseniz bize katılırsınız." diye önerdi ve aceleyle uzaklaştı.

"Bu tipleri nerden buldun?" diye sordu Harry. "Sen cehennem kadar ateşlisin ve eski sevgililerin bir hamamböceğinden daha az çekici." Louis aniden kahkaha attı. Ve Harry onun gülüşüyle kendinden geçeceğini hissetti. Ne zaman onun güldüğünü görse kalbinin durduğunu hissediyordu.

Louis onu da alarak resepsiyona gitti. Ahşap masanın arkasında duran, takım elbiseli adam ona gülümsedi. "Mayor Inn'e hoşgeldiniz. Rezervasyonunuz var mıydı?" Louis başını iki yana salladı. "Hayır. Düğün için geldik, rezervasyon gerekiyor muydu?" diye sordu."Maalesef." dedi adam. "Eğer çift kişilik oda istiyorsanız verebilirim ama tek kişilik oda vermem için yarını beklemeniz gerekiyor."

Harry Louis'nin kulağına yaklaştı. "İstersen yakınlarda başka bir otel bulalım. Yarın düğün saatinde buraya geliriz." dedi. Louis önce ona baktı, sonra kimlik kartını resepsiyoniste uzattı. "Pekala, çift kişilik oda alabiliriz o zaman."

Adam önündeki bilgisayara bir şeyler yazmaya başlarken Harry şaşkınca Louis'ye döndü. "Emin misin?" diye sordu. Louis gülerek başını salladı. "Ne var bunda? Zaten en çok istemediğim şey bir ilişkiydi ve sen beni buna ikna ettin. Şimdi seninle aynı odada kalmaktan kaçmamın bana hiçbir faydası yok."

Harry söyleyecek bir şey bulamadı. Her geçen gün Louis'nin kendisine biraz daha yakınlaştığını hissediyordu. Bazen rüya filan gördüğünü düşünüyordu. Hayatına onun girmesiyle her şeyi değişmişti. Kendisinin bile bilmediği bir yönüyle tanışmıştı. Bir insana bu kadar bağlanabileceğini hiç tahmin etmemişti.

Resepsiyonistin "Odanız 5. katta, 412 numara. Oda servisi ödediğiniz ücrete dahildir ve gece 12'ye kadar açık." demesiyle kendisine geldi. Louis ondan önce davranarak kendisine uzatılan kartı aldı. Kibarca adama teşekkür etti ve Harry'i de alarak asansöre doğru yürüdü.

"Aman Tanrım!" dedi sarı saçlı, uzun boylu bir kız. Louis ve Harry aynı anda ona döndü. "Louis, senin burada olduğuna inanamıyorum!" Louis güldü. "İnan bana ben de inanamıyorum Maddie." diye cevap verdi. Bu hayal ettiği en son şey bile değildi.